Ne yani… FETÖ mü hortlasın?

Mehmet ŞENER

Her şehre üniversite, neredeyse her şehre havaalanı yapan bu devlet; eğer üniversite öğrencisinin yurt sorununu çözemiyorsa büyük yanılgı içerisindedir…

Ne yani…

FETÖ mü hortlasın?

Yazar Tarık Çelenk’in tasvir ettiği  “Beyaz Müslümanların” zerre kadar umurunda değil, ama bu ülkede çok ciddi bir kriz her ailenin kapısını zalimce çalıyor.

Eskiden yani FETÖ’nün devlet içerisinde çok etkili olduğu yıllarda sistem şöyle işliyordu:

Devlet bile isteye (acil ihtiyaç olmasına rağmen) üniversite öğrenci yurdu yapmazdı.

Hoş gücü yetmediğinden değil.

İhtiyaç duyulan kadar yurt yapmazdı. Çünkü:

Şayet yurt yapardıysa cemaat ve tarikatların etki alanını kısıtlayacaktı.

En çok da FETÖ’nün…

Misal; otuz yıl önce Atatürk Üniversitesi’ne okumaya gelen ve maddi durumu da iyi olmayan bir öğrenci, devlet yurduna yerleşemediği için bu cemaat ve tarikatların sağladığı evlerden birine geçerdi!

Öyle ki o tarikat ve cemaatlerin yeminli ajanları terminalde, istasyonda masalar kurup fukara öğrenci avlardı!

Hakkını teslim edelim bu işi on numara yapan FETÖ’ydü!

O zavallı gençler kalacak bir yer ve bir tas çorba için birilerinin adeta esiri olurlardı.

Zorla risale okutmalardan tutunuz da zorla cemaat mensubu kılınmaya kadar neler vardı neler…

Hani bazıları soruyor ya, “FETÖ hangi ara bu kadar güç devşirdi, hangi ara bu kadar insana ulaştı?”

Evet; FETÖ o gücü ve o insan potansiyelini evvel emirde “cemaat evlerinden” kazandı.

Devletin bile isteye yapmadığı o yurtlardan ötürü, üniversite öğrencisi (Amerika’nın dayattığı politika) sonucu tarikat ve cemaatlerin kurşundan askeri oldu.

Örnek üzerinden ilerleyelim…

Diyelim ki o yıl, Atatürk Üniversitesi’ni başka şehirlerden kazanan beş bin öğrenci oldu.

Ve bu öğrenciler kayıt için geldiler.

Bunların içerisinde maddi durumu çok iyi olan, orta halli olan ve kötü olan vardı.

Otuz kırk yıl önce ülkemizdeki üniversite sayısı bu kadar olmadığı için, zengin de fakir de olsa aileler çocuklarını sınavını kazandığı üniversiteye gönderiyordu.

Erzurum’da, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’ne ait yurtlar vardı elbette ki…

Lakin gelen beş bin öğrencinin en fazla yüz bilemedin iki yüzüne cevap verebilecek kapasitedeydi.

Peki o dört bin sekiz öğrenci açıkta mı kalıyordu?

Hayır; işte bu aşamada tarikat ve cemaatler yeni müritler devşirmek için devreye girerdi.

Varlıklı olanlar, ev kiralardı ya da otelde kalırdı.

KYK yurdu çıkmayanlar ise potansiyel elemandı!

O yıllarda genç bir gazeteci olarak haber yapardım.

Derdim ki, “Bu devletin akla hayale gelmeyen her şeye aktaracak kaynağı var da, niye üniversite öğrencisini barındıracak yurt yapımına parası yok?

Meğerse safmışım…

Yıllar sonra uyandık, arka plandaki büyük tuzağa:

Devlet yurt yapar ve evladına sahip çıkarsa, cemaatlerin ekmeği kesilir!

Mademki birçok cemaat de Amerika’nın emrinde ve izinde; şu halde en mühim mesele yeni öğrenci yurtları yapmamaktır.

...

