Spor dünyasının ünlülerini onlarca milyon dolar çarpan banka müdiresi, meseleyi iki kelimeyle özetlemiş:
“Tamah ettiler”
Vaktiyle biri de Erzurum’u 25 milyon dolar çarpmıştı!
Evet…
Tüm hadise bu…
Tamah etmek…
İnsanlık tarihi kadar eski bir gerçektir:
Sahtekarla tamahkar aynı durakta buluşur!
Vaktiyle Erzurum’da “Antepli Dövizci” diye bir hacı vardı!
Dükkanı resmen üç metre kareydi ve de merdiven altındaydı.
Buna rağmen o Antepli hacı, bugün fukaralıktan nefesi kokan(!) bu şehirden tamı tamamına 25 milyon dolar toplamıştı.
Daha çok faiz ve kar payı verecekti!
İçlerinde hacılar, hocalar ve de kapitalistler vardı.
Bir verip on almak öyle bir iştah kabartıyordu ki, işin gerisi kimse için ilke meselesi olmuyordu.
Banka müdiresi diyor ya, “ben onların tamah duygularından faydalandım”
Haklı…
Çünkü mesele tam da bu…
Yani bundan otuz yıl önce Erzurum’da olduğu gibi…
Antepli Dövizci, Erzurum’u da aynı duyguyla çarpıştı:
Daha çok kazanmak, olmadığı kadar kar elde etmek!
Merdiven altında üç metrekarelik dükkanında bütün bir Erzurum’u neredeyse maaşa bağlayan o sakallı hacı, aslında Cuma namazına bile gitmiyordu.
Sadece sakalı ve yakasız bir gömleği vardı; bir de bire on verdiği kar payı!
Hiç değişmez bir kuraldır:
Sahtekarla tamahkar aynı durakta buluşur!
Bugünlerde kimi televizyonlarda çok büyük aydın olarak takdim edilen bir doktor vardı; bu sakallı Antepliye tamı tamına iki milyon dolar kaptırdığı halde şikayetçi olmadı. Çünkü paranın nereden geldiğini beyan edemeyecekti.
Eski bir müftü vardı; o da bir milyon dolarını kaptırmıştı Antepliye…
O da adliyeye gitmedi.
Çünkü çocukları bile babalarının milyon doları olduğunu bilmiyordu.
Antepli dövizci günün sonunda yakalandı. Lakin hakkında davacı olan kimse olmadığı için elini kolunu sallayarak dolaştı.
Kimse niye bu tefeciden davacı olmadı pekii?
Çünkü hiç birinin kazancı helal değildi ve hiç biri makul faiz almak istemiyordu!
Sahtekarlardı, tamahkarlardı ve de haramzadeydiler…
Antepli de, bunların bu zaafını fark edince anında onları çarpmaya karar verdi!
Çarptı da…
Hem de en esaslı biçimde çarptı…
Antepli tefeciye milyonlarca dolar kaptıran o tamahkarlardan birine deseydiniz ki, “şurada bir fakir var, yüz lira versen hayatı kurtulacak.”
Vermez…
Çünkü O, yüz liradan on bin lira kazanmanın derdinde!
Yeni nesil bilmez.
Bu şehrin hafızasında böyle bir geçmiş var.
Tutuklu banka müdiresi bize eskileri hatırlattı!
Bizimkiler sporcu filan değildi, tamamı neredeyse hacıydı!