Erzurum Güncel- Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın bileşeni olan partisinin ortak liste yerine kendi ismiyle seçime girme nedenlerini anlattı.
Halk TV'den Şirin Payzın'ın sorularını yanıtlayan Kadıgil, “İstanbul’un tamamında milletvekili çıkartabileceğimizi görüyoruz. İstanbul’un üç seçim bölgesinde gireceğiz. Ayrıca Ankara ve İzmir’in bazı bölgelerinde girip, HDP’nin sandalye sayısını etkileyebileceğimiz bölgelerinde ise girmeyeceğiz. Bazı büyük şehirlerde HDP’nin oyuna zarar vermeden ittifaka 1 sandalye daha kazandırıyoruz. Hatta belki 2. Ama bu şehirlerin sayısı zaten 5’i 6’yı geçmiyor” diye konuştu.
Hedeflerinin yeni kurulacak Meclis’te Emek ve Özgürlük İttifakının mümkün olan en güçlü biçimde temsil edilmesi olduğunu söyleyen Kadıgil, “Bunun için de asli umudumuz, muradımız, amacımız AKP ve MHP’den sandalye almaktır. Bunun için özel uğraşacağımız yerler olacak. İşçi kentlerinde özellikle. Belki birkaç ilde CHP’ye sandalye kaybettiririz ama bu kimse için kayıp olmaz. Çünkü bunları AKP’ye kaptırmış olmayacağız, biz kazanmış olacağız” ifadelerini kullandı.
Araştırmaların TİP’in aldığı oyun HDP seçmeninden değil daha farklı kesimlerden geldiğini gösterdiğini belirten Kadıgil, “HDP başına gelen bütün engellemelere rağmen yılmadan mücadele eden yol arkadaşlarımız bizim. Bizim aldığımız oy HDP’den aldığımız oy değil tam tersi toplam oylarımızı arttıracak oy. Biz eğer almayı beklediğimiz oyun büyük kısmını HDP’den aldığımızı görseydik emin ol asla girmezdik” diye konuştu.
Kadıgil, “Peki kimden alıyorsunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Daha önce kimseye oy vermeye gitmemiş ya da istemeyerek vermiş, yeni arayışı olan, kendini temsil eden partiyi daha önce bulamamış, protesto edip oy kullanmamışlardan oy istiyoruz. Bunun neresi yanlış? Gençliğin siyasetten ne kadar umudunu kestiğini görüyoruz. Saçma sapan tercihlere yöneldiğini görüyoruz mevcut siyasi partilerden sıkıldığı için. Ben bu genç arkadaşların oyunu alıp meclise taşırsam bunun kime ne zararı olur?”
Sera Kadıgil’in yanıtlarından bir bölüm şöyle:
Biraz kafamız karıştı. Sizi çok sert eleştirenler de var. Anlamaya çalışıyoruz. Hesabınız nedir?
Kadıgil: Ben 10 senedir d’hondt sistemi, seçim işleri ve seçim güvenliği üstüne çalışan bir hukukçuyum. AKP-MHP’nin seçim sisteminde yaptığı değişiklikler ilk komisyona geldiğinde “bu değişiklikler sadece kendilerine yarayacak değişiklikler, illerin çoğunda ortak liste ile seçimlere gitmek zorunda kalacağız“ diye ilk ben söyledim. Yani ortak liste zorunluluğu görmediğimiz, yadsıdığımız bir şey değil. Pek çok simülasyon var biliyoruz. Gelen eleştirilere ne kızıyoruz ne alınıyoruz. Şunun farkındayız; Herkes çok kaygılı, seçim tehlikeye girer mi diye endişeli bunu da çok iyi anlıyoruz. Ancak bazı eleştiriler doğru yerden değil. Eğer 81 ilin 81’inde de TİP ve HDP ayrı ayrı listelerle girse anlamlı hale gelecek çok sayıda simülasyon dolaşıyor ama realite bu değil.
