AKÇAABAT Asliye Ceza Mahkemesi Tevrat’ın değerini ortaya çıkarmak için Atatürk ve Mimar Sinan Üniversitelerine 3 kez bilirkişiye gönderdi. Bilirkişiler Tevrat’ın paha biçilmez olduğu yönünde rapor verdi. Ancak mahkeme itirazlar üzerine 4. kez inceleme istedi. ASLİYE Ceza Mahkemesi Tevrat’ı son olarak İstanbul Hahambaşılığı’na gönderdi. Din Kurulu Üyesi Yuada Adani ilginç bir karar verdi. Adani “Dava konusu Tevrat’ın değeri birkaç yüz liradır. Kutsal değer biçilmesi bilgisizliktir. Bunlardan Sinagog’ta çok sayıda Tevrat vardır” dedi.MAHKEME Hakimi Emine Ertemli 4. rapor üzerine 25 Kasım 2004 tarihinde davayı bitirdi. Tevrat’ı ise Gürcistan’dan geri getiren sanıklardan Leyla Kocatürk’e iade etti. Kültür Bakanlığı birkaç kez davaya müdahil olmak istese de mahkemenin bu istemi reddettiği gözlendi. Trabzon Müze Müdürlüğü’nün deposunda saklanan paha biçilemeyen Tevrat’ı değersiz bularak sahibine iade eden Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararının ‘hukuksuz’ olduğunu ileri sürüp aynı mahkemeye başvurarak yeniden yargılama isteyen Kültür Bakanlığı’nın talebi reddedildi. Bu kararın bozulması için Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraz da kabul edilmedi. Kültür Bakanlığı, 8 yıl süren ve ‘garipliklerle’ dolu hukuki süreçten sonra ‘sırlarıyla dolu’ Tevrat’ı sanıklardan Leyla Kocatürk’e iade etti. Mahkeme, ‘tarihi değeri vardır’ şeklindeki üç ayrı rapora rağmen, ‘değersizdir’ yönündeki son raporu dikkate alarak sanıkları beraat ettirirken, bakanlığı davaya müdahil yapmadı, Tevrat’ın hangi tarihe ait olduğunu belirlemek amacıyla karbon testi de istemedi.Akçaabat ilçesinde jandarmanın operasyonuyla 8 yıl önce İsrail’e götürülüp satılmak istenen ceylan derisi üzerine el yazması Tevrat ele geçirildi. Tevrat’ı jandarmaya 4 milyon dolara satmaya çalışan 5 zanlı gözaltına alındı. Akçaabat Cumhuriyet Savcılığı, Trabzon Müzeler Müdürlüğü’ne Tevrat’ın tarihi değeri olup olmadığını sordu. Tevrat’ı teslim alan müdürlük, “Ceylan derisi üzerine İbranice yazılı 31 metre boyunda ve 35 santim enindedir. Eser 51 bölüm ve 263 sayfa. Ceylan derisine inceltilmiş yazı yöntemi yani Parşömen, M.Ö. 5. yüzyıla ait. Paha biçilemeyecek derecede ve yaklaşık 2 bin 500 yıllık olduğu tahmin edilen eser, koruma altına altında tutulması gerekiyor” dedi. Savcılık rapora göre 5 zanlı için ‘tarihi eser kaçakçılığı’ suçundan Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı garip bir şekilde davaya müdahil edilmedi.İKİ BİLİRKİŞİ RAPORU: TARİHİ DEĞERİ VARDIRAsliye Ceza Mahkemesi, Tevrat’ı Müzeler Müdürlüğü’nden istedi, bilirkişi incelemesi için Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden biri sanat tarihi uzmanı 3 bilimadamına gönderdi. Bilirkişiler Tevrat’ın tam olması nedeniyle dünyada ilk olduğunu, bir Sinegog’a hediye gönderildiğinin sanıldığını, eserin korunması gerektiğini belirtti. Sanıklar, rapora itiraz etti. Tevrat, bu kez Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki sanat tarihi uzmanlarının önüne gitti, ender bulunan bir eser kararına varıldı.3 RAPORA RAĞMEN BAŞKA BİLİRKİŞİYETrabzon Müzeler Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi’nin raporlarına rağmen mahkeme ‘garip’ bir kararla Tevrat’a 4’üncü kez inceleme istedi. Tevrat İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nden iki sikke uzmanı ile İstanbul Hahambaşılığı Dini Kurul Üyesi Yuada Adani’ye gönderildi. Karar ilginçti: “Dava konusu Tevrat’ın değeri bugünkü piyasa koşullarında birkaç yüz liradır. Kutsal değer biçilmesi bilgisizliktir. Bunlardan Sineoglar’da çok sayıda bulunmaktadır, 100 ile 150 yıllıktır. Kültür varlığı değildir. Sadece çalıntı olduğu için başka kanun kapsamında işlem yapılmalıdır.”SON BİLİRKİŞİYE GÖRE KARARAkçaabat Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi Emine