Paralel yapının 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimi başarıyla sonuçlanması halinde hükümet üyelerini yargılamayı planladığı Silivri’de inşa edilen ‘Yeni Yassıada’ atıl kaldı. Balyoz ve Ergenekon davalarının bittiği dönemde Silivri Cezaevi’nin tam karşısına yapılan ve emniyet eski müdürü Hanefi Avcı’nın ilk kez STAR’a “Başbakan Erdoğan’ın da aralarında yer aldığı kişilerin yargılanacağı yer” olarak açıkladığı adliye binası, kumpasın deşifre olmasıyla kaderine terkedildi. Buradaki üç ayrı duruşma salonu, paralel yapının 7 Şubat 2012’de MİT’e yönelik operayonunun ardından devletin ve toplumun çeşitli kademelerine yönelik planladığı operasyonlarda kullanılacaktı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile diğer MİT yöneticilerinin tutuklanmasıyla başlaması planlanan süreç Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a kadar uzanacaktı.
Yargılamalar iki salonda yapıldı
Silivri Cezaevi içinde yapılan 753 kişilik duruşma salonunda 365 sanıklı Balyoz davası ve 274 sanıklı Ergenekon davaları dönüşümlü olarak görüldü. Yargılamalar sürerken 2012’de Silivri Cezaevi kampüsünün karşısına yeni bir adliye binası için temel atıldı. Balyoz ve Ergenekon davaları devam ederken 2013 Mayıs ayında yeni adliye binası tamamlandı. 17 bin metrekarelik alana yapılan adliyede bin kişiyi aşkın kapasitesiteye sahip üç duruşma salonu hazırlandı. Biri 811 kişilik kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük duruşma salonu olarak kayıtlara geçerken diğer iki salon ise 330’ar kişilik olarak inşa edildi. 5 katlı adliye binasında sığınak, nezarethane, baro odaları, kafeterya, basın odası, hakim ve savcı odaları, mahkeme kalemleri, hakim ve savcılar için yemekhane ile kafeterya yapıldı. Bu salonda görülen tek dava ise 111’i tutuklu 205 sanıklı KCK davası oldu. çünkü salon bittiği zaman Balyoz davası çoktan karara bağlanmış, Ergenekon davası ise 300. duruşmasını yapıyordu ve dava iki ay sonra 5 Ağustos 2013’te karara bağlandı. Burada kısa bir süre devam eden KCK davasında ise geçtiğimiz Nisan ayında tahliyeler oldu ve tutuklu hiçbir sanık kalmadı. Adliye şu an atıl durumda.
Atıl durumda kalan bu adliyenin asıl yapılış amacını ilk kez Hanefi Avcı açıklamıştı. Balyoz davasının benzeri MİT’te yaşanacaktı” diyen Avcı, şunları kaydetmişti: “4 MİT görevlisi tutuklanacaktı. Ardından başka MİT personelleri hakkında dava açılacak ve tıpkı Balyoz’da olduğu gibi yüzlerce MİT görevlisi yargılanacaktı. MİT hakkında ciddi bir tahkikat başlatılacaktı ve MİT’e görev verenler daha sonra soruşturmaya dahil edilecekti. Yani parlamentodakileri yargılamak için fezleke hazırlanacaktı ve daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile kabine üyeleri hakkında da bir dava gündeme gelecekti. Eğer MİT personeli yargılanıp mahkum ettirilseydi bu kez onlara yetki veren kişi de mahkum olacaktı. Yani Başbakan da yargılanıp mahkum olacaktı.” Avcı, paralel yapının yeni operasyonları için hazırlandığını kaydettiği salonla ilgili şunları söyledi: “Silivri’de Balyoz ve Ergenekon davaları bitince yeni bir duruşma salonu yapılması manidardı. çünkü cemaat toplumun tüm katmanlarına operasyon yapacaktı. Planlar çok önceden hazırdı. Herkes sıraya konmuştu. Lazım olur diye Silivri cezaevinin karşısına adliye binası diktiler. Hükümet yetkilileri, MİT, Emniyet, işdünyası, medya ve birçok kesim sırasıyla operasyondan geçirilecekti. özel yetkili mahkeme mantığının amacı buydu.”
İlk darbenin simgesi
27 Mayıs Darbesi’nden sonra silah zoruyla iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti yöneticileri cuntanın Yassıada’da kurduğu Yüksek Adalet Divanı’nda tamamen hukuksuz bir yargılamaya tabi tutuldu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanı Salim Başol’un başkan Yüksek Soruşturma Kurulu üyesi Altay ömer Egesel’in de başzavcı olduğu Yüksek Adalet Divanı Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin üştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idama mahkum etti. İnfazlar Yassıada’da gerçekleşti. Yassıada’nın adı daha sonra Demokrasi ve özgürlük Adası olarak değiştirildi.Star