Erzurum Güncel- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, "Artık küresel salgının sosyal hayata etkileri ve normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz, yerinde karar dönemi." dedi.
Koca, şunları kaydetti:
"Yeterince yüksek hızda ve sistematik olarak aşı programını uygulamış olsak da nüfusa oranla daha katetmemiz gereken çok yol var. Aşılamada yaklaşık 1,5 milyonu ikinci doz olmak üzere 8 milyon seviyesine ulaştık. Aşılama planındaki ilk aşamanın sonuna yaklaştık. Bir tedarik ve planlama sorunumuz yok. Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır. Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir ve program kesintilere uğrayabilir. Bunu yaşamamanın tek yolu aşımızı üretmektir."
Vaka sayılarındaki artışın, bazı illerin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabileceğini ifade eden Koca, "Ülkemizde her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüsü dikkate almak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.
İşte Bakan Koca'nın konuşmasından öne çıkanlar:
Koronavirüs salgını sürecinde her ülke elindeki imkanlar çerçevesinde tedbirler aldı. Biz de öyle yaptık ve salgınla iyi bir şekilde mücadele ettik. Bu sağlık çalışanlarının yanı sıra tüm vatandaşlarımızın özverisiyle oldu. Can yakan kayıplarımız var. Kayıplarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.
Aşıyı hazır temin eden ülkeler içinde en hızlı ve en çok aşılamayı başarmış durumundayız. Aşı temininde yeterince yüksek hızda ve sistemik olarak aşı programını uygulamış olsak da nüfusa oranla daha katetmemiz gereken çok yol var. Aşıya talep artıyor. Deyim yerinde ise aşı kıtlığı yaşanan bir dönemdeyiz.
Zaman zaman aşılama sayısında artış ya da azalma olması lojistik gerekçelerdendir. Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir. Bunun yaşamamamızın tek yolu kendi aşımızı üretmemizdir. Aşıda bir tedarik ve planlama sorunumuz yok. Daha güvenli olanı kendi aşımıza sahip olmamızdır.
Aşı ile ilgili bir hakikati daha hatırlatmak isterim. Aşı olduğumuz gün koruma başlamıyor. İkinci dozun üzerinden 14 gün sonra koruma oluyor. Nüfusun yüzde 60'ını aşılamadan güvence altında olmuyoruz. İlk dozu olmamız bizi rehavete kaptırmasın. Vaka sayılarındaki artış, bazı illerimizin diğerlerine göre daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olacak. Tedbir hala en güçlü silahımız.
Vaka sayıları ile birlikte pozitif test oranları, yoğun bakım doluluk oranları entübeler de illerimizin risk düzeyine etki etmektedir.
Yerinde karar dönemi ile birlikte güvenlik kuvvetlerimizin denetimleri artıracak. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da kararlılıklarını iletti. Bir anca önce normale dönmek için çalışmaya devam ediyoruz.
KILIÇDAROĞLU'NUN İDDİALARINA YANIT
Sayın Kılıçdaroğlu'nun ücretsiz aşıya para verildi iddiası olmuştu. Özellikle bu dönemde, dünyada aşı savaşının yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceği, ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari bir sır olarak kalmasını, bir fiyat özellikle söylenmemiştir. Şunu söylemiştim; biz aşıdaki dünyadaki bütün ülkelerden daha ucuza aldık. Bu iddiamın arkasındayım. Bu ticari olarak saklanması gereken bir sırdı. Ama bu aşı sadece Türkiye'ye satılmıyor birçok devlete satılıyor. En ucuza alan Türkiye. Bu dönemde, bu aşıyı teminat olmadan almayacağımızı ifade etmiştim.
Faz-3 çalışması uygun olmasaydı, devamında Türkiye kendi yapması gereken tetkiklerden olumlu sonuç almamış olsaydı aşıyı almayacaktık. Teminatları garantiye aldık.
İddia şu: Üretici firma 1 milyon doz aşı üretti. Bu 1 milyon doz aşıyı aslında Türkiye'ye bedel almadan bağışladı.
Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici firma aşıyı bedavaya bağışlar mı? Bunun üzerine biz firmaya, sözleşmemiş gereği size vermemiz gereken bir bedel var. Bunu size ödüyoruz? Böyle bir iddia var. Bu nedir?
Firmanın bize cevabı: Bu aşıyla ilgili buradaki amaç, siz bizden teminat istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık, nakit akış yönetimini sağlamak için bizi temsil eden Sinovac firmasına bedelsiz olarak verdik. Ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık.