Erzurum Güncel-Bölücü örgütün üst organı olan ‘Kürdistan Topluluklar Birliği'nin (KCK), açıklaması, PKK'ya yakınlığı ile bilinen Fırat Haber Ajansı'nda yer aldı. Örgüt eylemsizlik sürecinin 2011 seçimlerine kadar uzatıldığını, bu sürecin kalıcı hale dönüşmesi için operasyonların durdurulması, tutuklu Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması, bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın sürece aktif olarak katılmasının önünün açılması ve yürütülen diyalogun müzakere düzeyine çıkarılması, ‘Anayasa ve hakikatleri araştırma' komisyonlarının kurulması, yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılması istendi.Örgütün 13 Ağustos’ta başlayan ve 30 Eylül’de 1 ay daha uzatılan sözde eylemsizlik kararına karşılık hükümetin ciddi ve güven verici adım atmadığı ileri sürüldü. Askeri operasyonların geçmişe oranla azalmasına karşılık sürdürüldüğü, tutuklananların da serbest bırakılmadığı iddia edilirken, “Bu dönemde kayda değer tek gelişme önderliğimizle (Öcalan) diyalogların sürdürülmesi olmuştur. Buna karşılık eylemsizlik ortamı, referandumun olumlu koşullarda yapılmasını sağlarken, devlet ve hükümet buna doğru yaklaşmayıp daha çok siyasi çıkar sağlamayı esas almıştır” iddiasında bulunuldu.Örgüt açıklamasında sorunun kamuoyunda tartışılması ve bazı çevreler ile devlet içindeki bir kesimin diyalog ve çözüm eğiliminde olduğunu bunların olumlu gelişme olduğunu iddia edildi.SALDIRIYLA İLGİMİZ YOKTERÖR örgütü PKK, İstanbul Taksim'de 15'i polis 32 kişinin yaralanması ile sonuçlanan canlı bomba eylemi ile ilgisi olmadığını da öne sürdü.Fırat Haber Ajansı'nın örgütten yapılan açıklamaya dayandırdığı haberinde, PKK'nın eylemsizlik sürecini uzatma kararını aldığı, ‘barış ve demokratik çözüm' için tarihi bir adıma hazırlandığı günde böyle bir eylemin örgüt tarafından düzenlenmiş olamayacağı ileri sürüldü. Örgüt adına yapılan açıklamada, “Ne hareketimizin yönetimi ne de bize bağlı herhangi bir birimin böyle bir eylem ve planlaması asla söz konusu değildir. Bu eylemle hiçbir biçimde herhangi bir ilgimiz yoktur. Kaldı ki, sivil insanların zarar görebileceği böylesi eylem biçimleri hareketimizin tarzı olamaz” iddiasında bulunuldu.