Şimdi bir kere daha anladım: Sekmen’i vuranlar, hakikaten de bizzat belediyenin içerisindeki kimseler!

Mehmet ŞENER

Ben o yazıyı yazarken elbette ki Büyükşehir Belediyesinden özellikle de basın dairesinden kimsenin bizi okumadığını, hatta o basın dairesinin son beş ayda tek satır bile de olsa gazete okumadığını biliyorduk…

Nitekim Onur, Büyükşehir Belediyesi Basın Dairesi olmadığını tek tek anlatmış.

Haşa ben kimsenin öğretmeni değilim; lakin benimle çalışan arkadaşlarıma hep doğru gazeteciliği anlatmak istedim.

Sağolsun; Onur da yazısında bunun altını kalınca çizmiş…

Hani kalbinizi de kırmak istemiyorum…

Lakin belediye olarak kevgire dönmüşsün be kardeşim…

Onur, neredeyse attığınız her adımdan haberdar…

O kadar, “Aramızda ispiyoncu yok” deyip durun ki…

Nafile…

Hatta farkında bile değilsiniz…

Cami yıkılmış, siz hala mihrabın peşindesiniz…

Dün sormuştum, bu belgeleri belediyeden kim Onur’a sızdırıyor?

Gün boyu bu hususta tek satırlık da olsa bir cevap gelmediği gibi adeta Onur’u tepeden tırnağa haklı kılacak bir tutum sergilendi!

Oysa ben ısrarla Mehmet Sekmen’in bu memleket için ciddi bir değer olduğuna inanıyorum ve bugüne kadar yaptığı hizmetleri hakikaten anlamlı buluyorum.

Sorun şu ki ben ve benim gibi düşünün binlerce kişiye rağmen Sekmen’in emrinde hizmet edenlerin büyük bir bölümü tam aksine inanıyor. Yani onlar diyor ki; Sekmen çok kötü bir belediye başkanı!

Ama bu tosunlar, belediyeden maaş alıp, belediyenin tüm imkanlarını dibine kadar tüketen asalaklar…

Sekmen’i gördüklerinde adeta yere kapaklanıyorlar, Sekmen arkasını döndüğünde de her türlü yalan ve iftirayı savuran çakallar…

Sekmen’i kim arkadan vuruyor” başlık yazımızı kimi okurlarımız hakikaten yanlış anlamış. Gelen yorumlardan gördüm ki o yanlış anlayan okurlarımız sanki bizim varsa eğer hırsızlığa değil de, hırsızlığın belgelerinin sızdırılmasına itiraz ettiğimizi söylüyor.

Yok…

Biz tüm hırsızlığa olduğu gibi ihanete karşı çıktık…

Ebette biliyoruz ki, Başkan Sekmen de yakın çalışma ekibi de gazete okumaz ve bu şehirde medyada yazılıp çizilene itibar etmez!

Üstelik bunu bir marifetmiş gibi de savunurlar.

Yüz defa binlerce defa yazdık: Yanlış yoldasınız, ama iplemediler!

Onur, çarşaf çarşaf belge yayınlıyor, onlar ise üç maymunu oynuyor!

Farkındayım…

Onur’la bir kez daha yollarımız ayrılacak; varsın olsun…

Bendeniz Mehmet Sekmen’in uğradığı bu ihanete rağmen hala bu şehir ve bu ülke için canı pahasına mücadele eden biri olduğuna inanıyorum.

Anlaşılan odur ki Onur tam tersine inanıyor.

Olsun…

Gelin biz bu meseleyi tarihe emanet edelim…

Nasılsa bu son ihanet değil…