Erzurum Güncel- TBMM Genel Kurulu'nda, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkinBaşbakanlık tezkeresini görüşülürken, Başbakan Binali Yıldırım, Meclis Başkanı İsmail Kahraman, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli bir araya geldi.
TBMM Genel Kurulu, Irak ve Suriye tezkeresini görüşmek üzere olağanüstü toplandı. Genel Kurul,TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın başkanlığında, AK Parti Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Naci Bostancı, İlknur İnceöz, Bülent Turan ve Mehmet Muş ile 208 AK Parti milletvekilinin başvurusu üzerine olağanüstü toplandı.
Genel Kurul'da Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yer aldı. Tezkereye "Meşruiyeti olmayan bölücü girişimler" ifadesi girdi.
Bu arada TBMM'de sürpriz bir görüşme de gerçekleşti. Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile bir araya geldi.
BİR YIL UZATILACAK TEZKERE ŞÖYLE
Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’ nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması, bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 02.10.2014 Tarihli ve 1071 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile hükümete verilen ve son Olarak 01.10.2016 Tarihli ve 1128 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile 30.10.2017 tarihine kadar uzatılan izin süresinin 30.10.2017 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasına Daire Başbakanlık Tezkeresi (3/1185) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.09.2017)
CANİKLİ: TERÖR ÖRGÜTLERİ TAŞERON
Hükümet adına Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli konuştu:
Türkiye uzun zamandan beri terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Son yıllarda güvenlik tehdidinin boyutu hem artmış hem de küresel ölçeğe taşınmıştır. Türkiye çok büyük bedeller ödemiş ve ödemeye devam etmiştir. Bugün içinde bulunduğumuz coğrafyanın siyasi sınırları yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır. proje 1990'lı yılların başında hayata geçirilmeye çalışılmıştı. Ülkemizin de içinde bulunduğu devletler etkisizleştirilmek ve yeni devletçikler kurulmak istenmiştir. Bu şekilde coğrafya dizayn etmeye çalışanlar tarafından çok kolay yönetilecek hale gelecekti. Terör örgütleri bu proje için birer taşerondan ibarettir. Bu oyunu Türkiye bozmuştur. Terör örgütleri bu dönemde bu projenin hızla sonuçlandırılması için her türlü desteği bazı ülkelerden görmektedirler. "
PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD/YPG terör örgütü uzun yıllardan beri o topraklarda yerleşmiş olan halkları oradan çıkararak işgalci bir yapılanmanın önünü açmaktadırlar. Maalesef ABD ve diğer ülkeler tarafından terör örgütlerine DEAŞ ile mücadele kılıfı altında yardım ve destekler yapılmaktadır.
Ülkemizin güneyinde bu şekilde bir siyasi oluşumun ayakta kalma şansı yoktur. Türkiye böyle bir oluşuma da müsaade etmeyecektir. Dolayısıyla uluslararası anlaşmalara aykırı, terör örgütü tarafından kurulacak böyle bir oluşuma müsaade etmeyiz. Bu konuda uluslararası hukuktan doğan haklarımızı kullanıyoruz, kullanmaya devam edeceğiz. PYD/YPG PKK'nın Suriye uzantısıdır. Aralarında hiçbir fark yoktur. Türkiye Fırat Kalkanı harekatını yapmasaydı DEAŞ toprakları, YPG'ye teslim edecekti.
"REFERANDUM YOK HÜKMÜNDE"
(IKBY'nin referandum kararı) Böyle bir adım çok tehlikeli sonuçları beraberinde getirecek adımdır. Bölgedeki fay hatlarının aktive olmasına neden olacaktır. Zatan şu anda Suriye'de küresel güçler arasında çok tehlikeli yakınlaşmaların olduğunu biliyoruz. Böyle bir referandumdan sonra bu tehlike çok daha görünür hale gelebilir. Böyle bir referandumdan sonra en büyük zararı da dost ve kardeş Kuzey Irak halkı çekecektir.
