Gazete Güncel- Dün gözaltına alınan üç gazeteciden biri olan Barış Pehlivan'ın ifadesi ortaya çıktı. Pehlivan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun suçladığı bilirkişiye hakkındaki iddiaları sormuş, telefon görüşmesi Halk TV'de yayınlanmıştı. "Normalde bunu yaptığım için takdir görmem gerekirdi" sözleriyle dikkat çeken Barış Pehlivan "Ses kaydını yayınlamak suç ise eski belediye başkanı Melih Gökçek'e kadar birçok isim de bu suçu işledi" dedi.
İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Turpun Büyüğü" adlı basın toplantısında yargıyı eleştirirken bilirkişi S.B.'ye yüklenmesi gündeme damga vurdu. İmamoğlu'nun toplantısından hemen sonra gazeteci Barış Pehlivan, S.B.'ye telefon açıp iddiaları sormuştu. Dün akşam saatlerinde Barış Pehlivan hakkında "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" ve "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
MESLEKTAŞLARININ 'BARIŞ PEHLİVAN' YORUMU GÜNDEM OLDU
Pehlivan'ın ardından Halk TV programcıları Seda Selek ve Serhan Asker de gözaltına alındı. Bu gelişme üzerine meslektaşları Fatih Portakal ile Fatih Altaylı'nın çıkışları geniş yankı uyandırdı. Soruşturmayı haklı bulan gazetecilerin yorumları tartışmaların fitilini ateşledi.
"KAYDI BEN YAYINLAMADIM! YAYINLAMAK SUÇSA SUÇU BAŞKALARI İŞLEDİ"
Bu arada Barış Pehlivan'ın ifadesi de ortaya çıktı. Cumhuriyet'te yer verilen ifadede Pehlivan'ın "Bilirkişi raporu hazırlanmış olduğu soruşturma dosyalarında bu görevini tamamlamış, kanaatini raporlaştırmış olan bir kişiyi etkilemek suçunu işleme kabiliyetim olamaz" diyerek hakkındaki suçlamayı reddetti. Kaydı kendisinin almadığını ve yayınlamadığını vurgulayan Pehlivan, "Kaydı yayınlamaksa bu suçu işleyen başkaları da var" dedi.
"GAZETECİLİK HAYATIM BOYUNCA BİRÇOK KEZ SORUŞTURMA VE DAVALARA DAHİL EDİLDİM"
“22 yıldır gazetecilik yapmaktayım. Bugüne kadar 5 kitaba ve binlerce haber ve yazıya imza attım. Şu an Halk TV'de haftada bir yayınlanan Kayda Geçsin isimli programın yorumcusu ve Cumhuriyet Gazetesi'nin köşe yazarıyım. Gazetecilik hayatım boyunca bir çok kez soruşturma ve davalara dahil edildim. Bunlardan en önemlisi 2011 yılında devlet içindeki FETÖ örgütlenmesinin yaptığı Oda TV kumpası kapsamında tutuklanmamdır. 19 ay boyunca tutuklu kaldıktan sonra beraat ettim. Sonrasında bu yargılamayı yapan hakim ve savcılardan şikayetçi oldum ve onların yargılandiğı davada müşteki oldum.
"İMAMOĞLU'NUN İDDİALARINI BİZZAT KENDİSİNE SORMAK İSTEDİM"
27 Ocak 2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki binasında gerçekleşen basın toplantısına gazeteci olarak davetliydim. O basın toplantısında Ekrem İmamoğlu, CHP'li belediyeleri ilgilendiren soruşturma ve davalarda görev alan bir bilirkişiye dikkat çekti. Ben basın toplantısının konusunu orada öğrendim ve İmamoğlu özetle bu bilirkişinin imza attığı raporlarda hukuksuzluk olduğunu iddia etti.
Basın toplantısını takip ettikten sonra ben ‘acaba bu bilirkişiye ulaşabilir miyim ya da özel bir haber yapabilir miyim’ diye düşünmeye başladım. Bunun üzerine bilirkişinin cep telefonuna ulaşarak aradım ve kendimi tanıttım, kendisine gazeteci olduğumu beyan ettim. Milyonların izlediği Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında kendisi hakkındaki iddiaları bizzat kendisine sormak istedim.
"ASIL AMACIM YÜZ YÜZE RÖPORTAJDI"
Asıl amacım onu Halk TV ekranlarında ağırlamak ya da yüz yüze bir röportaj yapmaktı. Sonuçta 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı isim vererek bir bilirkişi hakkında çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Ben de bu iddiaların doğru olup olmadığını öğrenmek için kendisini aradım. Bu yaptığım hem Türkiye hem de dünya literatüründe cevap hakkını kullandırmadır.
