Erzurum Güncel- Sarıyer’de terör örgütü DHKP/C’ye yönelik operasyon sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin, bir polis hakkında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.İddianamede, ABD Başkonsolosluğu’na 10 Ağustos 2015 tarihinde iki kadın tarafından yapılan saldırıda kaçan terörist Hatice Aşık’ın, Ankara’da 102 kişinin hayatını kaybettiği patlama benzeri bir eylem hazırlığında olduğunun tespiti üzerine çeşitli adreslerde operasyon başlatıldığı anlatıldı.Operasyon kapsamında polis memurlarının Sarıyer’de maktül Dilek Doğan’ın yaşadığı eve arama yapmak için bulunduğu adrese geldikleri aktarıldı. Polislerin evin kapısının önünde Dilek Doğan’ın kardeşi Mehmet Doğan’la karşılaştıkları, Doğan’ın polis memurlarına ‘Annem yaşlı ve rahatsız, ben önden girip uyandırayım’ şeklinde polislere öncülük ettikleri anlatıldı.Operasyon anında yaşananlar iddianamede şöyle yer aldı: “Kapının açıldığı koridorda, seslere uyanan baba Metin Doğan ve anne Aysel Doğan’ın ayakta bekler vaziyette oldukları, bu sırada odadan Dilek Doğan’ın çıktığı, Doğan’ın şüpheli polis memurlarına "Ayağınıza galoş giyin" dediği, polis memuru Y.M.’nin kendilerinin operasyonel birlik oldukları için galoş giymediklerini, ancak içeri girip evde arama yapacak memurların ayaklarına galoş giydireceğini söylediği, polis memuru Y.M. ve özel harekatçı ekibin, evin güvenli olup olmadığını tespit için kaba arama yapıp, evin güvenli olduğunu anlayınca, diğer birimlerden oluşan arama ekibini içeri çağırdıkları, ayakkabılarını çıkararak içeri giren arama ekibinin çalışmaya başlaması” anlatıldı.İddianamede, aramanın sürdüğü sırada sanık polis memuru Y.M.’nin kapıda beklediği sırada zaman zaman ev sakinleriyle diyaloğa girdikleri ifade edildi.“OLAY ŞİKAYETÇİLER VE ŞÜPHELİLER TARAFINDAN FARKLI ANLATILMIŞTIR”Aramanın polis kamerası ile kaydedildiği hatırlatılan iddianamede, olay anının polis memuru Y. M. tarafından farklı, şikayetçiler tarafından farklı anlatıldığı, belirtilerek, “Patlama anına ait bir görüntü olmadığı gibi, şüpheli ve şikayetçilerin dışında, hiç kimsenin silahın patlama anında tarafları görmediği, patlama ile birlikte Dilek Doğan’ın yaralanarak yere düştüğü” kaydedildi.“SİLAHIN PATLADIĞI AN KAMERA BAŞKA AÇIYI ÇEKİYORDU”İddianamede, polis memuru ile ev sakinleri arasında geçen ve kameraya yansıyan diyalogların çözümlerine de iddianamede yer verildi. Bilirkişi çözümlerinde Doğan’ın vurulma anında kayıt alan kameranın evde arama yapılan bir bölgeyi çektiği, bu nedenle olay anının görüntüsün olmadığı tespitine yer verildi.“DİLEK DOĞAN: YA NE YAPIYORSUN”Olaydan hemen önce kamaraya yansıyan diyaloglar iddianamede şöyle yer aldı;Mehmet Doğan: Geliyor bir tane y..., ben Kayseri’den geliyorum, Ankara’da şu patlamada var ya bir tane polis yok Kayseri’den geliyorum. 25 metre arayla polis koymuşlar, adam soğuktan kapşonu kafasına geçirmiş böyle soğukta bekliyor, Ankara’da 105- 120 tane adam ölmüş, bir tane polis yok, soğuktan polis kapşonu kafasına geçirmiş.Polis: Ben sana ne dedim, ben sana ne dedim. Ben sana ne dedim.Dilek: Ya ne yapıyorsun”.“SENİN OĞLUN YAPTI, BEN YAPMADIM”Doğan’ın vurulmasının ardından kameralara yansıyan diyaloglar ise şöyle;Polis memuru Y.M.: “Senin oğlun yaptı oğlun ben yapmadım vallahi ben yapmadım. Sarhoş bastı sarhoş, sarhoş bastı sarhoş, sarhoş bastı tetiğe, Oğlun oğlun, oğlun sarhoş, oğlun bastı tetiğe, oğlun oğlun.Anne: Oy anam oy oy.Mehmet Doğan: “Hepinizi öldürürüm lan, hepinizi öldürürüm lan, bırak beni baba”.İddianamede, polis memuru Y.M.’nin "Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi" suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianame, İstanbul 12’inci Ağır ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, polis memuru Y.M. önümüzdeki aylarda hakim karşısına çıkacak.BAŞAK AKBULUT- YUSUF MELİKOĞLU