Erzurum Güncel-Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ( KKTC ) geçen yıl infial yaratan “Mustafa Diker Cinayeti” davasında kararını açıkladı. Mahkeme, 7 yaşındaki oğlu Mustafa Diker’e tecavüz ederek öldürmek suçlamasıyla yargılanan Erol Diker’e müebbet hapis cezası verdi. KKTC yasalarına göre müebbet cezası alan kişi 40 yıl hapis yatıyor. Radikal Gazetesi'nin haberine göre; Lefkoşa Ağır Ceza Heyet Başkanı Bahar Saner, Kıdemli Yargıç Nüvit Gazi ve Yargıç Musa Beyoğlu ’ndan oluşan mahkeme heyeti, baba Erol Diker’i, 13 suçlamanın 12’sinden mahkum etti. Savcı Ahmet Varol’un mahkemede verdiği bilgilere göre, toplamda 54 tanığın dinlendiği ve 85 delilin bulunduğu davada Diker, “ taammüden adam öldürme; 13 yaşından küçük çocukla cinsi münasebette bulunma; doğaya aykırı cinsi münasebet; Vahim zarar, Farklı tarihlerde gelişen ciddi darp olayları; namus ve ahlâka aykırı saldırı; Erkek çocuğuna namus ve ahlâka aykırı saldırı; Delilleri imha etme; Polise yalan bilgi verme ve 16 yaşından küçük çocuğa işkence etmek” suçlarından yargılandı. Diker, bu suçlardan sadece “vahim zarar” suçundan ceza almadı; geriye kalan 12 suçlamadan hüküm giydi. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Bahar Saner, kararı açıklarken, “olayın toplumu oldukça etkilediğini ve doğaya aykırı cinsi münasebetin 14 yıl gibi bir cezayı gerektiren, cinayetten sonra en ağır suç olduğunu” söyledi. CİNAYET NASIL İŞLENMİŞTİ? Mustafa Diker cinayeti ilk olarak, KKTC Polis Basın Subaylığı’nın 8 Nisan 2012’de Lefkoşa’ya bağlı Haspolat’ta yaşayan 7 yaşındaki Mustafa Diker’in “7 Nisan 2012’de evinden ayrıldığı ve dönmediğini” duyurmasıyla kamuoyunun gündemine geldi. 13 Nisan 2012’de Beşparmak Dağları eteğindeki Taşkent’te bulunan çocuk cesedinin ise Mustafa Diker’e ait olduğu anlaşılmış ve polis, Mustafa Diker’in babasını, üvey annesini ve amcasını tutuklamıştı. Yargılanmaları geçen aralıkta tamamlanan üvey anne ve amcaya mahkeme, cinayeti işleyen babaya yardım ettikleri için 5’er yıl hapis cezası vermişti. Küçük Mustafa’nın öyküsü, KKTC kamuoyunda infiale neden olmuş, birçok kez Cumhuriyet Meclisi’nde konu gündeme gelmiş ve sivil toplum örgütleri de eylemler yapmıştı.