Provokasyon olabilir

Hüseyin Yayman Vatan'da yazdı...

Erzurum Güncel- İşte o yazı...Nevruz mesajı bir kez daha umutları yeşertti. Önümüzdeki günlerde güzel şeyler olacak. Kandil, İmralı’nın kongre çağrısına olumlu cevap verecek. Seçimlerden önce PKK, Türkiye’de silahlara veda edecek. Kongre toplanıp silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıklayacak. Ancak yeni bir risk var. Muhtemelen seçimlerden önce ciddi provokasyon olacak. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Geçmişte yaşananlardan. Türkiye ne zaman çözüme yaklaştıysa büyük olaylar oldu. Görünmez bir el ülkeyi kaosa sürükledi. Türkiye kan banyosuna sokuldu. Demirel’e kanlı cevap 20 Ekim 1991 seçimi sonrası DYP-SHP Hükümeti kuruldu. Toplumda büyük umut doğmuştu. Demirel-İnönü hükümetinin güvenoyu aldıktan sonra ilk işi Diyarbakır’a gitmek oldu. Başbakan Demirel, 8 Aralık 1991’de Diyarbakır Ulu Caminin önünde ‘Kürt realitesini tanıyoruz’ sözünü söyledi. Hükümet programının ek protokolü buna ayrıldı. Yapılacak işler tek tek sıralandı. Hükümetin bu açılımına PKK şiddetle karşılık verdi. Demirel, Diyarbakır’dan dönmeden bölge kan gölüne çevrildi. Her gün on kişi hayatını kaybediyordu. 1992 Nevruz’unda yüzün üzerinde insan hayatını yaşamını yitirdi. Demirel inisiyatifi kaybetti. Düşük yoğunluklu savaş konsepti devreye sokuldu. Özal öldürüldü 1992 kanlı nevruz’undan sonra yeniden müzakereler başladı. Bu defa Cumhurbaşkanı Özal direksiyona geçti. Öcalan’a aracılarla haber gönderdi. PKK eylemsizlik ilan etti. Ülkede büyük umut doğdu. Ancak görünmez el yeniden devreye girdi. Önce Cumhurbaşkanı Özal bugün bile tartışılan bir ölümle hayatını kaybetti. Eylemsizlik devam ederken Bingöl’de 33 er şehit edildi. Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller başbakan oldu. Erbakan’a 28 Şubat yapıldı 24 Aralık 1995 seçiminden sonra ANAYOL hükümeti kuruldu. Hükümet kısa sürede devrildi. Yerine REFHYOL hükümeti geldi. Başbakan Erbakan’ın ilk icraatı örgütle müzakere arayışı oldu. Yine aracılar yoluyla Öcalan’a haber gönderildi. Erbakan’ın bu açılımına askerin içindeki bir yapı 28 Şubat darbesiyle karşılık verdi. Hükümet post modern darbeyle yıkıldı. Ülke destabilize edildi. Ekonomik kriz çıkarıldı. Terör yükseltildi. Gülen ABD’ye, Öcalan İmralı’ya 28 Şubat sürecinde siyaset mühendisleri yeni bir denklem kurdular. DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde ilginç olaylar yaşandı. Öcalan, Türkiye’ye verilirken, Fethullah Gülen ABD’ye götürüldü. Bir nevi takas yapıldı. Tayyip Erdoğan cezaevine gönderildi. 3 Kasım 2002’de AK Parti hükümeti kuruldu. 2004’te askerin içine çöreklenmiş bir yapı PKK’ya terörü başlatması için emir verdi. Bunun belgeleri daha önce yayınlandı. AK Parti’ye kapatma davası 2005’te Başbakan Erdoğan Diyarbakır’da tarihi bir konuşma yaptı. PKK’nın buna cevabı şiddet oldu. 2007 seçimleri silahların gölgesinde yapıldı. Erdoğan’ı tasfiye etmek için Cumhuriyet mitingleri tertiplendi. Seçimden hemen sonra % 47 alan bir partiye kapatma davası açıldı. 2009’da Demokratik açılım süreci başladı. Bu defa da paralel yapı KCK davalarını açtı. Habur’da büyük olaylar oldu. Eylemsizlik süreci Reşadiye saldırısıyla son buldu. Oslo süreci Silvan’da bitti 2011 seçimleri çatışmalı dönemde yapıldı. Oslo’da MİT, PKK görüşmeleri oldu. Ancak bu süreç de Silvan saldırısıyla sona erdi. Çözüm Süreci başladığında ise hepinizin bildiği provokasyonlar yaşandı. Bugün, tarihte görülmemiş biçimde çözüme yaklaşmış durumdayız. Son 30 yılda hiç bu kadar sonuca yaklaşılmamıştı. Ancak geçmişte yaşananları baktığımda gerçekten endişeleniyorum. Ankara olayı ciddiye alıyor. Ancak ‘PKK’nın arkasındaki güçler’ ve şiddet üzerinden ülkeyi kontrol etmek isteyen yapılar buna kolay izin vermeyeceklerdir. Çözüme son bir adım kala çok daha dikkatli olmak gerekiyor...

Güncel Medya Haberleri

Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti 45. yaşında
CHP'li Meclis üyesi gazeteciyi öldüresiye dövdü! Başında bira şişesi kırdı
Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan yenidoğan çetesi açıklaması