Erzurum Güncel- Türker Ertürk, Odatv'de yayınlanan yazısında "İktidarın çağ dışı siyasal ideolojisi ve hayali nedeniyle Türkiye Suriye’de yanlış işler yapmasaydı, ABD’nin, Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın kuyruğuna takılmasaydı; halen yaşadığımız bu feci tabloyla karşılaşmayacaktık" ifadesini kullanırken, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İşte Ertürk'ün dikkat çeken o yazısı;
"Bugün; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Afrin’e yönelik olarak başlatılan harekâtın dördüncü günü. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne üstün başarılar diliyoruz. Tanrı askerimizi, vatanımızı ve milletimizi korusun.
Afrin’de egemen olan güç; terör örgütü PKK’nın uzantısı olan PYD’dir. Bu yapı, ülkemiz sınırları dışında bile olsa, Türkiye’nin bekası ve güvenliği için tehdittir. Sorun sadece Afrin de değil! PKK’nın uzantısı olan PYD, Fırat’ın doğusunda, tüm sınırımız boyunca Suriye’nin kuzey bölgesinin denetimini eline geçirmiştir.
PYD’NİN AMACI
ABD’nin siyasi, ekonomik ve askeri desteğini alan PYD, Ocak 2018 itibarıyla denetlediği ve kontrol altında tuttuğu bölgeyi, Suriye topraklarının yaklaşık olarak yüzde 30’u olacak şekilde genişletmiştir. Suriye’nin en büyük petrol alanı olan Omar bölgesi, PYD’nin denetimine geçmiştir. Halbuki burada Arap-Sünnikökenden gelen insanlar yaşamakta olup, Kürt nüfus bulunmamaktadır.
PYD’nin nihai hedefi; Cizre ve Kobani üzerinden gelen ve Fırat Kalkanı ile kısmen kesilen koridoru Afrin’le birleştirmek ve Akdeniz’e çıkmaktır. Amaç ise Ortadoğu’da kurulacak Kürt Devleti’nin batı parçasını oluşturmaktır.
BOP’UN AMACI
Ortadoğu’da Irak’tan, Suriye’den, İran’dan ve Türkiye’den koparılacak parçalarla bir Kürt Devleti kurmak; Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) olmaz ise olmazlarındandı. Suriye’de Türkiye’nin güvenliği ve bekası için tehdit arz eden bu durum, birdenbire meydana gelmedi. Mart 2011’de başlayan, neredeyse yedinci yılını doldurmak üzere olan emperyalizmin vekâlet savaşı Türkiye ve diğer bölge devletleri (Suriye, Irak, İran) için istenmeyen bu tabloyu ortaya çıkardı. IŞİD, PYD, Özgür Suriye Ordusu, Cihatçı ve Tekfiri gruplar, bu emperyalist projede okyanus ötesinden aldıkları vekâlet ve destekle savaştılar!
Ne yazık ki, halen ülkemizi yöneten iktidar iradesi, emperyalizmin Suriye’deki vekâlet savaşının ateşine odun taşıdı. Hatta; Türkiye dahil, bölgemize tecavüz etmeye çalışan BOP’a eş başkanlık yaptı. Bu yüzden Suriye nüfusunun yüzde 7’sini oluşturan Kürtler; ülkenin yüzde 30’una sahip oldular, petrol bölgelerini ele geçirdiler, Türkiye’yi güneyden kuşattılar, Kuzey Suriye’de Türkmenlere ve Araplara karşı etnik arındırma yaptılar. Ayrıca; emperyalizmin Suriye’deki bu vekâlet savaşı ile dünya tarihinin en büyük tehcir olayı yaşandı ve yaklaşık 4 milyona yakın sığınmacı ülkemize doluştu.
YANLIŞLAR OLMASA, BU TABLO OLMAYACAKTI
İktidarın çağ dışı siyasal ideolojisi ve hayali nedeniyle Türkiye Suriye’de yanlış işler yapmasaydı, ABD’nin, Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın kuyruğuna takılmasaydı; halen yaşadığımız bu feci tabloyla karşılaşmayacaktık.
Şimdi, iktidar yaptığı bu hatalarını gidermek için Suriye’de “Zeytin Dalı”harekâtını başlattı. Ama hala Suriye Merkezi Hükümeti ile işbirliği yapmıyor, sadece “haber verdik” demekle yetiniyor. Daha da önemlisi; ÖSO denen, El Kaidetürevi cihatçılarla ve tekfiri gruplarla işbirliği yapıyor. Yanlış adamlarla doğru işler yapılamaz. Bu yüzden İran, “Zeytin Dalı” harekâtına şüphe ile bakıyor. Rusya ise hava sahasının kullanımı için müsaade verdi ama beklentileri farklı. Türkiye bir an önce Suriye Merkezi Hükümeti ve güçleri ile işbirliği yapmaz ise; Ortadoğubataklığına saplanacak ve tuzağa düşecek.
VATANSEVERLİK NEDİR
Sovyetler Birliği, 1979’da Afganistan’a girdi. Kızıl Ordu’yu kim durdurabilirdi ki! Çapulcu görünümlü El Kaide ne yapabilirdi ki! Ama arkalarında emperyalizmin topu, tüfeği, tanksavar silahları, Stinger hava savunma füzeleri ve namütenahi lojistik imkanları vardı. Dokuz yılın sonunda, Kızıl Ordu 15 bin kayıp vererek çekilmek zorunda kaldı. Zaten kötü durumda bulunan Sovyetler Birliğiekonomisi tamamen iflas etti ve iki yıl sonra da parçalandı. Bizi böyle bir tuzağa çekiyorlar, bilesiniz. Keşke her şey hamasetle olsa! Haddinden fazla hamaset, aklı kapı dışarı eder!
İktidar bugüne kadar hangi konuda yanılmadı ve yanlış yapmadı ki! Şimdi de yanlış yapıyor ve ülkemizi felakete sürüklüyor, şüpheniz bile olmasın. Vatanseverlik yapmak; kalabalığın sesine uyup şakşakçılık yapmak değil, testi kırılmadan uyarmaktır.
PAKİSTAN’IN YAPTIĞINI YAPTIK, SONUÇ ORTADA
Pakistanlı yazarlar ve aydınlar; “Maalesef 1979’da ABD’nin çizgisini takip ettik, mücahitler geldi destekledik, Afganistan’a savaşa gönderdik, İslam radikalleşti, ülkemiz şiddete ve teröre boğuldu, sonuç olarak 40 bin can kaybettik ve hala kaybediyoruz” diyorlar.
Pakistan’ın yaptığını biz de Suriye’de yaptık ve sonuç ortada! Bu yanlış, şimdi yapılan başka bir yanlışla düzeltilemez! Yapılması gereken; Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarı için Şam, Bağdat ve Tahran’la tam bir işbirliği yapmaktır. Görülen o ki; yapılmamaktadır ve hesap başkadır!"