Erzurum Güncel- Son dönemde vatandaşlar otomobil fiyatlarındaki aşırı artıştan yakınıp, markaları zam yapmakla suçluyor. Ellerinde kendilerine göre bunu kuvvetlendiren gerekçeleri de var. Önce kamu bankaları çıktı, Türkiye'nin en büyük 6 otomotiv üreticisini fiyatlarını artırdıkları gerekçesiyle kredi destek paketinden çıkardığını açıkladı.
Ardından Rekabet Kurumu, fiyat artışlarına dayanarak tüm otomotiv markalarını kapsayan bir soruşturma başlattı. Bunlar yetmezmiş gibi, bazı medya organları da otomotiv markalarını suçlayıcı manşetler attı. Yani kimse işin aslı olan kur ve matrah (vergisiz fiyat) kaynaklı artışları konuşmadı, yerine günah keçileri ilan etmeye çalıştı.
Sözcü gazetesinden Emre Özpeynirci'nin haberine göre şTürkiye'de vatandaşın kafasını karıştıran matraha dayalı kademeli ÖTV sistemine Maliye Bakanlığı Kasım 2016'da geçti. Bu sisteme göre 1.6 litre ve altı motora sahip araçlardaki ÖTV oranları yüzde 45, 50 ve 60 olarak 3 dilime ayrıldı.
O dönem matrahı 40 bin TL'yi aşmayan otomobiller için ÖTV yüzde 45 olurken, matrahı 40 bin lirayı aşıp 70 bin lirayı geçmeyenler için yüzde 50, vergisiz fiyatı 70 bin TL'yi aşan araçların ÖTV'si ise yüzde 60 oldu. Kısa sürede kurların artmasına paralel vergisiz fiyatı 40 bin TL altında araç kalmayınca, Bakanlık Eylül 2018'de zorunlu olarak matrah limitlerinde güncelleme yaptı.
O dönemden itibaren vergisiz fiyatı 70 bin TL'ye kadar olan araçlarda yüzde 45 ÖTV, 70 bin TL ile 120 bin TL arası yüzde 50 ÖTV, 120 bin TL üstünde olanlarda ise yüzde 60 ÖTV uygulanıyor.
HER AY OTOMATİK ZAM
Ama aradan yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen matrah dilimleri güncellenmeyince, sistem bozuldu ve araç fiyatları kurdaki artışa bağlı her ay artmaya başladı. Çünkü bu sistemde 1 TL'lik artış bile aracı ÖTV'de bir üst dilime taşıyınca, ortaya çıkan zam sanki büyükmüş gibi duruyordu.
Aslında matraha dayalı ÖTV sistemi, her ay otomatik zam mekanizması gibi oldu. Yani kurlar yükseldikçe otomobil fiyatlarında resmen, “Örtülü ÖTV artışı” yaşanmaya başladı. Bu noktada aslında hükümetin planı da devreye girmiş oluyor. Sonuçta ÖTV'yi artırıp tepki çekmek yerine, matrahları güncellemeyerek bir bakıma örtülü ÖTV artışına göz yumuyorlar.
MATRAH LİMİTLERİ EN AZ %30 YÜKSELMELİ
Yine büyük bir ekonomik dalgalanmanın yaşandığı Eylül 2018'de, yani matrah dilimlerinin son güncellendiği dönemde Euro kuru 7.20 TL civarındayken, bugün 8.72 TL'lere çıkmış durumda. O zamana göre bile kurda yüzde 20'nin üzerinde artış var. Ama buna rağmen ÖTV'de matrah dilimleri güncellenmediği için bugün yüzde 45'lik ÖTV dilimine giren araç neredeyse kalmadı. Yani bu dilim pasif durumda.
Artan kur ve enflasyon sonucunda yıl sonuna kalmaz yüzde 50'lik dilim de tarih olacak gibi. Bu yüzden kurdaki artışa bağlı uzun süre geçerli olabilmesi için ÖTV oranlarındaki matrah kademelerinin yüzde 30 civarında yukarı çekilerek güncellenmesi gerekiyor. Yani 70 bin TL'lik en alt limit 90 bin TL'ye, 120 bin TL'lik bir üst limit ise 150 bin TL'ye çıkmalı ki, en azından sistem sağlıklı çalışsın. Yoksa bu kurlarla yakın zamanda Türkiye'de düşük vergi ve 200 bin TL'nin altında otomobil kalmayacak gibi.
120 BİN TL'NİN ALTINDA SADECE 5 MODEL KALDI
2016 sonunda matraha dayalı ÖTV sistemi devreye girdiğinde Türkiye'deki otomobillerin yüzde 21'i yüzde 45'lik ÖTV dilimine girerken, sistemin güncellendiği Eylül 2018'de bu oran yüzde 5'e, bugün geldiğimiz noktada ise yüzde 0.5'e indi.
Yani ODD kayıtlarına göre Türkiye'de yer alan 254'ten fazla modelin, 1000'in üzerinde versiyonu olduğunu dikkate alırsak, sadece 5 modelin 5 baz versiyonu 70 bin TL matrah fiyatının altında. Yani ÖTV, KDV dâhil anahtar teslim fiyatı 120 bin liradan daha düşük. Bu modeller de Fiat Egea, Panda, Renault Clio (eski), Clio Sport Tourer ve Symbol'un en baz versiyonları.
Sözcü