Erzurum Güncel- STV ve Zaman gazetesinin tepe isimlerinin de aralarında bulunduğu bazı gazeteciler ve polislerin gözaltına alınmasıyla ilgili soruşturmada sır perdesi aralanıyor. İddialara göre Tahşiyeciler adlı dini gruba yönelik davada, polis ve gazeteciler eliyle komplo kurulduğu belirtiliyor. Operasyonun başlama nedeni ise Tahşiyeciler grubuna yönelik polis baskınında ele geçirilen el bombalarının üzerinder üç polise ait parmak izinin çıktığı iddiası. Türkiye bu sabah, Samanyolu Medya Grup Başkanı Hidayet Karaca ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile eski İstanbul Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Tufan Ergüder’in de aralarında olduğu 31 kişinin gözaltına alınması ile güne uyandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada; şüphelilerin sahte delil üreterek, ‘Tahşiyeciler’ adlı dini topluluğa yönelik olarak suç örgütü davası açtırdıkları iddia edildi. Bu nedenle 31 kişi hakkında “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, örgütün üyesi olmak, örgüt kapsamında sahtecilik ve iftira’ iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü kaydedildi. 14 ARALIK OPERASYONUNDA 3 KİŞİ SERBEST- TIKLA TAHŞİYECİLER KİMDİR? Savcılığın bilgi notu üzerine tüm gözler, ‘Tahşiyeciler’ adı verilen, adı pek bilinmeyen dini gruba çevrildi. “Molla Muhammed Doğan” diye bilinen Muşlu Mehmet Doğan’ın lideri olduğu bu grup, kendisini ‘Nur Talebesi’ olarak tarif ediyor. ‘Tahşiye’ ve ‘Rahle’ adlı yayınevleri etrafında örgütlenen ve faaliyet yürüten grup, Gülen Cemaati’ne karşı mesafeli bir tutum takınıyor. ADLARINI İLK KEZ GÜLEN GÜNDEME GETİRDİ İDDİASI Cihadı savunan grubun kamusal alanda adını anan ilk kişinin Fethullah Gülen olduğu iddia ediliyor. Gülen’in 6 Nisan 2009’da yaptığı bir konuşmada, “Tahşiye’ adında bir örgüt kurulacağı ve masum insanların evine silah konulabileceği” yönündeki cümleleri, buna delil sayılıyor. Gülen’in bu konuşmasından sonra STV’de yayınlanan ‘Tek Türkiye’ adlı dizide konunun senaryolaştırıldığı ve ardından grubun polis takibine alındığı ileri sürülüyor. Gruba yönelik ilk operasyon da, Ocak 2010’da yapılıyor. 122 KİŞİ GÖZALTINA ALINMIŞTI Polis tarafından El-Kaide’ci olmakla suçlanan gruba üye 122 kişi gözaltına alınıyor. Lağvedilen özel yetkili mahkeme çevrelerine göre İstanbul, Diyarbakır, İzmir ve Adana’da dört ayrı dava açılıyor. Bu davalardan; İzmir ve Adana’dakiler beraatla bitiyor. Grubun lideri olduğu Mehmet Doğan’ın sanığı olduğu İstanbul Davası ise halen Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Grubun silahlı olduğu iddiasına dayanak sayılan el bombası ve silahlar, İstanbul Bahçelievler Siyavuşpaşa Mahallesi’ndeki bir sohbet evinde bulunuyor. Mehmet Doğan’a yakın bir kaynak tarafından verilen bilgiye göre, operasyon kapsamında hiç takip altına alınmayan ve sadece aramadan bir gün önce dosya kapsamında alınan bu evde üç el bombası ve bir miktar mermi yakalanıyor. Grup bu bomba ve mermilere istinaden silahlı örgüt kabul ediliyor. Doğan ve arkadaşları 17 ay boyunca tutuklu kaldıktan sonra özel yetkili mahkemelerinin kaldırılmasıyla tahliye ediliyor. BOMBALAR VE İDDİALAR... Dosyadaki en çarpıcı gelişme, yargılama sırasında meydana geliyor. Sanıkların talebi üzerine bombalar ve silahlar üzerinde parmak izi incelemesi yapılıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şubesi’nin 17 Mart 2010 tarihli yazısına göre, mukayeseye elverişli dokuz parmak izinin üç polis memuruna ait olduğu anlaşılıyor. Üç polis bu durumu, “kullandıkları ameliyat eldivenlerinin yıpranmış” olmaları ile açıklıyor. Yargılama sürerken, birkaç sanık kendilerine komplo kurulduğu iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Fakat şikayetçiler arasında, grubun lideri Mehmet Doğan yer almıyor.