2007 yılının son ayının ilk günleriydi, Sudenaz bebeğin iki aylık mücadeleye dayanamayıp kuduzdan öldüğü haberini aldık ve yıkıldık.2007’nin Ekim ayında köpeklerin saldırısına uğrayan kuduzdan ölen Sudenaz bebek hepimizin içini yakmıştı.İş o zaman isyan etmiştik.“Bu çağda, kuduzdan ölüm olur mu” diye.Dün, İHA’dan bir haber servis edildi, “8 yaşındaki Kadir Karasal kuduzdan öldü”Evet, yıl 2014 yine bir çocuk ihmal sonucu kuduzdan öldü.Yani aradan 7 yıl geçmiş, değişen hiç bir şey olmamış.İşte 8 yaşında Kuduzdan ölen Kadir, aklıma 3 yaşında kuduzdan ölen Sudenaz’ı aklıma getirdi.Sudenaz’ın ne zaman öldüğünü araştırırken, Sevgili yayın Patnerimiz Mehmet Şener’in Sudenaz için yazdığı yazıyla karşılaştım.Evet, o günle bugün arasında hiç birşeyin değişmediğini gördüm.Onun içinde Sevgili Şener’in yazısını sizinle paylaşmak istedim. TÜRKİYE BU REZALETİ KONUŞUYOR… Sudenaz artık aramızda değil...Ama arkasında bıraktığı gerçekler, kamu adına tam bir utanç tablosu oluşturduİsimlerinin önünde "doktor, doçent ve profesör" yazan bazı görevliler, gerçekleri gizlemek adına hem insanlığa, hem de bilim ahlakına büyük darbe indirdi.Basını da, kamuoyunu da "enayi" yerine koymaya kalktılar! Kendilerini çok akıllı, alemi cahil zannettikleri için, "Sudenaz Kuduz'dan öldü" demek yerine, "Beyin iltihabı sonucu öldü" açıklamasını yaptılar! Böylelikle, üç yaşında kuduzdan ölen bir kız çocuğunun ölüm nedenini çarpıtıp, kendilerini emniyete almış oldular! Kuduz olan Sudenaz'ın, akut beyin iltihabı sonucu ölmesi, belki engellenemez bir sondu. Ancak asıl trajik olan, koskoca ilim adamlarının kameralar karşısında yalan söyleyip, milleti enayi yerine koymaya kalkmasıdır. Başta Erzurum kamuoyu olmak üzere, konuya vakıf olan herkesi ayağa kaldıran taraf da burası oldu; yani bilim ahlakının ayaklar altına alınması...Meslek örgütleri bir defa daha, kafalarını kuma soktular!Birkaç bireysel teşebbüsü saymazsanız; bu skandal, Erzurum Tabipler Odası başta olmak üzere, diğer meslek örgütlerinin asla ilgisini çekmedi! Bu olay sayesinde, "Birileri küser, ya da azar işitiriz" endişesi ile, yaşanan rezalete duyarsız kalan tüm kesimlerin maskesi düşmüş oldu. Olup bitenleri infial içinde izleyen kamuoyu ise, "Nasıl olur da, Erzurum böyle zelil bir duruma düşer?" sorusuna cevap arıyor. Sözde bilgelerin, "cahil cühela takımı" olarak gördükleri basın olmasaydı; Erzurum, ne Sudenaz'ın kuduzdan öldüğünü, ne de milletin gözünün içine baka baka söylenen yalanları öğrenecekti.Üniversite bu skandala bile bile neden alet oldu?"Sudenaz beyin iltihabı sonucu öldü" şeklinde resmi açıklama yapılırken, Atatürk Üniversitesi'nden bir grup akademisyen de, daha "inandırıcı" olması için, yalana alet oldu. Bu skandalla ilgili tepkilerini dile getiren yüzlerce kişi, "Koskoca bir üniversite böyle bir rezalete nasıl alet olur? Rektör Yaşar Sütbeyaz bu çirkinlik için ne düşünüyor, pratisyen hekimin arkasında dekor oluşturan hocalar hakkında soruşturma açıldı mı?" diye sordular.Savcılık soruşturma başlattıSudenaz'ın ailesi, doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundu...Osman Tanhaş adına Avukat Hasan Kutan, Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu ve kuduz köpeğin ısırmasından sonra götürüldüğü Erzurum Numune Hastanesi Acil Serviste görevli doktorlar hakkında tutuklanma talebinde bulundu. Kızının ölümünde doktorların ihmali olduğunu iddia eden Osman Tanhaş, "Kızım ihmal kurbanı sonucu öldü. Köpeğin ısırdığı kızımı olaydan yarım saat sonra hastaneye götürdüm. Kuduz iğnesi yaptıkları kızımın yırtılan yanağı ise 22 Ekim gecesi 03.00'da ameliyatla dikildi. O saate kadar bizi normal bir hastaymış gibi koridorda beklettiler. Bir yatak bile vermediler. Ameliyattan hemen sonra da taburcu ettiler. Eve götürdüğümüz kızım sürekli hastalandı ve her seferinde hastaneye getirdim. Ancak doktorlar, 'birşey yok' diyerek bizi gönderdi. Kızımın ölümünden sonra Sağlık Bakanlığı Sudenaz'ın kuduzdan ölmediğini açıkladı. Madem kızım kuduz değildi neden kuduz tedavisi gördü. Öldüğünde de onu bir poşet içinde kireçleyerek mezara defnettirdiler. İçim yanıyor. Bunun sorumluları yargı önünde hesap versin" dedi. Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.Başıboş köpekler için hiç kimse kılını kıpırdatmıyor...Kentte gece ve gündüz vakti cadde ve sokaklarda dolaşan çok sayıda başıboş köpek, vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor. Sayıları her gün hızla artan ve Sudenaz'ın ölümüyle kamuoyunu daha fazla meşgul eden köpek sorunu için yetkililerin tek bir adım dahi atmaması vatandaşların tepkisi çekiyor. Sürü halinde dolaşarak etraflarına tehlike saçan köpekler için kalıcı çözüm üretilmesini isteyen vatandaşlar, "Şehrin ana arterlerinde dolaşan köpekler, sokaklardaki insanlara zor anlar yaşatıyor. Taşıdıkları hastalıklarla çocuk-büyük herkesi korkutan bu köpekler, şehirde büyük bir tehlike oluşturuyor. Önlem alınması için kaç tane daha Sudenaz'ın ölmesi gerekiyor merak ediyoruz?" diye konuştu.