Çok hassas ve kırılgan dengeler üzerine kurulu bir yapıda bir tuğlanın dahi çekilmesi tüm dengeleri bozacaktır. Ne zaman biteceği bilinmeyecek çatışmaları da beraberinde getirecektir. Referandum daha büyük tehlike ve tehditlerin önünü açabilecektir. Küresel boyutlu bir çatışma ortamına kapı aralayacaktır. Ulusal güvenliğimiz açısından da ciddi bir tehdittir. İsrail hariç bütün dünyanın karşı çıktığı referandum bir akıl tutulmasıdır. Bizim açımızdan yok hükmünde olacaktır. Bütün araç ve yöntemler masadadır. Gerekli tüm tedbirler alınmaktadır ve alınacaktır.
"ÖRTÜLÜ AMBARGO YOLUMUZDAN ALIKOYMAZ"
Buradan bir kez daha bu maceradan vazgeçilmesi, referandumun iptal edilmesi çağrısını yapıyoruz. Türkiye olarak Irak anayasası çerçevesinde çözüm temelinde destek olacağımızı burada söylemek istiyorum. Ülkemizin tehdit ve tehlikeleri savuşturacak imkan ve kabiliyetlere sahip olacağını da söylemek istiyorum. Bu gelişme ile birlikte müttefiklerimizin örtülü ambargo uygulamaları da bizi yolumuzdan alıkoymayacaktır.
MHP: TÜRKİYE'YE DOĞRUDAN BİR TEHDİTTİR
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Suriye ve Irak tezkeresi görüşmelerin yaptığı konuşmada, "Biz bu tezkereyle (Irak ve Suriye tezkeresi) bir gece ansızın görünebileceğimiz hususunda şaka yapmadığımızı, oyun oynamadığımızı, Türkiye'nin bekası için her şeyi göze alabileceğimizi kesin bir şekilde söylüyoruz" dedi. Akçay konuşmasında şunları kaydetti:
Bu nedenle Barzani'nin, Türkmen kentlerini de kapsayan korsan referandum hazırlığının tarihten ve hukuktan gelen haklarımız doğrultusunda sonuna kadar karşısındayız. Bu referandum sinsi bir ön çalışma, karanlık bir öncü hamledir. Bu referandum Türkmenlerin, Türkiye'nin, bölge ülkelerinin ve bu coğrafyanın tamamen aleyhinedir. Bu korsan referandum gayri meşrudur, kabul edilemez, vahim sonuçlara gebe bir girişimdir. Türkiye'ye doğrudan bir tehdittir.
"BİZE PARMAK SALLAYANLARIN PARMAĞINI KIRARIZ"
Türkiye'nin uluslararası ve ikili anlaşmalardan doğan hakları güçlüdür. Bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti, bekasını yakından tehdit eden, egemenlik haklarını doğrudan hedef alan, varlık ve birliğini riske sokan her türlü eylem, hazırlık, kurgu, tertip, teşebbüs ve mütecaviz emellere karşı meşru müdafaa ve müdahale hakkını kullanmakla mükelleftir. Türkiye'ye hiçbir güç yön tayin edemez. Türkiye Cumhuriyeti'ne kimse parmak sallayamaz. Bize parmak sallayanların parmağını kırarız.
"TÜM İMKÂNLARIMIZLA BUNA KARŞI KOYMAK…"
Ne zaman devletimizin egemenliği, milletimizin geleceği tehdit ve tehlike altına girme riskiyle karşı karşıya kalmışsa Milliyetçi Hareket Partisi bu mücadeleyi yapacak devlet kurumlarına desteğini vermiştir, vermeye de devam edecektir. Çünkü ülkemize bir saldırı ihtimali varsa, terör örgütleri tarafından milli güvenliğimiz tehdit altındaysa tüm imkânlarımızla buna karşı koymak herşeyden önce bir vatan savunmasıdır, milli bir görevdir. Bu duygu ve düşüncelerle MHP Grubu olarak Hükümet Tezkeresine kabul oyu vereceğimizi ifade ediyor, muhterem heyetinizi saygılarımı sunuyorum."