Erzurum Güncel- 13 yaşına gelen oğlu için devletten 900 liralık 'bakım ücreti' alan Yaşarbaş, "Ben ve benim gibi annelerin en büyük korkusu bizler ölünce evlatlarımız ne olacak. Onun için en kısa zamanda otizmli çocuklar için bakımevi açılsın" dedi.
20 yaşındayken Erzurum'dan İstanbul'a gelin giden Nazan Yaşarbaş, bebeğini 6 aylıkken erken doğumla dünyaya getirdi. Yüksel Raif adı verilen bebek, uzun bir tedavinin ardından hayata tutundu. Oğlunun 1 yaşına girdiğinde otizmli olduğunu öğrenen Nazan Yaşarbaş, ilk darbeyi eşinden yedi. "Ailen daha iyi bakar" diyerek eşi ve oğlunu Erzurum'a gönderdi ve bir daha aramadı. Ailesi kalbalık olduğu için kiralık bir eve taşınan Yaşarbaş, oğlunun evi yakmaya kalkışması üzerine ev sahibi tarafından soğuk bir kış gecesi sokağa atıldı. Bunun üzerine Nazan Yaşarbaş'ın babası "Torunum yakacaksa dedesinin evimini yaksın" diye evlerini kızı ile torununa verdi kendileri kiraya taşındı. Aylık 900 lira 'anne bakım ücreti' ile hayatını sürdüren Yaşarbaş, 3 yıl önce sosyal medyada yazdığı, 'Kimse bize sahip çıkmıyor, oğlumla hayatımıza son veriyoruz' diye mesajı paylaşınca Otizm Federasyonu Başkanı Veysel Şahin Erzurum'a gelerek Palandöken Otizm Derneğini kurup başına da Yaşarbaş'ı getirdi.
Dernek sayesinde kentteki otistik çocukları bir çatı altında toplamayı başaran Yaşarbaş, atlı terapi, eğitim ve spor merkezleri gibi mekanlarda otizmli çocuklara olanaklar sağladı. Bir taraftan hastalıkla diğer taraftan ise maddi imkansızlıkla mücadele etmekten yorulduğunu söyleyen Nazan Yaşarbaş şunları söyledi:
"Erzurum'da 100'e yakın üyemiz var. Tüm aileleri yavaş yavaş bir çatı altında topluyorduk. Çünkü tek yumruk olmak zorundaydık. Allah kimseye böyle bir acı vermesin. Hele benim gibi eşi tarafından terk edilmek, tek başına mücadele etmek daha zor. Her otistik çocuğun ailesi gibi benim de psikolojim çok bozuk. Çünkü en büyük kaygımız bizler öldükten sonra bu çocuklarımıza kim bakacak? Onun için devletimizden tek isteğimiz Türkiye'nin belirli bölgelerinde engelli yaşam merkezlerinin açılması. Bilelim ki ölürsek evlatlarımız hayatlarını burada sürdürecek. Gözümüz arkada kalmasın. Bugüne kadar her otistik aile gibi ben de çok çile çektim. Kendime ayırdığım bir saniye bile yok. Ben de sinemaya, tiyatroya veya misafirliğe gitmek istiyorum. Ama 13 yıldır bunların hiçbirini yapamadım. Hayatımı evladıma ve onun hastalığı ile mücadeleye adadım. Türkiye'de ilk olarak meslek atölyesi açtık. Ancak derneğin parası olmadığı için 400 lira kirayı ödeyemedik ve 15 gün önce derneğin kapısına kilit vurduk. Tek isteğim maddi destek almak ve derneği yeniden açıp otistik çocuklar yararına hazırladığımız projeleri hayata geçirmek."