Ertemli, 25 Kasım 2004’de davaya bitirdi. Ertemli, diğer 3 raporu yok saydı, son bilirkişi raporunu dikkate alarak sanıkların beraatine karar verdi. Mahkeme kararında, “Her ne kadar Tevrat’ı yurt dışından getirdikleri iddia edilse de sanıklar üzerine atılı suçu inkâr etmektedir. Son bilirkişi raporuna göre Tevrat’ın tarihi eser olmadığı ortaya çıkmıştır. Tevrat’ı Gürcistan’dan getiren sanıklardan Leyla Kocatürk’e iadesine karar verilmiştir” denildi.KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ ADLİ EMANETTEKİ TEVRAT’I İSTEDİKültür ve Turizm Bakanlığı’ndan habersiz yürüyen dava sonuçlanırken, Trabzon Müze Müdürlüğü, 28 Haziran 2005, 22 Aralık 2006, 24 Ocak 2007, 18 Nisan 2008’de Akçaabat Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği yazılarda, 14 Temmuz 2002’de kendilerinden alınan Tevrat’ın yediemin olarak teslimini istedi. Savcılık, bir avukatın yaptığı itiraz nedeniyle dosyanın Yargıtay’da olduğu cevabını verdi. Yargıtay 7. Ceza Dairesi 5 yıl sonra, avukatın davayla ilgilisi olmadığını, bakanlık tarafından da yetkilendirilmediğini belirterek dosyayı esastan görüşmedi, usulen bozarak iade etti. Müze Müdürlüğü, 30 Haziran 2009 tarihinde, Akçaabat Cumhuriyet Savcılığı’na yeniden başvurarak Tevrat’ı istedi. Akçaabat Cumhuriyet Savcısı Nevzat Sezer, 7 yıl adli emanette saklanan Tevrat’ı Müze Müdürlüğü’ne teslim etti. “KARAR HUKUKSUZDUR”Bu arada sanıklardan Leyla Kocatürk, savcılıktan Tevrat’ı istedi. Akçaabat Cumhuriyet Savcılığı 8 Ekim 2009’da, Kocatürk’ün başvurusunu ek yaptığı bir yazıyı Müzeler Müdürlüğü’ne iletti. Müdürlük, Tevrat’ın sahibine geri iade edildiğini bu yazıyla öğrenince, 12 Ekim 2009’da Kültür ve Turizm Bakanlığı Adli Müşavirliği’ni bilgilendirdi. Müşavirlikten bakan adına Sema Baydar, 14 Ekim 2009’da Trabzon Müzeler Müdürlüğü’ne ‘çok acele’ koduyla cevap yazdı ve şu ifadelere yer verildi: İncelenen dava kapsamından anlaşıldığı üzere hem bizim hem de 2 ayrı bilim heyetinin raporları yok sayıldı. Karar hukuksuzdur. Ayrıca son bilirkişi raporundaki kişiler etnografik eser tanımını bilmedikleri gibi ‘sikke’ uzmanıdırlar. Realist karar verilmediği ortadadır. İade kararı ve mahkeme süreci realist yaklaşımlar göstermemektedir. Ortada hukuksuzluklar mevcuttur. Yeniden yargılama isteyeceğiz. Tevrat’ı çalınma ihtimaline karşı çok iyi bir şekilde koruyun.”YENİDEN YARGILAMA TALEPLERİ REDDEDİLDİBakanlık, Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararının ‘hukuksuz’ olduğunu ileri sürüp aynı mahkemeye yeniden yargılama için itirazda bulundu. Bakanlığın talebinde, “Hem Kültür Bakanlığı’na bağlı Müze Müdürlüğü’nün raporu doğrultusunda Tevrat’ı Türkiye’ye sokarak satmak isteyen zanlılar hakkında dava açılıyor hem de yargılama sürecinde adli bir yanlış yapılarak Kültür Bakanlığı davaya müdahil edilmiyor. İki bilirkişi ve müdürlüğümüzün raporlarına rağmen Tevrat ‘nedeni anlaşılamayacak’ şekilde başka bir bilirkişiye gönderiliyor. Yine ‘nedeni anlaşılamayacak’ şekilde son bilirkişi raporuna göre karar veriliyor. Bakanlık davaya müdahil edilseydi böylesine önemli bir eserin tam olarak hangi döneme ait olduğunu belirlemek amacıyla karbon testi isteyecekti. Eğer eser iade edilirse bakanlık açısından büyük sakıncalar doğuracaktır” görüşlerine yer verildi. Mahkeme, ‘yeniden yargılamayı gerektirecek’ unsurlar oluşmadığı gerekçesiyle talebi reddetti. Bu kararın bozulması amacıyla Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edildi ama yine sonuç olumsuz çıktı.Yargı süreci sonuçlanınca Kültür Bakanlığı Adli Müşavirliği, Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004 yılında verdiği karara aynen uyularak Tevrat’ın Leyla Kocatürk’e iade edilmesini istedi. Tevrat, 8 yıl süren ve ‘garipliklerle dolu’ hukuki süreçten sonra, ‘sırlarıyla birlikte’ Kocatürk’e verildi.