"BANA BAŞARILAR DİLEDİ, ESPRİLİ YANIT VERDİ"
Sonuçta ben kendisine sorularımı sordum ve İmamoğlu'nun hedefindeki bilirkişi kendisi hakkındaki iddiaları yalanladı. Soruşturmaya da yansıyan tutanakta da görebileceğiniz gibi ben kendisini Halk TV ekranında ağırlamak veya kendisi ile birebir özel röportaj yapmak istediğimi beyan ettim, kendisi bunu kabul etmemekle birlikte bana başarılar dilemiştir.
Hatta yaşı ile ilgili bir soruya da esprili bir yanıt vermiştir. Kendisi ile konuşmamız nezaket kuralları içerisinde, mesafeli bir üslupla gerçekleşmiştir. Buraya kadar anlattıklarım benim bu söyleşiyi bu telefon görüşmesini yapma gerekçeme ve amacıma dairdir.
"KONUŞMAYI BEN KAYDETMEDİM, KİMSEYLE PAYLAŞMADIM, YAYINLAMADIM, HİÇBİR YERDE YAYMADIM"
Savcılık makamının suç olarak isnat ettiği eylemlerin hiçbirinde benim sorumluluğum ve dahlim yoktur. Konuşmayı ben kaydetmedim. Ben kimseyle paylaşmadım. Ben yayınlamadım. Ve ben hiçbir yerde yaymadım. Hal böyle iken kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa etmek ve bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs suçlarını işlemem mümkün değildir.
"BİZZAT HEDEFTEKİ İSME KENDİSİNİ İFADE ETMEK HAKKI VERDİM"
Çünkü benim bu soruşturmaya konu olan meselede tek yaptığım şey iddiaların odağındaki kişiye bir gazeteci olarak soru sormaktır. Onun dışındaki hiçbir eylemde dahlim ve sorumluluğum yoktur. Kaldı ki bilirkişiyi etkilemeye teşebbüsten ziyade bizzat hedefteki isme kendisini ifade etmek hakkı verdim.
"NORMALDE BUNU YAPTIĞIM İÇİN TAKDİR GÖRMEM GEREKİR"
Normalde bunu yaptığım için takdir görmek gerekirken şu an ilgim olmayan bir suçlama ile karşınızdayım. Bununla birlikte bilirkişide röportaj vermeyi yani bana yaptığı eylemin aynısını doğru bir yöntem olarak benimsemiş olacak ki 28 Ocak 2025 tarihli Yeni Şafak gazetesine de ayrıca konuşmuştur. Şimdi Yeni Şafak’a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti, Halk TV'den Barış Pehlivan'a nasıl suç olabilir?
"ONLAR DA BU SUÇU İŞLEDİ, HİÇBİR SANSÜR KOYMADAN PAYLAŞTILAR"
Bununla birlikte eğer o ses kaydını yayınlamak suç ise bugün AKP yöneticisi Hamza Dağ'dan AKP'li eski belediye başkanı Melih Gökçek'e kadar birçok ismin de bu suçu işlediğini ifade etmek gerekmektedir. Zira ben bu ses kaydını kendi sosyal medya hesabımdan paylaşmamama rağmen bu isimler ve daha fazlası kendi sosyal medya hesaplarından hiçbir sansüre gerek duymadan paylaşıp yaymışlardır.
"KANAATİNİ RAPORLAŞTIRMIŞ BİRİNİ ETKİLEME SUÇUNU İŞLEME KABİLİYETİM OLAMAZ"
Özetle ben Türkiye'nin konuştuğu bir isme söz hakkı verdim. Suçlamalarla ilgim yoktur. Bir kez daha ifade etmeliyim ki söz konusu telefon görüşmesini ben kaydetmedim. Ben paylaşıp yayınlamadım ve hiçbir yere de yaymadım. Son olarak ifade etmeliyim ki söz konusu bilirkişiyi etkileme saiki ile hareket ettiğim ileri sürülmekte ise de bilirkişi raporu hazırlanmış olduğu soruşturma dosyalarında bu görevini tamamlamış, kanaatini raporlaştırmış olan bir kişiyi etkilemek suçunu işleme kabiliyetimin de olamayacağını ifade etmem gerekmektedir.
"İŞLENEMEZ BİR SUÇ DURUMU SÖZ KONUSU"
Zira benim soruşturma dosyalarına raporlarını sunmuş olan bir kişiye yönelik suç işlemem artık mümkün değildir, işlenemez bir suç durumu söz konusudur. Son olarak ben gazeteciyim. Sadece gazetecilik refleksi ile hareket ettim. Yaptığım haberler bir kesimi rahatsız etmiş ya da bunlardan bir rahatsızlık duymuş olunabilir ancak bu durumun gazeteciliğin doğası gereği olduğunu ve gerçek gazeteciliğin halkı aydınlatma ve çağının tanığı olmaktan başka bir düşünceyle hareket etmeyeceğini de belirtmek isterim.
Suç işleme kastım asla söz konusu değildir. Basın mensubuyum sadece gazetecilik yaptım."
ADLİYEYE SEVK EDİLDİLER
Halk TV programcıları Seda Selek, Serhan Asker ve Barış Pehlivan bu sabah adliyeye sevk edildi.