Erzurum Güncel- Önce Odatv'de gündeme getirdiğimiz olayı hatırlatalım...
Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü, bu yıl 24 Ocak'ta Cumhuriyet tarihinin en büyük eroin operasyonunu yapmıştı. Operasyonun genişlemesiyle 8 kişi tutuklanmıştı. Soruşturma Savcısı Melih Yıldırım, Erzurum Adliyesi'ndeki Savcı F.S.'nin kendisine dosya ile ilgili olarak rüşvet teklifinde bulunduğunu iddia etmişti. Savcı Yıldırım'ın şikayetini inceleyen HSK, konuya dair inceleme başlatmıştı. Süreç devam ederken skandal bir gelişme yaşanmıştı. "Uyuşturucu Baronu" lakaplı Naci Şerif Zindaşti'yi nöbetçi olduğu 19 Ekim 2018 günü tahliye edene ve kaçmasına sebep olan Hakim Cevdet Özcan, uyuşturucu davasının görüleceği Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne kıdemli hakim olarak atanmıştı. "Uyuşturucu baronu" Zindaşti'yi siyasi telkinle bıraktığını itiraf eden Özcan için yapılan görevlendirme "yeni bir tahliye operasyonu" olarak yorumlanmıştı. Zira Zindaşti ile eski AKP Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Burhan Kuzu'nun buluşma fotoğrafları da ortaya çıkmıştı. Dün Odatv'ye açıklamada bulunan HSK 1. Daire Başkanı Halil Koç ise "Bizim için bir talihsizlik. Bunu kabul ediyoruz. Bu davanın orada olduğunu bilseydik asla böyle bir atama yapmazdık" ifadelerini kullandı. Rüşvet ithamında bulunulan savcı F.S. ile ilgili de soruşturma izni de verdiklerini söyledi.
DAVANIN AVUKATLARI ODAMA GELDİ
Uyuşturucu dosyasının savcısı Melih Yıldırım'ın kendisine rüşvet teklifine aracılık etmekle suçladığı Savcı F.S.'yi bulduk. HSK'nın hakkında soruşturma açtığı ve Batman'a tayin ettiği F.S. suçlamaya dair Odatv'ye şunları söyledi:
"Cevdet Özcan'la hiçbir tanışıklığım yok. Benim Batman'a tayinimle bu olayın bir alakası yok. Boşanma sürecinde eşimle ilgili sıkıntılarım oldu, eşim hakim, beni HSK'ya şikayet etti, disiplin cezası aldım. Henüz kesinleşmedi ama tayinimi çıkardılar."
Savcı Melih Yıldırım'ın F.S.'ye rüşvete aracılık ettiği suçlamasıyla ilgili olarak ise F.S. şunları söyledi:
"Kesinlikle öyle bir şey olmadı. Benimle İstanbul'da kısa bir süre çalışmış, adını bile hatırlamadığım savcı arkadaşım aracılığıyla, nöbetçi olduğum gün, odamdayken davanın avukatları yanıma geldiler. Uyuşturucu davasının avukatları olduğunu bilmiyordum, daha sonra öğrendim. Beni, İstanbul'da çalıştığım savcıyla telefonla konuşturdular. Savcının adını inanın hatırlamıyorum. Bir avukat benimle aynı okuldan mezun olduğunu söyledi. Öyle yakınlık kurmaya çalıştı benimle. Genç olan avukat da Yüksekovalı olduğunu söyledi. Ben daha önce Yüksekova'da çalıştığım için oradan yakınlık kurmaya çalıştı. Havadan sudan konuştuk. Bana bu dosya için geldiklerini söylediler. Müvekkillerinin aleyhine delil olmadığı halde gözaltına alındığını söylediler. Ben de 'madem delil yok neden gözaltına alınsın' dedim. Benim onları savcıyla tanıştırmamı istediler. 'Bizimle gelin, birlikte gidelim' dediler. Odada müsafirlerim vardı, kapım açıktı, nöbetçiydim sonuçta. Ben birlikte gitmeyi kabul etmedim. Çıktılar. Bir süre sonra tekrar geldiler odama. Ben de avukatlık yapmayı düşündüğüm için, İstanbul'da ceza davalarına bakan 3-5 ofisten biri olduklarını söylediler. Ben de 'siz mafya davalarına mı bakıyorsunuz, ayağınıza sıkarlar' diye şaka yaptım. Zindaşti olayından bahsettiler, o davada da avukatlık yaptıklarını söylediler. 'Keşke bu dosyayı da İstanbul'a aldırabilsek' dediler. Sizin istediğinizi yapacak şekilde burada hakim savcı bulamazsınız dedim. Hepsi düzgün ve namuslu insanlar dedim. İşim var dedim ve onları gönderdim."
