Erzurum Güncel-Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, BeIN Sports'a bir röportaj verdi ve takımdan ligin gidişatına, Türk futbolundan transfere kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Şampiyonluk konusuna değinen genç teknik adam, "İşimiz zor. Açıkçası şampiyonluk zor. Trabzon var, diğerleri var. Biz her maçımıza kazanmak için çıkıyoruz. Ne kadar üstte bitirebilirsek ligi o kadar iyi" dedi.
Sergen Yalçın'ın açıklamaları şu şekilde:
Bizim oynatmak istediğimiz bir oyun var. Bunu, oyunculara önce mental olarak vermek zorundayız. Önce kafalar bu oyunu oynamaya yatkın olmalı. Oyuncularla bireysel ve grup toplantıları yaptık.
"EYVAH, NEREYE GELDİK"
İmza töreninde ben şok oldum, çok şaşırdım. Taraftarın o ilgisi, alakası, beni hem çok duygulandırdı, hem de sorumluluğumuzun ne kadar fazla olduğunu hissettirdi. Eyvah, nereye geldik, yandık, ne yapacağız dedim. Bu kadar sevgi karşılığında karşıya da bir şey vermemiz lazım. Bize farkındalık getirdi imza töreni. Geldiğiniz yer böyle bir yer, tavrınızı ona göre belirleyin açısından farklı oldu.
"İŞ YAPAN OYUNCU LAZIM"
Belli başlı oyuncularımız var, koyuyorsun oyuncuyu, atletik bir oyuncu, çabuk oyuncu ama yansıtmıyor sahaya. Sonra diyoruz ki bu oyuncu yetenekli oyuncu. Ne yapayım yetenekli oyuncuysa? Bana sahada iş yapmıyorsa anlamı yok ki.
"90 DAKİKA PRES YAPAMAYIZ"
Zaman zaman dönüşlerde sıkıntı yaşayabileceğimiz bir oyun da oynuyoruz aslında. Risk alıyoruz. Hücum yapan bir takım olmak istiyoruz, sürekli kovalayan, sürekli arayan bir takım olmalıyız. Zaten 90 dakika pres yapamazsın. Oyuncuların performanslarını yükseltmek zorundayız.
"BİZİ İZLEYECEĞİNE REAL MADRİD - BARCELONA MAÇINI İZLER"
20-25 milyonluk bir kitleye oyunumuzu sunuyoruz. Stada 8 bin kişi geliyorsa ben işimi iyi yapmıyorum demektir. Stada seyirciyi çekmek zorundasınız. Taraftarın ilgisine minnettarım. Beşiktaş çok uzun süredir böyle bir birliktelik yaşamıyordu. Taraftar, camia, yönetim ve oyuncuların ciddi bir birliktelik yakaladığını düşünüyorum. Biz taraftara mutlu edecek bir şey sunmak için çalışıyoruz. Yoksa beni izleyeceğine evinde oturur Barcelona-Real Madrid maçını izler.
"BURASI BEŞİKTAŞ!"
Sezon sonu transfer konusuna bakacağız. Yönetim de bizi zorlayacak ama kaliteli kadro kurmak istiyoruz. Burası Beşiktaş. Şampiyon olmak zorundayız. Ne derece bu kaliteli kadroyu kurabileceğiz, onu da bilmiyoruz açıkçası.
Maddi durum çok iç açıcı durumda değil, ciddi sıkıntılarda yola devam etmeye çalışıyoruz. Şampiyon olduğumuz sene de maddi olarak sorun yaşıyordukç Oyuncular ödemeleri geç alıyorlar ama alıyorlar. 2-3 ay geçse de alıyorlar.
"ŞAMPİYONLUK ZOR"
İşimiz zor. Açıkçası şampiyonluk zor. Trabzon var, diğerleri var. Geçen sezon Galatasaray arayı kapattı ama önünde bir takım vardı. Şimdi çok var... Biz her maçımıza kazanmak için çıkıyoruz. Ne kadar üstte bitirebilirsek ligi o kadar iyi... Şu anda görünen Galatasaray, Trabzonspor ve Başakşehir şampiyonlukta favori gözüküyor. Biz Fenerbahçe'yle geride kaldık.
"LJAJİC'E 'SAKLANIYORSUN' DEDİM"
Ljajic eğer İstediğimiz seviyeye gelirse, bizim istediğimiz oyunu oynarsa, kullanabiliriz. Beklediğimiz oyunu oynamayan, performans vermeyen bir oyuncuyu maalesef kullanamayız. 'Saklanıyorsun ve kaçak oynuyorsun' diye kendisine de söyledim.
"GUARDİOLA VE KLOPP'UN İŞİ DAHA KOLAY"
Açıkçası kimseyi örnek almıyorum. Herkesin çalıştığı şartlar farklı. Guardiola gelsin burada çalışsın. Herkes Klopp ve Guardiola'ya tapıyor. Fenomen oldular. Doğru mu bu? Değil. Salah ve Mane'yi ben alamıyorum. Onlar alıyor. Bana da verin 300 milyon euroluk bütçe bakalım o zaman! Löw'le çalıştım. Çok da iyi bir teknik adamdı ama Adanaspor'u küme düşürdü, Almanya'yı ise Dünya şampiyonu yaptı.
"TRANSFER YAPABİLECEK GÜCÜMÜZ YOK"
Scout ekibimiz var. Biz varız. Daha önceden takip ettiğimiz oyuncular da var ama şu an transfer yapabilecek bir gücümüz de yok. Sezon sonu da mutlaka bütçeyi düşürmemiz lazım. Önce göndermemiz sonra oyuncu almamız lazım. Sağlıklı bir planlama yapıp, doğru adımlar atmak zorundayız. Yanlış plan yaparsak kötü gidişat olur. Ağır olmalıyız. Zaten başkanla da yöneticilerle de sürekli konuşuyoruz. Mecburuz iletişim kurmaya.