Gazete Güncel- Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Savaş Eğilmez, son dönemde başta Ermeni diasporası ve siyonist örgütler olmak üzere birçok oluşumun, Türk muhalifi küresel odakların yoğun desteğiyle, Türk Devleti ve Türk milleti aleyhine siyasi, ekonomik, kültür, sanat ve spor alanlarının her birinde çok sayıda faaliyet yürüttüğünü söyledi.
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Savaş Eğilmez, Ermeni diasporası ve siyonist örgütler olmak üzere birçok oluşumun şimdi de Türkiye'yi, Suriye'de saf dışı bırakmak için küresel bir organizasyon ile büyük bir konsorsiyum oluşturduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) oluşumu, PKK/YPG terör örgütüne muhalifi başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında Fırat Nehri'nin batısında Tel Rıfat'tan sonra Münbiç'te de kontrolü sağladı. SMO, Fırat'ın doğusunda bulunan Rakka, Ayn El Arap, Haseki ve Kamışlı'yı da terörden temizlemek için özgürlük operasyonunu hızla devam ettiriyor. Türk Devleti PKK/YPG terör örgütüne çok net bir şekilde iki seçenek sundu. Terör örgütü ya kendini lağvedip dağılacak ya da etkisiz hale getirilecekler. İki durumda da terör örgütü Suriye'den tamamen temizlenecek” dedi.
“PKK terör örgütüne alan açmak istiyorlar”
Yaşanan bu gelişmelerin, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturmak istediği güvenli bölgenin, Fırat'ın batısında tamamlanmış olması açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Eğilmez, “SMO'nun hızla ilerleyişi, Türk Devleti'nin Suriye'nin gerçek sahipleriyle ilişkilerinin en üst seviyede olması, Suriye halkının büyük ekseriyatı Türk Devleti'ne karşı duyduğu sevgi, saygı ve minnet, Türk istihbarat başkanının Şam ziyareti ve Suriye'nin yeni hükümeti tarafından büyük bir muhabbet ile karşılanması, Türkiye'nin güneyindeki terör devleti planlarının suya düşmesi gibi gerçeklikler, ABD'deki Türk muhalifi odakların tamamını büyük bir paniğe sevk etti. Özellikle Ermeni, Siyonist ve PKK destekçisi örgütler, 'Suriye'deki Hristiyan nüfusu büyük tehlike altında' sloganlarıyla Türkiye muhalifi 45 örgütü bir araya getirerek bir konsorsiyum tesis ettiler. Kısa adı ANCA olan Amerika Ermeni Ulusal Komitesi, Kürdistan'ın Amerikan Dostları, Hükümet ve Uluslararası İlişkiler Anglikan Ofisi ve Hınçak Partisi gibi örgütlerin başını çektiği şer odağının asıl hedefi, küresel çapta oluşturacağı kamuoyu aracılığı ile Türk Devleti'nin Suriye'deki etkinliğini azaltıp, PKK terör örgütüne alan açmak ve İsrail'in Suriye'deki emellerini canlı tutmak. Başka bir ifadeyle, Amerika'daki tüm Türk muhalifi örgütler bir çatı altında toplandılar. Ve artık Ermeni diasporası, sözde Ermeni soykırımını ikinci plana atarak, Suriye ve Kafkasya ile ilgilenmeye başladı” şeklinde konuştu.
“Bölgede güçlü ve sorunsuz bir Türkiye fikri rahatsız ediyor”
Bu ve bunun gibi faaliyetlerin asıl sebebinin, Türkiye'nin bölgede bir güç olmasının istenmemesi olduğunu anlatan Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı Savaş Eğilmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enerji kaynaklarının tam ortasında bulunan stratejik konumuyla, potansiyel nüfusuyla Türkiye yakın geleceğin liderlerinden biri olma yolunda büyük avantajlara sahip. Buna ek olarak Türkiye'nin sahip olduğu tarihi perspektif, bölgede hesabı olan birçok ülkeyi huzursuz ediyor. Bölgede güçlü ve sorunsuz bir Türkiye fikri, başta Amerika olmak üzere birçok ülkeyi endişelendiriyor ve rahatsız ediyor. Bu kaçınılmazın gerçekleşmemesi içinde her fırsatı değerlendirirken, şüphesiz bahsettiğimiz bu örgütleri de güçlü bir şekilde destekliyorlar.”
“Türkler, hakim oldukları tüm coğrafyalarda hoşgörü ve adaletli oldu”
Tarih boyunca Türk devlet yönetimi inanış açısından Müslümanlara olduğu kadar gayrimüslimlere de hoşgörü ile yaklaştığını söyleyen Eğilmez, “Türkler, hakim oldukları tüm coğrafyalarda, Ermeniler ve Yahudiler başta olmak üzere birçok milleti ve farklı dinlere mensup toplulukları hoşgörü ve adaletle yönetti. Orta Avrupa'ya kadar Balkanlarda, Orta Doğu ve Kafkaslarda Osmanlı Devleti'nden koparak ayrılmış 30 kadar millet ve bunları teşkil eden etnik gruplar, Türk himayesi ve hoşgörüsü sayesinde altı asır varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bugün Suriye'nin gerçek sahipleri de Suriye topraklarına barış ve huzurun aynı geçmişte olduğu gibi Türk Devleti vasıtasıyla geleceğine inanıyor ve Türk Devleti'ne güveniyorlar. Biz de dernek olarak yukarıda bahsettiğimiz Türk düşmanı örgütlerin her adımını takip ederek dijital dünyada karşılarını dikilip, gerekli karşılıkları vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Ali Kaya/ Pusula