Gazete Güncel- Prof. Dr. Celal Şengör’ün katıldığı bir programdaki iddiaları gündeme bomba gibi düştü. ABD ve İsrail’in planını açıklayan Prof. Dr. Şengör, “Orta Doğu'nun bütün suyu Doğu Anadolu'dan. Eğer sen Doğu Anadolu'yu ele geçirirsen, Orta Doğu'da istediğini yaparsın” dedi. Ünlü akademisyenin işaret ettiği yer Yahudilerin kutsal saydığı Erzurum’daki Dumlubaba suyunu akıllara getirdi.
Prof. Dr. Celal Şengör, katıldığı bir programda ABD ve İsrail'in Orta Doğu planını açıkladı. Orta Doğu'nun su ihtiyacını Doğu Anadolu'nun karşıladığını, ABD ve İsrail'in bu suyun peşinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şengör, "Bende ne var? Bunu kim ister? Cevap, sende su var. Bunu isteyen de ABD ve İsrail. Aksi takdirde Orta Doğu'da yaşayamazlar. Atatürk bütün bunları bilen bir adam. O yüzden ne diyor, 'Yurtta sulh, cihanda sulh. Sakın etrafa karışmayın' diyor" diye konuştu.
Doğu Anadolu’yu ele geçirirsen, Orta Doğu'da istediğini yaparsın
Atatürk'ün bütün bunları bilen birisi olduğunun altını çizen Şengör, Doğu Anadolu'ya dikkat çekti. Şengör'ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle; "Biz diyoruz ki 'Efendim Kuzey Suriye'de devlet kurulacak ve Kürtlere bağımsızlık verilecek' falan. Hiç kimsenin düşünmediği bir sorun var ortada. Orta Doğu'nun bütün suyu Doğu Anadolu'dan. Eğer sen Doğu Anadolu'yu ele geçirirsen, Orta Doğu'da istediğini yaparsın. Dicle ve Fırat'ın su topladıkları alan, bugün karşımıza zırt pırt çıkarılan Kürdistan haritasıyla bire bir örtüşür. Çünkü maksat su.
Bugün hiç kimse sana gelip 'Ben senin düşmanınım' demiyor. 'Ben senin dostunum' diyor. Sonra gelip arkandan seni hançerliyor. Dolayısıyla sen kendine şu soruyu soracaksın. Bende ne var? Bunu kim ister? Cevap, sende su var. Bunu isteyen de ABD ve İsrail. Aksi takdirde Orta Doğu'da yaşayamazlar. Bu suya el koymak lazım. Orta Doğu'nun yaşayabilmesi için hele iklim değişiklikleri geliyor şimdi, kuraklık başlayacak. Oraları işleyebilmesi için Doğu Anadolu'nun bir şekilde kontrol edilmesi lazım. Avrupa'da bir iki kere şu laf edilmişti, 'Türkiye fazla büyük. Türkiye'nin nüfusu fazla, Türkiye ile başa çıkmak zor. Ne yapmak lazım? Türkiye'yi ufaltmak lazım'. Şimdi anladınız mı?
Sözde Kürdistan haritası da o suyun dağılımına göre çiziliyor!
Haritalar çıkıyor, Zazalar burada yaşıyor, Kürtler burada yaşıyor. Mühim olan bu değil, mühim olan suyun dağılımıdır. Kürdistan'ın sınırlarını da o suyun dağılımına göre çizip duruyor bu herifler. Haritaları da bizim karşımıza koyuyorlar. Atatürk bütün bunları bilen bir adam. O yüzden ne diyor, 'Yurtta sulh, cihanda sulh. Sakın etrafa karışmayın' diyor. Bugün Türkiye'nin su potansiyeli haritasını yap, göreceksin ki ezici su çokluğu Doğu Anadolu'da. Doğu Anadolu'yu elinden alırsan, Türkiye'nin bir sürü şeyini elinden alıyorsun. Elektriğini elinden alıyorsun, suyunu elinden alıyorsun."
Kaynaklarda ‘kutsal su’ olarak ifade ediliyor
Prof. Dr. Celal Şengör’ün bu açıklamaları akıllara Erzurum Ovası’nın kuzeydoğusunda 2600-3000 metre rakımdaki Mescit Dağı’nda bulunan Dumlubaba suyunu getirdi. Şengör’ün direkt isim vermese de bu kaynağı işaret etmesi, merak uyandırdı
İsrailoğullarının, Müslüman Arapların ve Türklerin tarihi kaynaklarında “kutsal su” olarak yer alan Dumlubaba suyu, Erzurum’un uluslararası kültür ve tabiat zenginliğine işaret ediyor. Sümercede Buranunu, Asurcada Purattu, Farsçada Frat, Arapçada al-Furat, Batı kaynaklarında Euphrates ve Eufrate, İbranicede Perath olarak geçen Fırat’ın kaynağı olan Dumlubaba suyuna dair Memlûk Tarihçi Makrızi, el-Hitat-ı Makriziyye isimli eserinde ‘Fırat’ı melekler yardımıyla Hazret-i Danyal kazıp çıkardı’ diyordu.
Yahudiler için önemi ne?
Yahudilerin ‘vadedişmiş topraklar’ olarak adlandırdığı alanın kuzey sınırı Erzurum’daki Dumlubaba suyuna dayanıyor. İncil ve Tevrat’ta geçen ayetler de bu suyu işaret ediyor.
Dumlubaba, Tevrat'ın Tekvin kitabının 15. Bab'ında, “O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır ırmağından (Nil) büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim.”
Yeşu kitabının 1.Bab’ında ise, “Musa’ya söylediğim gibi ayağınızın tabanının basacağı her yeri size verdim. Sınırınız çölden ve Lübnan’dan büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar. Hittilerin bütün diyarı ve gün batısına doğru büyük denize kadar olacaktır.” diye geçiyor.
18’inci yüzyılda Anadolu’yu gezen ve Erzurum’a gelen, bu seyahatini kitaplaştıran Joseph de Tournefort ise Dumlubaba suyuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor; “Fırat ve Aras’ın kaynaklarının bulunduğu Erzurum ovasının dünya cennetinde bulunduğu konusunda hiç şüphe yok. Âdem ile Havva’nın burada yaratıldığına inanmaya meyilliyim. Burası kitabı Mukaddes’te Tekvin’de bahsedilen yerdir.”
Manolya Bulut / PUSULA Gazetesi