Erzurum Güncel- Avusturya Sen Jorj Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin A. Telli, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Ağrı kesici ilaçlar, acil olarak müdahale edilmesini gerektiren, ağır seyreden ve ölümle sonuçlanabilen birçok hastalığı maskeleyebilir. Bu tür ilaçlar sadece doktor tarafından teşhis edilmiş hastalıklarda, reçeteli olarak ve önerilen dozda kullanılmalı; zorunlu kalınmadıkça çok şiddetli ağrı durumları dışında mümkünse hiç kullanılmamalıdır” diye konuştu.Şiddetli baş ağrıları sebebiyle uzun süredir ağrı kesici ilaç kullanan hasta erken teşhis ile hayatı kurtulabilecekken, ilerlemiş bir beyin hastalığı, yayılmış bir beyin tümörü veya anevrizma patlaması sebebiyle ani beyin kanaması ve ölümle hastane acil servilerine başvurabildiğini anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin A. Telli, “Ayrıca alınan ağrı kesiciye bağlı, tüm vücutta artmış kanama riski, önlenemez karaciğer ve böbrek hasarı, mide ve barsak delinmesi, iç kanama da çabası…Hasta bel ve sırt ağrılarını giderebilmek için kullandığı basit bir ağrı kesici sebebiyle, göğüs ve karın içinde patlamaya hazır damar baloncukları (anevrizma), omurilik ve omurgayı ilgilendiren hastalık ve tümörlerin, kalp zarı ve diğer kalp hastalıklarının, akciğer kanseri, tüberkülozu, zatürre, gibi ölümle sonuçlanabilecek bir çok hastalığın erken teşhisine engel olur. Akut batın olarak tabir edilen apandisit, mide - barsakta delinme ve tıkanıklıklar, travmaya bağlı iç kanamalar, kadınlarda yumurtalık kistleri, tümörlerinin kanama ve delinmeleri kullanılan ağrı kesici ilaç sebebiyle maskelenir, birçok defalar, acil servislerde doktorlar tarafından bile teşhis konamayacak düzeyde maskelenebilir. Bu da ölüm riskini kat be kat arttıracaktır” dedi."BİRÇOK GENÇ VE YAŞLI İNSANIN DAHA DİNÇ HİSSETMEK VE O ANI ÇABUK GEÇİŞTİRMEK İÇİN KULLANDIĞI AĞRI KESİCİ İLAÇ BAŞ BELASINA DÖNEBİLİR"İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin A. Telli, açıklamasında daha sonra şunları kaydetti:“Ağrı sübjektiftir, kişiye özeldir, bazen sadece bir sıkıntı hissi hasta tarafından ağrı olarak nitelendirilebilir, birçok genç ve yaşlı insanın daha dinç hissetmek ve o anı çabuk geçiştirmek için kullandığı ağrı kesici ilaç, hayatının geri kalan kısmında sürekli hastanelerde dolaşmasını gerektirecek bir baş belasına dönebilir. Psikolojik ve psikiyatrik birçok hastalıkta baş ağrıları, başta sıkıntı hissedilir. Asıl hastalık tedavi edilmediği sürece, önce ağrı kesicilerin ve sonrada alkolizmin pençesinde hayatlar mahvolur.Doktorlar tarafından da ağrı kesicileri sürekli olarak biraz da hasta ısrarına bağlı olarak sıkça yazıldığını görüyoruz. Dünyada en çok kullanılan ilaçlar ağrı kesiciler ve mide ve barsak rahatsızlığı sebebiyle kullanılan şuruplar ve haplardır. Bazen doktor tarafından yazılan tek bir ağrı kesici ömür boyu sizi mide karaciğer ve böbrek hastası yani, ömür boyu sağlık ve ilaç sektörünün kölesi yapar.Mümkünse hiç ağrı kesici kullanılmamalıdır, mutlaka kullanılacaksa doktor kontrolünde kısa süreli alınmalı, yan etkilerini azaltmak için proton pompa inhibitörü grubundan mide ilaçları ile birlikte alınmalıdır. Mümkünse İlk ve nihai seçenek parasetamol (parol, tamol, minoset vb..) olmalı, günlük doz maksimum gençlerde 4 gram/günü, yaşlılarda ise 2 gram /günü aşmamalıdır (karaciğer toksisitesi sebebiyle) Ağrı kesicilerin alkol ile birlikte alınması mide-barsak komplikasyonunu ve karaciğer zararını şiddetle arttırır, hiçbir zaman seçenek olmamalıdır. Masum bildiğimiz Aspirine bağlı hastalıklar, dünyada ölüm sebepleri sıralamasında üst seviyelere tırmanmıştır, tıbbi zorunluluk dışında alınmamalıdır. Piyasadaki diğer antiromatizmal ağrı kesilerden bahsedersek en büyük tehlikenin en iyi ağrı kesicide gizlendiğini söyleyebiliriz, bazen kalp krizinin sebebi bazen de diyalize götüren böbrek hasarı nedeni olabilirler. Halk arasında inanılanın aksine kalça enjeksiyonu veya rektal, vajinal (fitil, ovul) olarak uygulanan ağrı kesicide kan yolu ile tüm vücuda ulaşarak ağır mide ve barsak hasarı yapabilir sakınınız.”