İnternethaber'den Süleyman Özıyşık'ın yazısı dikkatimi çekti, bende köşeme taşıdım...
Seçimin üzerinden neredeyse bir ay geçti. Kabine değişikliği gerçekleşti, bakanlar görevlerine başladı.
Geride bıraktığımız bir ay içinde kazanılan zaferle ilgili hepimiz diyeceğimizi dedik, hak ettiğimiz sevinç ve mutluluğu yaşadık.
Bu kadar yeter herhalde!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemin töreninden hemen sonra yaptığı konuşmada seçmenin AK Parti'ye verdiği mesajı aldıklarını ve gereken bütün adımları atacağını söyledi.
Hiç gizlemeye gerek yok.
Seçmen, milletvekillerinden ve yerel yönetimlerden yana şikayetleri olduğunu, bunun ivedilikle düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
Hatırlarsınız, seçimlerden önce AK Parti'nin Cumhurbaşkanı'ndan 7 puan geride olduğunu söylemiştim. Seçimler, bu oranın daha fazla olduğunu gösterdi.
Ancak MHP'nin desteğiyle bu sıkıntıyı aşıldı.
Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, yerel yönetimler, yani belediyeler.
Çünkü yapılan araştırma sonuçlarına göre belediyeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı neredeyse 15-16 puan geriden takip ediyor. Bir başka deyişle, Türkiye genelinde AK Parti'nin yereldeki oy oranı yüzde 38-40 bandında görünüyor.
Kaç kez söyledim bilmiyorum lakin tekrarlamakta yarar var.
Millet İttifakı'nı oluşturan partiler ilk denemeyi Cumhurbaşkanlığı seçimi için yaptı ama asıl hedefleri 2019'un Mart Ayı'nda yapılacak seçimlerde büyük illeri AK Parti'nin elinden almak.
PKK'ya yakın söylemleriyle dikkat çeken Canan Kaftancıoğlu'nun CHP örgütü tarafından il başkanlığına getirilmesi boşuna değil.
Amaç, HDP'nin de içinde olduğu bir blok oluşturup İstanbul'da AK Parti'yi geçecek oy potansiyelini yakalamak.
Aynı şey Ankara ve diğer büyükşehir iller için de geçerli...
Bunu başardıkları andan itibaren, AK Parti'yi topal ördeğe çevirip yerel seçimlerden sonraki 6 içinde Türkiye'yi ikinci kez genel seçimlere götürecekler.
Erdoğan bu tehlikeyi gördüğü için şimdiden uyarılarda bulunmaya başladı. Bu uyarıların ne anlama geldiğini hepimiz az çok tahmin ediyoruz.
Önümüzdeki yerel seçimlerde AK Partili belediye başkanlarının neredeyse yüzde 90'ı değişecek, burası net!
Görünen o ki daha önce gerçekleşen görevden almalar bazı belediye başkanlarına ders olmadı. Çünkü bazı belediye başkanları, yaşanan 15-16 puanlık kaybı hala derinden hissetmiş görünmüyor.
Daha açık söylemek gerekirse...
Hasbelkader belediye başkanlığına gelenler arasında hala açlığını doyurmaya çalışanlar var. Sözde AK Parti seçmeniyle beraber yürüyorlar ama beraber yürüdükleri bu süreyi çekilmez hale getirmek için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar.
Önümüzdeki günlerde detaylarına tek tek gireceğim.
Şimdilik sadece bir belediye üzerinden örnek vereyim.
Bir belediye düşünün ki sadece 6 aylık özel kalem, yani temsil ve ağırlama gideri olarak 12 trilyon harcıyor.
Bir belediye düşünün ki sadece afet ve yıkım hallerinde yapılması gereken 21B ihalesi üzerinden 200 trilyonluk ihale düzenliyor. Kamu İhale Kurumu devreye girerek emsallerinin iki katına verilen bu ihaleyi iptal ediyor. İhalenin vereni ve alanı teknik takibe takılıyor ve başkanın yakın çevresi gözaltına alınıyor.
Buna benzer onlarca belediyede binlerce sıkıntı var.
Aniden zenginleşenler, kendisinin dışında oğlunun altına bile trilyonluk araba çekenler, eşine dudak uçuklatan maaş bağlayanlar falan filan...
Kamuoyunun haberi yok ama bunlardan pek çoğu adalet huzurunda hesap veriyor. Bu belediye başkanları yakın zamanda görevden alınır ve hapse atılırsa kimse şaşırmasın.
Sıkıntı bunlarla sınırlı değil…
Vatandaşa tepeden bakan, kibir abidesi haline gelen, hizmet üretmekten aciz pek çok belediye de var. Yapılan bu hataların dışa etkileri çok farklı oluyor ve AK Parti maalesef zayıflıyor.
Tıpkı 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi…
Bu belediye başkanları ya kendilerini düzeltecek ya da yerel seçimlerden sonra bir daha partinin kapısından geçemeyecek.
Dedim ya!..
Önümüzdeki günlerde işimiz gücümüz belediyeleri yazmak olacak. Nerede sıkıntı var ise üstüne gideceğiz.