Ne yaptığımızı özetlersek; HDP’nin zaten çok güçlü olduğu, Cumhur ittifakı ile kıran kırana mücadele ettiği iller yani Güneydoğu ve Doğu Anadolu illeri. Biz buralarda ayrı listeyle, kendi adayımızla seçime girmeyeceğiz. Yani TİP pusulada olmayacak. Bu illerde zaten tek liste gidecek, olan tüm gücümüzle Yeşiller Sol Parti’ye destek vereceğiz. Bu illerde TİP olarak seçime girme talebimiz yok ve hiçbir zaman olmadı. Yani HDP’nin daha önceki seçimlerde birinci çıktığı illerde zaten tek liste Yeşil Sol Parti girecek. Ayrıca birinci olmadığı ama güçlü olduğu, milletvekili almaya çok yakın olduğu illerde , ayrıca bir milletvekilini az farkla kaçırdığı batıdaki bazı iller de mesela Aydın mesela Manisa. Bu illerde Yeşil Sol Parti’nin ciddi bir potansiyeli var. Biz buralarda da girmiyoruz. Bu gibi illerde de TİP pusulada olmayacak, Yeşiller Sol Parti tek liste olarak seçime gidecek, biz de koşulsuz destekleyeceğiz.
Peki nerede ve niçin girmek istiyorsunuz o zaman?
Bizim açımızdan oy potansiyelimiz olan büyükşehirler var. Gördüğümüz potansiyel de şudur. Somut örnek vererek anlatmak istiyorum. HDP’nin İstanbul 3.bölgede 5 milletvekili var. Biz bunun 6 hatta 7 olmasını umut ediyoruz bu seçimde. Ama biz TİP olarak da, HDP’nin mevcut potansiyelinden alarak değil, kendi potansiyelimizle ayrıca 1 milletvekili daha kazanabileceğimizi görüyoruz bu bölgede. Yani HDP’nin 5 sandalyesinden biri TİP’e geçsin değil amacımız, olamaz. O sandalyeleri HDP zaten kazanıyor, buna ek olarak biz de TİP olarak 1 milletvekili çıkartalım. Çünkü TİP’in de geçtiğimiz 5 senede oluşan bir oyu, potansiyeli var. Bunu görüyoruz, hissediyoruz, araştırmalar da bunu gösteriyor. Biz bu vesileyle ittifakımıza 1 vekil fazladan katmak istiyoruz. Derdimiz bu.
Başka nereler var örnek verin lütfen?
İstanbul’un tamamında milletvekili çıkartabileceğimiz görüyoruz. İstanbul’un üç seçim bölgesinde gireceğiz. Ayrıca Ankara ve İzmir’in bazı bölgelerinde girip, HDP’nin sandalye sayısını etkileyebileceğimiz bölgelerinde ise girmeyeceğiz. Bazı büyük şehirlerde HDP’nin oyuna zarar vermeden ittifaka 1 sandalye daha kazandırıyoruz. Hatta belki 2. Ama bu şehirlerin sayısı zaten 5’i 6’yı geçmiyor.
Hangi illerde HDP’nin vekil çıkarması imkansız ama siz bir ihtimal oy alabileceğinizi düşünüyorsunuz?
Oy almaktan ziyade mesele sandalye sayısına zarar vermemek aslında. Mesela Bayburt. Mesela Gümüşhane. Mesela Aksaray. Biz buralarda 41 ilde olma zorunluluğu olduğu için pusulada yer alacağız. HDP’nin de çok oyu ya da sandalyesi yok bu illerde, dolayısıyla HDP’ye herhangi bir zarar vermiyoruz. Benzer şekilde CHP’ye de. Bir de farklı tabanlardan beslenme imkanı olan ve HDP’nin vekili olmayan iller var. Edirne, Kırklareli gibi. Buralarda da ittifakımıza bizim vesilemizle de fazladan oy taşıyabiliriz diye düşünüyoruz.
Ama mesela başka bir il Kocaeli. İşçi şehri. Görece güçlü olduğumuz bir il. HDP‘nin geçen seçimde çıkardığı 1 milletvekili var. Biz seçime girersek HDP’nin (Yeşil Sol Parti) o 1 sandalyesine bir şey olur mu endişemiz vardı. O yüzden Kocaeli’nden çekiliyoruz. Orada mütevazı da olsa bir karşılığımız var ama seçime girmiyoruz. Ne olur ne olmaz, ittifakımızın sandalye sayısına zarar vermeyelim diyoruz. Küçük kentleri de metropolleri de böyle detaylı çalıştık. İzmir’in bir bölgesinde ittifakımıza zarar gelmesin diye girmeyeceğiz mesela. Ama Muğla’da iyi bir örgütümüz ve adayımız var mesela, orada seçime gireceğiz ve umarım kendisini meclise göndereceğiz.