Bu uzun girizgahı, nasıl ki eski Türkiye’yi eleştirmek için yaptımsa, aynı zamanda günümüz Türkiye’sine de bir çift kelamım olacak…

Bugün Türkiye’de devlet ve özel diye iki yüzün üzerinde üniversite var.

Kreş açılır gibi üniversite açılıyor!

Eğitim, kalite, nicelik ve nitelik hak getire…

Neyse…

Asıl konumuz o değil…

Bu üniversitelerde eğitim gören milyonlarca gencimiz var.

Pekii bu gençlerin devlet eliyle barınmaları sağlana biliyor mu?

Yok… Sağlanamıyor.

Rakam verelim ki kimse öküzün altında buzağı aramasın:

Ülkemizde elan, 4 binin üzerinde özel yurt, 700 civarında da devlet yurdu mevcut!

Aradaki uçuruma bakar mısınız?

Öğrencinin yüzde doksanı piyasanın eline kalıyor!

Dedik ya; eskiden devlet bile isteye öğrenci yurdu yapmıyordu, gençler tarikat ve cemaatlere malzeme olsun!

Peki şimdi aynı devlet hangi mantıkla bu sorunu çözmüyor?

FETÖ’den ders mi çıkarmadık, kimi tarikat ve cemaatlerin ülkemizin başına açmaya çalıştığı belaları mı görmedik?

Nedir bu vurdumduymazlık, nedir bu musibetten nasihat almama hali?

Her ile ve neredeyse ilçeye üniversite kurmayı başaran bu devlet, neden o öğrencinin insanca barınabileceği yurtlar yapmaz?

Galiba aynı mantık yine devrede:

Cemaat ve tarikatlara mecbur kalsınlar, bir de merhamet ve insanlıktan mahrum ev sahiplerinin elinde oyuncak olsunlar…

AK Parti Hükümeti’nin bu ülkeye kazandırdığı hizmetleri saymaya kalksak sayfalar yetmez.

Asla nankörlük etmedik; etmeyiz de…

Ve fakat bu yurt meselesinde aklımın almadığı bir hinlik var.

Devletin gücü mü yetmez misal, Erzurum’da yeni yurtlar yapmaya?

Kimse dile getirmiyor, ama biliyor musunuz ki binlerce öğrenci barınma fiyatları yüzünden kazandığı üniversiteye kayıt yaptıramıyor.

Sen devlet olarak gereğini yapar ve öğrenciye imkan sunarsın; fakat kimi öğrenci der ki ben daha konforlu bir ortam arıyorum bu sebeple özel yurtta yahut da evde kalacağım…

Buna bir itirazımız yok; özel yurt olmasın demiyorum…

Başka yerlerde vaziyet nedir bilemem…

Erzurum’dan örnek vereyim:

Bazı semtlerde ev sahipleri, tarikat ve cemaatlerin ağına düşmeyen öğrenciler için ev kiralıyor.

Ala…

O evi aileye kiralasa diyelim ki aylığı on ila on beş bin lira arası olur.

Ama…

Öğrenciye otuz kırk bin liraya kiraya veriyor.

Tabi bir öğrenci tutmuyor o fiyattan o evi…

Üç beş, belki de on öğrenci tutuyor.

Acaba devlet, serbest piyasa kavramından bu sonucu mu çıkarıyor?

Gücü yeten güçsüzü silkelesin!

Bir de şöyle bir garabet var:

KYK, gidip saçma sapan yerde ve uzaklıkta iktidara mensup bir iş adamının ipe sapa gelmez binasını değeri olmayan fiyattan on yıllığına kiralıyor!

Sonra da diyor ki, “Efendim benim boş yurtlarım var, ama öğrenci gelmiyor.”

Vay kurnaz vay…

O dediğin yurt üniversiteye bilmem kaç kilometre uzaklıkta ve sosyal hayattan mahrum…

Sen oranın yanından bile geçmiyorsun, öğrenci niye gitsin?

Her şehre havaalanı yapan, her şehre (niyeyse) üniversite açan bu devlet, yarınları olan gençler için barınacakları yurtlar yapmıyorsa ben o işin arkasında yine art niyet arıyorum.

Adı belki FETÖ değil, ama besbelli ki benzer organizasyonlar devrede…