EVİNE GİTTİM AMA RÜŞVET TEKLİF ETMEDİM
Savcı F.S., kendisini suçlayan Savcı Melih Yıldırım ile karşılaşmalarını ise şöyle anlattı:
"Bu olaydan bir gün sonra, sevdiğim bir savcı olan Melih Bey'e 'böyle adamlar geldi, bunlar tehlikeli adamlar, dikkat edin' dedim. Küçük kardeşim gibi gördüğüm için uyarıda bulundum. 'Bunlarla yalnız kalma, sözlü değil yazılı talep al, kapın açık olsun, katibin yanında olsun görüştüğünde' dedim. 'Bu dosyayı da bir an önce bitir, bu adamlarla uğraşmamış olursun' dedim. Kendisi de benimle daha sonra bu dosya ile ilgili dertleşmeye geliyordu. Bu olaydan sıkıldığını söylüyordu. Birkaç gün Savcı Melih Bey'i göremedim. Bunun üzerine eve giderken dairesine gittim, kapıyı çaldım. Merak ettiğim için sordum, bir sorun mu var diye. Film izliyordu, ısrar ederek içeri davet etti. Sohbet ettik. Bu dosyasında gümrükten belgeler bekliyordu. 'Bu dosyaları çok uzatma, bu dosyada sana çok gelen giden olur, talep olur' dedim. Konuştuk geçtik."
KENDİNİ KURTARMAK İÇİN BENİ SUÇLADI
Savcı F.S. kendisi hakkında yapılan incelemeyle ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Bundan bir iki gün sonra müfettiş adliyeye geldi. Bana bu konuyu sordu. Ben de aynen anlattım kendisine. Melih Bey'in bu şekilde ifade vermesinin nedenini bilmiyorum dedim. Ama tahminlerim var. O insanlar kendisiyle irtibata geçti diye düşünüyorum. Kendini kurtarabilmek için böyle bir ifade verdi diye düşünüyorum. Sebep söyleyemiyorum ama böyle tahmin ediyorum."
Savcı F.S. kendisinin rüşvetle suçlandığı olayın da temelsiz olduğunu iddia etti:
"Bu olay Şubat sonu Mart başında oldu. Gizlilik kararı olan bir dosyada ifade hem şüpheliye hem şahsın avukatına veriliyor. İfade dışarı çıkıyor. İnsanlar böyle bir evrak için neden para teklif etsinler. Benimle değil gidip avukatla görüşür. Bu iddiası da saçma. Temelsiz bir olay."
Mağdur edildiğini söyleyen Savcı F.S., bu olay nedeniyle görevi bırakmak zorunda kalabileceğini söyledi.
Edindiğimiz bilgiye, HSK soruşturmasında savcılıktan kamera kayıtları da alındı. Avukatların odaya giriş çıkışları da tespit edildi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük eroin operasyonunda yargıdaki rüşvet iddialarını, mahkemelerdeki tuhaf gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.
Barış Terkoğlu
Odatv.com
HSK'dan "savcıya rüşvet teklifi" iddialarına ilişkin açıklama
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1. Daire Başkanı Halil Koç, Erzurum'daki uyuşturucu operasyonu sonrası soruşturmayı yürüten savcıya başka bir savcı tarafından rüşvet teklif edildiği iddialarına ilişkin soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.
Koç, yaptığı yazılı açıklamada, bir internet sitesinde yer alan "Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonunda ahlaksız teklif" başlıklı habere konu uyuşturucu madde soruşturmasıyla ilgili olayın 24 Ocak'ta gerçekleştiğini belirtti.
Şüpheliler hakkında 11 Temmuz'daki iddianamenin Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesince 22 Temmuz'da kabul edilerek kovuşturma aşamasına geçildiğini aktaran Koç, bu süreçte tensiple sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildiğini ve Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde haberde adı geçen Cevdet Özcan'ın bulunmadığını kaydetti.
Davanın ilk duruşmasının 14 Ekim'de yapılacağı bilgisini veren Koç, Cevdet Özcan'ın anılan soruşturmaya konu olaydan önce HSK'nin 4 Aralık 2018 tarihli kararıyla Erzurum Hakimliğine atandığını, göreve başlamadan 17 Ocak-17 Temmuz tarihlerinde 6 ay ücretsiz izne ayrıldığını ifade etti.
Koç, Özcan'ın 20 Aralık 2018 tarihli müstemir yetki kararnamesiyle Erzurum 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görevlendirildikten sonra iznini tamamlayıp henüz göreve başlamadığı için 17 Ocak'ta müstemir yetki kararnamesiyle önceki yetkilerinin kaldırılarak genel yetkili hakim olarak görevlendirildiğini bildirdi.
Özcan'ın 29 Temmuz'daki müstemir yetki kararnamesiyle Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 4'üncü üye hakim olarak izin dönüşü 2 Ağustos'ta göreve başladığı ve sonrasında 30 gün izin ve rapor kullandığının tespit edildiğini belirten Koç, şunları kaydetti:
"Ayrıca söz konusu haberde yer alan Cumhuriyet Savcısı Melih Yıldırım'a, Faruk Sarıoğlu isimli savcı tarafından bahse konu soruşturma olayı ile ilgili rüşvet teklif edilmesi iddiaları hakkında Melih Yıldırım tarafından tutulan tutanağın HSK'ye iletilmesi sonucu, iddiaların araştırılması amacıyla HSK 1. Dairesi tarafından 5 Mart 2019'da inceleme ve soruşturma izni verilerek müfettiş görevlendirilmiş olup, soruşturmanın halen devam ettiği ve anılan haberde yer aldığı şekilde Faruk Sarıoğlu'nun Melih Yıldırım'a Erzurum'da göreve başlayacak hakimin Cevdet Özcan olduğunu söylediğine dair bir tespitin olmadığı hususları kamuoyuna sunulur."