Kim ki milletin bu emanete ihanet ederse, bilsin ki iki elimiz yakasında olacaktır!
Rivayet olunur ki Osmanlı'nın bazı padişahları, cum
selamlığında, sarayın parayla tuttuğu bir manganın cami avlusunda tam da padişah geçerken şöyle haykırmasını istermiş: "Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var"
Hikaye bu ya, zaferden zafere koşan kimi padişahlar, zaman zaman kabaran nefislerine gem vurmak, başarının Allah'ın
bir lütfü olduğu gerçeğini unutmamak için kendilerince nefislerini bu şekilde terbiye ederlermiş.
Hikaye de olsa, aslında ne güzel bir uygulama değil mi?
Hani kimi kerameti kendinden menkul tipler vardır, başka bir sebepten ötürü ona yazılan puanları, o kendini nimetten sayarak kişisel başarısı biçiminde yorumlar.
Dün akşam itibariyle seçim süreci de seçim sürecine dair ne varsa hepsi geride kaldı.
Mevla'nın dediği gibi dün dünde kaldı, artık yeni şeyler söylemek lazım.
Türk halkı, pek çok soruna ve yolunda gitmeyen kimi işlere rağmen sırf ülkenin, beka sorununa duçar kalmaması için bir kez daha Cumhur İttifakı'nı, yani aslında AK Parti'yi kazandırdı.
Erzurum halkı da bu minval üzere hareket ederek, Sekmen'e ikinci kez yetki verdi.
Keza diğer AK Parti'li adaylara da...
Palandöken gazetesi ve özellikle de bu gazetenin baş yazarı olarak bendeniz, en başından beri (bir gazetecinin yapmaması gerekir dedirtecek) AK Parti'ye MHP'ye sonunda da Cumhur İttifakı'na, kesintisiz bir destek verdik.
Bu yüzdendir ki, geride kalan şu süreçte işitmediğim, küfür ve hakaret kalmadı; buna rağmen kendimce haklı milli sebeplerden ötürü, Sekmen'i ve diğer Cumhur İttifak adaylarını
abartılı biçimde destekledim.
Ve fakat bugünden itibaren artık yeni bir dönem başladı.
Palandöken'in o abartılı desteği, bundan böyle birilerinin yaptıkları yanlışları, adeta parmağını gözümüze sokarcasına gerçekleştirmesine sessiz kalmayacağız, susup oturmayacağız.
Görüyoruz, bazı başkanların çevresi, çakala da ayıp olacak ama bir takım çakal enikleri tarafından kuşatılmış durumda.
Eğer seçilen o başkanlar, seçimi kazanan AK Parti ve bu eyyamcılar; zannediyorsa ki, nasılsa bizi murakabe eden yok, yanlışı gören yok, hesap soran yok...
Şimdiden söylüyorum feci biçimde yanılıyorlar...
Biz inandığımız ülkü doğrultusunda Türkiye'nin aydınlık yarınları adına, kimi yanlışları ve kötü gidişatı görmedik.
Kol kırıl yen içinde misali...
Lakin bugünden itibaren, milletin şerefli duygularıyla iş başına gelip, milleti istismar edecek olan ne kadar şerefsiz ve sırtlan çıkarsa, bilin ki iki elimiz bu itlerin yakasında olacaktır.
Gerek Başkan Recep Tayyip Erdoğan gerekse MHP lideri Devlet Bahçeli, icabında hayatlarını ortaya koyarak bu millete, "Bize bu kez de destek verin, bugün bize kimi yanlışlardan
ötürü küsme ve kızma zamanı değildir. Zira ülkenin ciddi
biçimde bir beka sorunu vardır" dediler...
Hiç de haksız değillerdi...
Bu sese kulak veren ve geçmiş 17 yıldan beri de inanı
güvendiği liderini (Tayyip Bey-Devlet bey) çok iyi tanıyan ahali, gözü önündeki kimi yanlışları, tıpkı bizim yaptığımız gibi görmeyerek, resmin tamamına baktı.
Erzurum özelinde konuşacak olursak...
