Teklife destek yağıyor!

Erzurum 2011'e artık gün sayıyor. Çalışmalar aralıksız devam ediyor. İşte bu hazırlıklar sürerken, Zaman Gazetesi Temsilcisi Esalittin Gül'den bir teklif geldi, bu teklifede destekler yağmaya başladı.

Erzurum Güncel- Zaman Gazetesi Bölge Temsilcisi Esalettin'in Gül'ün teklifine, Erzurum'un saygın kalemlerinden Mehmet Şener'den ilk destek geldi. İşte Şener'in bugün kaleme aldığı o yazısı...Bu teklife ben de "evet" diyorum...Değerli meslektaşım Esalettin Gül, dün Zaman gazetesindeki köşesinde, 2011'in kısa bir kronolojisini çıkarmıştı. Yazı, bir çok yanıyla son derece doğru tespitler içeriyordu. Misal; kimileri 2011'in sırtından geçinmek istiyor, kimileri de ellerini taşın altına koyarak, bu uluslararası projenin en iyi biçimde sonuçlanması için çalışıyor.2011'in Erzurum'a verildiği İtalya'daki heyetin içinde bendeniz de bulunuyordum. Dolayısıyla, o günlerde neler yaşandığını, kimlerin nasıl tornistan ettiğini en iyi bilen kişilerden biriyim. Esalettin Gül, geçen süreci son derece doğru biçimde özetlemişti. Bu sebeple, "Hayır öyle olmadı, böyle oldu" dememizi gerektirecek bir nokta yok...Kimlerin işin gırgırında olduğunu da gördük, kimlerin olağanüstü bir çaba harcadığını da...Bugün 2011 artık flaş bir proje olduğu için sahibi de çok, sahte kahramanı da...Oysa arşivler açılıp bakıldığında görülecek ki, 2011; tamamen Başbakan Erdoğan'ın eseridir. Esalettin Gül de zaten bu noktanın altını kalınca çizmiş ve yerinde bir teklifte bulunmuş:"Tesislerden birine Sayın Başbakan'ın adı verilsin"Gerçekten de yerli yerinde bir öneri...Değil mi ki, Başbakan Erdoğan o gün, spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e, "2011'i Erzurum'a alın ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayın. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak, bu projeye kefil oluyorum" dememiş olsaydı, bugün ne 2011 olacaktı, ne de bu tesisler...Bu sebeple, Esalettin Gül son derece haklıdır. Başbakan Erdoğan'ın adı mutlaka çok önemli bir tesise verilmelidir.Elbette ki bu proje, bir takım çalışmasını gerektiriyordu. O takımın içinde de, malzeme taşıyan kamu görevlisinden tutunuz da genel müdüre kadar, onlarca kimse yer alıyordu.Ama kesin olan şu ki:Mehmet Ali Şahin, Mehmet Atalay ve en başta da Başbakan Erdoğan olmasaydı, 2011 öyle hamaset nutuklarıyla Erzurum'un olamazdı.Bu gerçeğin altını kalınca çizmemiz lazım...Aksi halde tarihe, maşeri vicdana ve ahde vefaya karşı mesul oluruz.Kuşkusuz ki, sonraki süreçte de onlarca insanın takdire şayan hizmeti oldu. Ama başlangıcı o gün, Torino'da yaşananlardı ve bendeniz oradaydım.Ve gözlerimle gördüm; kimler işlerini ciddiye alıyordu, kimler turistik seyahat olarak gördükleri gezinin keyfini çıkarmaya çalışıyorlardı...Ben de aynı görüşteyim: Eğer bu iş için bir kişinin adı altın harflerle tarihe kazınacaksa, o kişi şüphesiz ki, Başbakan Erdoğan'dan başkası olamaz.Çünkü O, bu işin altına imza koydu ve kefil oldu.Daha birkaç gün önce yazmıştım; 2011'i kimlerin nasıl sabote etmeye çalıştıklarını...Neyse ki, bu şehir de neyin ne olup ne olmadığını artık biliyor.Bugün artık işin sonuna gelinmektedir... Şunun şurasında iki aydan daha az bir zaman kaldı, o büyük gün için start verilmesine...Erzurum dünya ölçeğinde arenaya çıkacak ve neleri başarıp neleri başaramadığını gösterecek.Başından beri olduğu gibi bütün kalbimizle temennimiz odur ki, o büyük günde bu şehrin, bu ülkenin ve devletin yüzü ak çıksın...Çünkü ikinci bir şansımız olmayacak:Ya başaracağız, ya da başaracağız...Erzurum, tarihinin en önemli fırsatıyla karşı karşıyadır.Ama vefalı olmak da hepimizin görevi olmalı.İşi ciddiye alanlar ile işin magazin boyutunun peşinde olanları artık tefrik etmek zorundayız.İşe de, önce etrafta boy gösteren sahte kahramanları ayıklamakla başlamalıyız ki, gerçek hizmet edenlerin hakkını teslim edebilelim...

Genel Haberleri

Kimliğiniz, adresiniz, telefonunuz... 200 liraya satılıyor olabilir!
MasterChef Beyza gözyaşları içinde şiddete uğradığını açıkladı! 'Yüzüm yanınca...'
ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu