Erzurum Güncel -
İNGİLTERE’nin saygın gazetesi Guardian, uluslararası başarılarıyla Türkiye’nin gururu olan ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan ile son filmi ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Guardian ‘ölmeden önce İzlenmesi Gereken 1000 Film’ listesine Ceylan’ın ‘Uzak’ filmini dahil etmişti. Yazısına “Cannes’da büyük ödülü kazandı ama bazı insanlar yarıda çıkıp gidiyor. Ama Ceylan pişmanlık duymuyor” sözleriyle başlayan Stuart Jeffries’in başlığı ise ‘Yoğurt ve Cinayet’. Jeffries başlığın seçiliş nedenini ise şöyle açıklıyor: “Film (Bir Zamanlar Anadolu’da) boyunca polislerin ne tür yoğurt sevdiğini, kasaba doktorunun Rus şiirinden hoşlandığını falan öğreniyoruz ama kimin, kime, neyi, neden yaptığını öğrenemiyoruz” diyor.
Cevapları hap gibi vermiyor
Nuri Bilge de Londra’da görüştüğü Jeffries’in bu ‘anlaşılmazlık’ yorumuna şu cevabı veriyor: “Filmin öfkelendirici olabileceğini biliyorum. Hollywood’un problemi seyircinin cevapları bir hap gibi almayı beklemesi. Sadece kimin ne yaptığını değil, nasıl ve neden yaptığını da bilmek istiyorlar. Gerçek hayat böyle değil. En yakın arkadaşlarımızın bile ne düşündüğünü bilemeyiz. Filmlerde gerçek hayattan da fazla herşeyin açık olmasını istiyoruz. Ama bu, sinemanın yalan olduğu anlamına gelir. Ben bu şekilde sinemayapamam”.
Kadınların etkisi
Jeffries, Ceylan’a “Filmle ile ilgili en çarpıcı şeylerden biri tüm ana karakterlerin erkek olması ama hikayeyi yönlendiren ise kadınlar. Cinayet muhtemelen bir kadın uğruna işleniyor. Savcının karısının intiharı ise onun ihanetlerine karşı bir intikam. Bir sahnede ise misafirlere çay veren köy muhtarının kızına karakterler ilahi bir şey görmüş gibi bakıyorlar. Bunun anlamı ne?” diye sordu. Ceylan’ın cevabı ise “Londra’da böyle kızlar gördüğünüzde etkilenmezsiniz. Etrafta çok sayıda güzel kız var. Ama bir bozkırda, uzun geçen bir gecenin sonunda böyle bir kız sizin sıradan dünyanızda ilahi bir mucize gibi görünür. Bunun senaryoya da katkısı oldu. Anadolu’da bir polisle konuştuk. Bize, ‘Bazen bir sanığı üç gün dövsem de konuşmuyor. Ama bir kadın gördüğünde birden ağlamaya başlıyor ve herşeyi itiraf ediyor’ dedi. Neden, çünkü güzelliği ve şefkati sayesinde” cevabını verdi. Guardian’daki yazıda Nuri Bilge’nin kendi yaşamından kesitleri de filmlerinde sık sık kullandığına dikkat çekildi.