Serveti hayatına mı maloldu!

Atv'de her sabah saat 10'da izlediğiniz programımın ilk haber dosyası 56 yaşındaki Erzurumlu Gülizar Öztürk'ün akıbetiyle ilgili… Gülizar Hanım, Anneler Günü'nden bu yana kayıp… Kendisinden 10 yaş büyük eşini 2007 yılında kaybediyor. 3 çocuğu da miras paylarını annelerine bırakınca, hayli yüklü bir servetin sahibi oluyor. Yüksek ihtimalle ortadan kayboluşu da bu mirasla yakından ilintili… Sadece kaybolduğu haftayla ilgili öğrendiğimiz, kızına banyoda sakladığını söylediği 20 bin euro'nun, birkaç gün önce Erzurum'da gittiği cenazede birkaç akrabasına elindeki siyah çantasının içinde gösterdiği 40 bin TL değerindeki altınlarının ve son olarak görüldüğü pazartesi günü bankadan çektiği söylenilen 60 bin TL'nin de kendisiyle birlikte ortadan yok olduğu… SON GÖREN TAŞTAN ÖZTÜRK Okuma yazması olmadığı için mal varlıklarının idaresini bir vekaletname çıkartarak vefat eden eşinin kardeşinin oğlu Taştan Öztürk'e veriyor Gülizar Hanım… Taştan Bey akrabaları olduğu için başta ailesi de bu işe ses çıkarmıyor. Ancak bir süre sonra bu yakınlığın aşk ilişkisine dönüştüğü fark edilince kıyamet kopuyor. Taştan Bey yakın çevresinin bildiği bu ilişkiyi ne Emniyet'teki ifadesinde ne de programımda kabul etmeyerek kafaları karıştırdı. Kafaları karıştıran bir başka konu da Gülizar Hanım'ın kaybolduğu gün ile ilgili… Komşuları Gülizar Hanım'ı en son 11 Mayıs Pazartesi akşamı Taştan Öztürk'le görüyorlar. O tarihten sonra kendisini perşembe akşamına kadar gördüğünü söyleyen tek kişi yine Taştan Öztürk…Öztürk karakola Cuma akşamı iki kere gittiğini söylüyor. Resmi başvuru ise Cumartesi öğle saatlerinde yapılmış. Bu sırada Taştan Bey Gülizar Hanım'ı kendisine soranlara "Akrabasına gitti" demiş ama programa bağlandığında komşularının aksine böyle bir şey söylemediğinin altını çizdi.'ANNEM BİR GENÇ KIZ GİBİ AŞIKTI'Gülizar Hanım, Taştan Bey'le aşk yaşamaya başlayınca, ölen eşinin yakınları tarafından kocasının yasını tutmamakla suçlanmış. Kendisinden 8 yaş küçük, evli, 4 çocuklu, üstelik kendisine daha düne kadar "yenge" diyen kaynının oğluyla gönül ilişkisine girdiğini öğrenince ağabeyleri de kıyameti koparmış. Bu işe gönülsüzce de olsa tek razı gelen kızı Şengül Hanım olmuş: "Anneme başta ben de çok kızdım. Babam yetiştirilme tarzı gereği sert bir insandı. Annemi hep aşağılardı. Taştan ise annemi çok hoş tutuyordu. Annem o kadar mutluydu ki… Adeta genç kız gibiydi… Onun gözündeki mutluluğu görünce kıyamadım. Taştan'ın evli olması çok kötüydü. Üstelik amcamın oğluydu. Biliyordum o anneme parası için yaklaşıyordu. Ama aralarında resmi nikah olmayacağı için evlerin üzerinde bir hak iddia edemezdi. (Oysa sonra evlerin Taştan Bey'in yakın bir arkadaşına devredildiğini öğreniyorlar.) Kardeşlerimi de razı ettim. Annemin mutluluğu önemliydi. Üzüldük ama yapacak bir şey yoktu."