Erzurum Güncel- Teknolojinin evrimi, alışkanlıklarımızı da ciddi ölçüde etkiliyor. Bu gelişmelerin başında da, elimizden bir türlü düşüremediğimiz ‘akıllı telefonlar’ geliyor. Bugün insanlar sabahuyandığında ilk olarak telefonuna bakıyor ve akşam uyumadan son yaptığı şey de telefona bakmak oluyor. İstatistiklere göre, ABD’de insanlar günde ortalama 3 saatini sosyal medyada geçiriyor, Türkiye’de ise bu durum 4.9 saati buluyor. Her gün ortalama 100 kez telefona bakılıyor. Bu yeni kullanım alışkanlıklarıyla beraber ses ve SMS’in gördüğü ilgi büyük ölçüde internet kullanımına kayıyor.
Dijital dünyayı zihinlerimizde net bir şekilde resmetmek için istatistiklere başvurmamız gerekiyor. Dünyada bir günde 4 milyon adet akıllı telefon satılıyor. Günlük tüketilen veri miktarı tam 233 bin 333 terabyte. 1 ayda ise yaklaşık 7 exabyte’lık veri tüketiliyor. Günde yaklaşık 1.5 milyon kişi yeni bir sosyal medya mecrasının üyesi oluyor. Dünyada 2.79 milyar sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Bu sayı önceki yıla göre yüzde 21 artmış durumda ve bu artış sürecek gibi görünüyor. Öte yandan bir parçamız haline gelen telefon uygulamalarının sayısı da çığ gibi büyüyor. Bir günde 540 milyon adet uygulamayı telefonlarımıza indiriyoruz. 2017’de telefonlara indirilen uygulama sayısı 197 milyar adet. 2021’de bu rakamın 352 milyara çıkacağı tahmin ediliyor.
Sağlıktan iş verimliliğine, seyahatten sosyal medyaya onlarca kategoride hizmet veren bu uygulamaların yüzde 50’sinden fazlası, kendi alanındaki işlevinin yanı sıra insanların iletişimini de sağlıyor. Sesli, yazılı ve görüntülü görüşme uygulamaları dışında, günümüzde, sosyal medya kanallarını kullanarak istenilen herkese ulaşıp mesaj atılabiliyor ya da numara bilinmemesine karşın sesli arama gerçekleştirilebiliyor. Bankacılık uygulamaları keza iletişim odaklı. Oyun uygulamalarında birey ya da grup sohbetleri gerçekleştiriliyor. Yani her şeyi internet üzerinden halledebiliyoruz. Bu kadar yoğun bir veri trafiği içinde, haberleşme ihtiyacımızı bile gideren internet varken, ses ve SMS’in yakın gelecekte ana gelir kaynağı olma özelliğini yitirmesine de kesin gözüyle bakılıyor.