Oruç ve öfke! Psikolog uyardı

Psikolog Fatma Altınay, “Oruç tutulurken yaşanılan şiddetli öfke genellikle engellenilmiş hissetmekten kaynaklanır. Aynı kişilerin Ramazan ayı dışında tuttukları nafile oruçlarda daha sakin oldukları ve saldırgan davranışlarda bulunmadıkları gözlemleniyor

Gazete Güncel- Ramazan ayında oruç tutan kişilerin yaşadığı öfke sorununu değerlendiren Psikolog Fatma Altınay, “Oruç tutulurken yaşanılan şiddetli öfke genellikle engellenilmiş hissetmekten kaynaklanır. Aynı kişilerin Ramazan ayı dışında tuttukları nafile oruçlarda daha sakin oldukları ve saldırgan davranışlarda bulunmadıkları gözlemleniyor” dedi.

Ramazan ayında oruç tutan kişilerin yaşadığı öfke problemleri kendisini trafikte, ekmek kuyruklarında veya aile içerisinde kavgalarda gösteriyor. Vatandaşlar her ne kadar açlık, kan şekerinin düşmesi gibi fizyolojik sebeplerle öfke problemi yaşasa da bunun altında psikolojik etmenler de yatıyor. Psikolog Fatma Altınay, oruçlu kişilerin yaşadığı sorunlar ve başa çıkma yöntemlerini anlattı.

Ramazan ayı nedeniyle öfkelenmeyi alışkanlık haline getirenlerin de bulunduğunu belirten Altınay, “İftar vakti yaklaştıkça korna sesleri artar, marketlerde sesler yükselir, yüz ifadeleri daha sert olur. Hatta ramazan ayı nedeniyle öfkelenmeyi alışkanlık haline getirebilir, kontrol edilmeyen öfke davranışının hoş görülmesini beklediğimiz zamanlar olabilir. Öfke duygusu, insanda doğuştan var olan ve hemen hemen herkesin yaşadığı temel duygulardan biridir.  Kontrol edilmeyen öfke de kişilerin aile, meslek ve toplumsal yaşantısında, ruh ve beden sağlığında olumsuz bir takım sonuçlara yol açabilmekte, bireyin kendisiyle ve etrafındaki insanlarla uyumunu bozabilmektedir.

Öfke, tüm insanlarda olan doğal, sağlıklı bir duygudur. Fakat öfkenin şiddetini çok artırıp saldırganlığa dönüşmesi kişinin sorumluluk alanına girer. Öfke kontrolünü sağlayamayan kişiler genellikle karşıdaki kişileri suçlamaya eğilimli olur. Karşıdaki kişiyi suçlar, beni çok öfkelendirdi deriz. Aslında bu durum ‘’yaşadığım bu durumu ben kontrol edemiyorum ve saldırganlaşıyorum’’  demektir. Oysaki aynı durumu yaşayan ve öfke kontrolünü sağlayan kişiler de vardır” dedi.

Bizi öfkelendiren oruç mu yoksa engellenilmiş duygusu mu?

Ramazan ayında oruç tutanların engellenilmiş duygusuyla öfke problemi yaşadığını kaydeden Altınay, aynı kişilerin nafile oruçlarını tutarken ise daha sakin olduklarını aktararak, “Oruç tutan kişilerin öfkelenmesi durumu genellikle açlıkla ilişkilendirilir. Fakat oruç tutulurken yaşanılan şiddetli öfke genellikle engellenilmiş hissetmekten kaynaklanır. Kendisini engellenmiş hisseden kişi öfke hissedebilir fakat buradaki asıl sorumluluğumuzda olan şey öfkeyi saldırganlığa dönüştürmeden sağlıklı yansıtabilmektir. Ramazan ayının belirli bir süreç olması, kişinin bu süreci uzun olarak düşünmesi ve öfkelenmek için haklıyım düşüncesine kapılması öfkenin şiddetini artırmakta ve öfke, saldırgan davranışlara dönüşmektedir. Fakat öfkesini kontrol etmekte zorlanan kişilerin ramazan ayı dışında tuttukları nafile oruçlarda daha sakin oldukları ve saldırgan davranışlarda bulunmadıkları gözlemlenmiştir. Bu durum kişilerin ramazan ayı içerisinde öfkelerini saldırganlığa dönüştürmeye daha yakın olduğunu düşündürmektedir” diye konuştu.

Oruçluyken öfke kontrolünü nasıl sağlayabiliriz?

Altınay, öfke kontrolünü sağlamanın yollarını şöyle sıraladı;

“Öncelikle tüm duyguların geçici olduğunu bilmek gerekir. Öfkeli hisseden kişi bu duygunun hissedildiği aşamada abartılı davranışlara sebep olacağını ve kişinin kendisine ve karşısındakine zarar vereceğini bilmelidir.

Benim yapım bu ve karşıdaki kişi beni öfkelendirmemeli düşüncesi yerine bana zarar veren duyguyla baş edebilmeliyim düşüncesi hakim olmalı.

Bizi öfkelendiren olayları yaşadığımız anda bırakıp gün içine taşımanın anlamlı olmadığını fark etmeliyiz.

Karşımızdaki kişinin niyetini olumsuz okuyup saldırgan davranış göstereceğimiz zamanda durup, düşünüp, davranmalıyız.

Eğer bulunduğumuz ortam uygunsa yer değişikliği yapmalıyız uygun değilse şiddetli öfke duygusuyla değil daha gerçekçi ve işlevsel düşünmeliyiz.

Öfkenin bedenimizde oluşturduğu belirtileri fark edip bu sinyaller geldiğinde önlem almaya çalışmalıyız. Oruç tutmamızdaki anlamı sık sık hatırlamalı zarar verici davranışlarda da oruca yönelmeliyiz”

Manolya Bulut/ Pusula

Yaşam Haberleri

GSS Borcu olanlar dikkat!
Özel hastanelerde 'göz' vurgunu!
Erdoğan açıkladı, asgari ücret zammında tahmin değişti!
Sağlık Bakanlığı'ndan 'Yenidoğan Bilim Kurulu'
13 yaşındaki çocuk AIDS'ten ölmüştü!