Erzurum Güncel- Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nın işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 77'si tutuklu 159 sanığın yargılandığı davaya devam ediliyor.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'deki Alibey Spor Salonu'ndaki duruşmada, darbe girişimi gecesi Atatürk Havalimanı'nda tankın önüne yatarak akıllara kazınan Metin Doğan, "müşteki" sıfatıyla ifade verdi. Müşteki Doğan, evindeki televizyonda olayları gördüğünü ve kendisine en yakın yer olan havalimanına gittiğini anlattı. Havalimanına gitme nedenini "insanları sokağa dökmek" şeklinde açıklayan Doğan, şöyle devam etti:
"Fitili ateşleyeyim, dedim. Oraya gittiğimde de eylemim yaklaşık 5-10 dakika sürdü. Kendimi ezdirmek için bayağı çaba harcadım. Tank durunca da kalktım. Kalktığımda da tankın üzerinde 3 asker vardı. En üstteki, uçaksavarla bana nişan almış, bağırıyordu, 'Ateş edeceğim.' diye. Ben de askerde uçaksavar kullanıyordum. Anladığım en iyi silah oydu. O kadar yakın mesafede savurdukları zaman, kan dolu balon gibi patlıyorsunuz. Ne kadar vahşi ölürsem o kadar çok etki gösterir düşüncesiyle o 'Askerim ateş edeceğim.' dedikçe 'Ateş etmezsen senin ta...' diye küfürler ettim. Tank ikinci kez hızlı bir şekilde hareket edince sol paletin altına yattım. Ama ikinci yatışım çok daha korkunçtu. Tank hızlı şekilde bir geldi ben durduğunu anlamadım. Palet omzuma, kulağıma değdi, sonra bir baktım beşik gibi sallanmaya başladı. Orada da ölmeyince tekrar kalktım ve bir baktım 10-12 kişi tankın etrafını sarmıştı. Artık insanlar eyleme tepkisini göstermeye geçmişti, böylece amacıma ulaşmıştım. Bir tek tankı kullanan askerden şikayetçi değilim. Davaya katılmak istiyorum.”
Duruşma arasında, vatandaşlar ile emniyet ve jandarma görevlilerinden yoğun ilgi gören Doğan, AA muhabirinin, "Sanıklarla 2 yıl sonra karşı karşıyasınız. Neler hissettiniz?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Yüzlerine bakıyorum. Mesele ben 15 yıl önce bir yanlış anlamadan dolayı nezarethaneye konuldum. Suçsuz yere konulduğum için çıldırmıştım, delirmiştim, duvarları yumruklamıştım, her yerimi parçalamıştım. Benim suçum basit bir suçtu, bunlar vatan hainliği ile suçlanıyorlar. İki yılı aşkındır cezaevindeler. Eğer suçsuzlarsa, yemek yememeleri, kendilerine bakmamaları, hayatlarının kaymış olması lazım. Hepsinin çok mutlu olduğunu, gülerek konuştuklarını görüyorum. Çok güzel saç tıraşı olmuşlar, çok bakımlılar. Suçsuz bir insanın psikolojisinin böyle olmaz zaten. Bana uçaksavarla nişan alan kişiden ve tank komutanı varmış, onlardan şikayetçi oldum. Tankı kullanan askerden şikayetçi olmadım. Görmediği, kör bir noktaya yatmıştım. Görmemiş olduğu bir noktada durmuş olduğu için şikayetçi olmadım."
"3 YAŞINDAKİ ÇOCUK BİLE DARBE GİRİŞİMİ OLDUĞUNU ANLAYABİLDİ"
Duruşmada daha sonra darbe girişiminde havalimanında şehit düşen 16 yaşındaki Mahir Ayabak'ın babası müşteki Zahir Ayabak'ın ifadesine geçildi.
Baba Ayabak, bütün sanıklardan davacı olduğunu söyledi. Ayabak, 3 yaşındaki çocuğun bile 15 Temmuz'da darbe girişimi olduğunu anlayabildiğini belirterek, "Benim 16 yaşındaki oğlum şehit oldu. Bu sanıklar ülkeyi lekelemek için uğraşıyorlar. En ağır cezayı alsınlar. O gece 01.30-02.00'ye kadar oğlumla telefonda konuşuyordum. Arkada ateş sesi vardı. 'Oğlum havaya mı ateş ediyorlar?' diye sordum. 'Yok baba üstümüze ateş ediyorlar.' dedi. Şu anda bu sanıklar tertemiz giyiniyor, yemeklerini yiyerek su içiyorlar. Niye ülkemize böyle hainlik yapıyorlar? Benim oğlum toprak altında." ifadelerini kullandı.
Duruşma, diğer müşteki ve tanık ifadelerinin alınmasıyla devam etti.