Dün aday listeleri açıklandı. Böylelikle günlerdir devam eden tahmin seremonisi son bulmuş oldu.
Peki açıklanan bu listeler, partilerin tabanlarında canı gönülden "kabul" gördü mü?
Öncelikle şunu belirteyim. Otuz yılı aşan meslek hayatımda onlarca seçim gördüm. Hatırlamıyorum ki bir seçimde de, "işte liste budur" denilsin. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil; ayrıca tecrübeyle sabittir ki tüm kesimlerin üzerinde mutabık olduğu bir liste hiç bir zaman mümkün olmadı, bundan böyle de olmaz. Bu sebeple, geçmiş seçimlerde olduğu gibi 24 Haziran adayları için de haklı haksız itirazlar oluyor.
Bir yanda küsenler, kırılanlar öte tarafta sevinçten havaya uçanlar...
Her seçim öncesinin olmazsa olmaz manzarasıdır bu...
Öyle ya, birileri kaybedecek ki birileri kazanabilsin.
Malumunuz, Türkiye seçmeni (özellikle genel seçimde) listedeki adayların kimler olduğuna bakarak değil, parti liderine ve o partinin savunduğu politikaya göre oy veriyor.
Seçmenin önemli bir bölümü listedeki isimleri bile merak etmez!
Menderes, Demirel, Erbakan, Türkeş, Ecevit, Özal ve nihayet Erdoğan...
Hangisinin partisi kendi isminin önündeydi?
CHP'yi saymazsanız Türkiye'de hangi parti var ki, lideri gittikten sonra aynı gücü ve etkiyi sürdürmeyi başardı.
Lider partilerinin değişmez kaderi budur; lider gider, parti biter!
İstisnalar hariç hiç bir aday yoktur ki tek başına partiyi sürüklesin, olmaz denileni olur yapsın.
Emin olun, 24 Haziran seçimlerinde de durum değişmeyecek.
Seçmen, vekil seçiminde listeye göre değil, lidere göre oy verecek.
Bu yüzden adaylar üzerine günlerce yorum yapmanın hiç bir partiye faydası yoktur.
"Filanca kişi aday olsaydı, sandıklar dolup taşardı" türünden yaklaşımlar, inanın ki pratik karşılığı olan tespitler değildir.
Elbette heyecan yaratacak, seçmeni coşturacak, gittiği yerde ilgiyi üzerine toplayacak isimler vardır; ama bu mevzi bir durumdur. Bir zamanlar Bedrettin Dalan bir parti kurmuş ve kimi ünlü sanatçıları da saflarına katmıştı. Hatırlıyorum, Bedrettin Dalan seçim meydanlarına o ünlü isimlerle gittiğinde meydan gümbür gümbürdü. Lakin Osman Bölükbaşı'nın dediği gibi meydanı dolduranlar seçim sandığını boş bırakıyorlardı!
Elbette her gönülde bir aslan yatıyor. Benim de sizin de vekil olarak görmek istediği isimler vardı. Fakat bu isimler olmadı diye ne siyaset yetim ve mahzun kalır, ne de o parti büyük oy kaybına uğrar...
Görün bakın bir iki güne kalmaz dalgalar durulur, sinirler yatışır ve herkes listelerdeki isimleri benimser.
Kimse kimseyi kandırmasın, seçmenin listeye filan baktığı yok!
Sağ seçmenin temel kriteri şudur:
"Liderim böyle takdir etmişse demek ki doğru olan budur"
"Liderimin yanlışı benim doğrumdur" sloganı, sağ cenahın vazgeçilmezi değil mi?
24 Haziran erken genel seçiminde sandık başına gidecek olan sağ seçmenin gözünde, listelerdeki adayların isimleri yerine, liderlerin yüzleri canlanacak.
Sağ partiler bu gerçeği uzun yıllar önce keşfettiklerinden olsa gerek hiç bir adayı "vazgeçilmez" olarak görmez.
Aksini savunanlar varsa sadece şunu sorup yazıyı noktalayalım.
2002 yılından beri AK Parti'ye kesintisiz destek ve oy veren seçmen, o günden itibaren vekil seçilen kaç kişiyi ismen ve cismen tanıyordu?