Sayın Sekmen ve değerli diğer AK Parti'li belediye
başkanları...
"Nasılsa seçildik, beş yıl sonra yine Tayyip Bey meydanlara çıkar, o usta yanıyla milleti ikna eder ve bizler de onun sayesinde yeniden seçiliriz" şeklinde düşünüyorsanız ve
bıyık altından bize gülüyorsanız...
Bilesiniz ki, sizi beş yıl sonrasına bırakmadan, demokratik tepkilerimizle ve kalemimizle lime lime ederiz.
Ucuza ekmek ve ucuza patates almak için o çileli kuyruğa giren namuslu ve vatanperver vatandaş, hem Tayyip Bey'e hem de Devlet Bey'e inandı. Onlar "Türkiye çetin bir süreçten geçiyor, bugün bizim yanımızda olursanız vatanımızı daha emniyetli limanlara ulaştırırız" dedi.
Bizler de "siz böyle diyorsanız doğrudur. Bu sebeple bir takım hırsız, uğursuz ve kitapsız adamlara karşı göstermemiz gereken tepkiyi erteliyoruz" şeklinde cevap verdik.
Bu yüzden şimdiden lafı eğip bükmeden, tevil yoluna gitmeden
açıkça yazıyoruz:
Bu gazete (Palandöken) en ağır ithamlara, küfürlere ve hakaretlere rağmen sizleri destekledi.
Hoş hepinizi sevdiğimiz ve hepinize inandığımız için bunu yapmadık.
Dedim ya böyle gerekiyordu, çünkü söz konusu vatanın geleceğiydi.
Sayın başkanlar, "nasılsa seçildim, bundan sonrası hikaye" diyenler olursa içinizde, bu amacını bir daha gözden geçirsin. Bilsin ki Palandöken ve Mehmet Şener, yanlış ve yalan olan her eylemin her hareketin karşısına kurşun gibi fırlayacak
ve ister iki gözümün nuru olsun, milleti istismar eden, kandıran ve milleti soyan şerefsizi farş edeceğiz.
Bu millet kan kusup kızılcık şerbeti iştim diyecek, birileri de cukkasının derdine düşecek olursa, onu bu cihanda kaçacak delik arar duruma getireceğiz.
Bazı dostlarımla aramıza soğukluk girdi.
Bendenizin inandığı "beka sorunu"na kıymet verdiğim kimi arkadaşlarım inanmadı, siyaseten meselenin çarpıtıldığını söyledi.
Buna rağmen kimseyi de mümkün olduğunca kırmamaya çalışarak inandığım doğruları savunup durdum.
Bir Allah'ın kulu çıkıp desin ki ve ispatlasın ki sen bu desteği şu çıkar karşılığında yaptın!
Kimse bunu söylemez. Çünkü bizi tanıyan bilir ki, bu şehrin basını pek çok konuda başını kuma gömdüğünde, ipsizin, uğursuzun, çetecinin, mafyanın ve terör örgütlerinin karşısında
hem Palandöken ve hep Mehmet Şener oldu.
Günlerce küfür ettiler. Satıldın dediler, tetikçi dediler!
O köpeklere elbette verecek cevabım vardı, ama sabırla bekledim.
Çünkü küfreden köpeklerin, ne ülke ne millilik ne de beka sorunu yoktu.
Onlar, imanlarının önüne geçirdikleri kin ve nefretleriyle iyi olan her şeye düşmandılar.
Sayın seçilen başkanlar, işte buradan sizi açık açık uyarıyorum.
Yarından itibaren milletin ve devletin hilafına yapacağınız en küçük bir hareketinizde, millet adına sizin ensenize binip hesap soracağız.
Zannetmeyin ki, Palandöken ve de Mehmet Şener, kimi uyanıkların milleti istismar edip ve gününü gün etsin diye, kanını kaşığa katıp sizi destekledi.
81 milyon artı ben yakanızdan tutarım...
Seçilen herkes bugünden başlayarak ülkeye, millete, devlete ve şehrimize namusuyla hizmet etsin....
Biz de zevkle desteklemeye devam edelim...