Erzurum Güncel- 68 hareketinin simgesi Deniz Gezmiş’tir. Deniz’in simgesi ise tutuklandığında da üzerinde olan meşhur parkasıdır. İdamından sonra Deniz’in parkası, onun ideallerini paylaşan gençler arasında moda oldu. Deniz’in parkası üzerine bugüne dek birçok hikâye anlatıldı. Bazıları onu bir Amerikan askerinden zorla aldığını söyler. Bazıları ise Amerikan pazarından satın aldığını... Ancak parkanın gerçek hikâyesini kendisi de bir 68’li olan grafik tasarımcısı Yılmaz Aysan ortaya çıkardı. İletişim Yayınları’ndan çıkan Afişe Çıkmak adlı kitapta o dönemin tanıklarından Hasan Barutçu, Deniz’in parkayı ODTÜ’de düzenlenen bir maskeli balonun vestiyerinden aldığını söylüyor. İşte Barutçu’nun ağzından, Aysan’ın kaleminden o meşhur sembolün hikâyesi: “Maskeli balolar, 68 döneminde Ankara gençliğinin en çok önem verdiği eğlencelerden idi. Her yıl hevesle beklenirdi ve yüzlerce genç, çeşit çeşit kılıklarda, kız erkek doluşurlardı. Davetiyeler paralıydı. Paranın önemli bir kısmı masraflara, dekora, müzisyenlere gitse bile gene de devrimci harekete iyi para bırakırdı. Sanatçıların bazıları para almazlardı ama orkestralara filan ödeme yapılırdı. Bu balolar çok iyi organize edilirler ve sabah gün ışıyana kadar eğlenip dans eden gençler de her seferinde mutlu ayrılırlardı. Örnek vermek gerekirse, Erkin Koray ve arkadaşları gibi, o zaman da önemli olan sanatçılar sahneye çıkarlar ve gençleri coştururlardı. Bu balolardan bir iki hafta öncesinden başlayarak bütün Ankara’ya ülkücülerin baloyu basacakları söylentisi yayılırdı. Kimse de buna itibar etmezdi, çünkü ODTÜ’de güvende olacaklarını bilirlerdi. Bu da boşuna değildi. Ankara gençliği baloda eğlenirken kapılarda, çatıda, bahçede onlarca silahlı militan koruma nöbeti tutarlardı. Bu militanların en azından bir bölümü için o soğukta, içeride bir grup garip kıyafetli insanın saçma sapan bir müzikle tepişmelerine nöbet tutmak çok sıkıcı gelirdi. Ama madem gerekliydi, katlanırlardı. Bu aynı grup, o zamanlar solcu oyunlar oynama cesaretini gösteren Ankara Sanat Tiyatrosu’nun kapısında da oyun sonuna kadar nöbet tutardı. Bu nedenle o oyunlara da izleyiciler korkmadan gelirlerdi. ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ndeki son balo 1970’i ’71’e bağlayan kış yapılmıştı. O zamanlar Deniz (Gezmiş) bir suçtan İstanbul ’da aranıyordu ve o nedenle ODTÜ’de kalıyordu. Ben her şeyin yolunda gittiğine emin olmak için kapıları denetlerken Deniz’le karşılaştık. Yurtta sıkılmış, ne oluyor diye bakmaya gelmiş. Davetlilerin paltolarını bıraktıkları portmantoya gözünü dikmişti. Birden bankonun arkasına geçti. Askıdan yakası kürklü çok güzel bir uzun boy parka aldı. Önce ceplerini yokladı. Boş olduklarına emin olunca sırtına giydi ve çıkıp gitti. Giderken de, “Siz halledersiniz, çocuk mağdur olmasın” dedi ve kayboldu. Biz gecenin sonunda ceketini bulamayan delikanlıya istediği bedeli ödedik ve olay tatlıya bağlandı. Deniz Gezmiş’in yakalandığı sırada sırtında bulunan, bütün fotoğraflarda çıkan ve kendisine çok yakışan yakası kürklü parka, odur.” Utanç Müzesi’nde duruyorDevrimci 78’liler Federasyonu, 12 Eylül 1980 yılındaki darbede yaşananların unutulmaması için geçen yıl bir ‘Utanç müzesi’ açtı. Darbe davası başlamadan önce açılan müzeye, cezaevlerindeki işkenceleri gösteren araçlarla, idam sehpaları konuldu. Ayrıca işkence ve idamlarda hayatını kaybedenlere ait hatıralar da bu müzede yer alıyor. Deniz Gezmiş’le adeta özdeşleşen meşhur parkası da artık Utanç Müzesi’nde asılı duruyor