Erzurum Güncel- Türk Dermatoloji Derneği Veneroloji Çalışma Grubu Sekreteri Doç.Dr. Filiz Canpolat, Türkiye’de HIV pozitif kişi sayısının arttığını belirterek, "En çok 25-35 yaş aralığında görülen AIDS için hemen önlem alınmaz ise giderek artan ve halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir sorun olacaktır" ifadelerini kullandı.
'EN SIK CİNSEL TEMASLA BULAŞIYOR'
Doç.Dr. Filiz Canpolat, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, AIDS’in, HIV virüsünün neden olduğu, bağışıklık sisteminde yetmezlikle sonlanan bulaşıcı ve yaşam kalitesini bozan kronik bir hastalık olduğunu anımsattı.
AIDS’in en sık cinsel temasla bulaştığını hatırlatan Doç.Dr. Filiz Canpolat şöyle devam etti:
"Korunmasız ve riskli cinsel temas, yüzde 49,8 oranıyla dünyada ve ülkemizde en önemli bulaş yoludur. Çok eşlilik ve sık eş değiştirme risk faktörleri arasındadır. Bu nedenle HIV virüsünden korunmada en basit ve güvenli yol cinsel ilişki esnasında kondom kullanımı ve tek eşliliktir. Diğer bulaşma yolları, yüzde 1,4 oranıyla ortak enjektörle damar içi uyuşturucu kullanımı, kan transfüzyonu, sağlık çalışanlarına kazara iğne batması sonucu kan bulaşması ve nadiren anneden bebeğe doğum ya da emzirme sırasında bulaşma şeklindedir. Ayrıca diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (gonore, klamidyal enfeksiyon, sifiliz ve herpes genitalis) da HIV geçişini 3-25 misli artırmaktadır. Bu nedenle bu hastalıkların da eş zamanlı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir."
Doç.Dr. Filiz Canpolat, AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün, dokunmak, sarılmak, tokalaşmak, gözyaşı, ter ve tükürük gibi sekresyonlar; havuz, banyo ve tuvalet gibi ortak kullanım alanlarından bulaşmadığının altını çizdi.
AIDS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
HIV virüsünün, vücuda girdiği andan itibaren kişinin bağışıklık sistemini zaman içerisinde çökerterek bakteri, virüs ve mantar gibi çeşitli fırsatçı mikroorganizmalarla ciddi hastalık belirtileri ve kanserle ortaya çıktığını anlatan Doç.Dr. Filiz Canpolat, hastalık belirtilerini ateş yükselmesi, iştahsızlık ve kilo kaybı, vücudun bazı bölgelerinde oluşan uçuk veya yaralar, akciğer hastalıkları, geceleri terleme, ishal, öksürük, lenf bezleri büyümesi şeklinde sıraladı.
Doç.Dr. Filiz Canpolat, Dünya Sağlık Örgütü/Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı verilerine göre 2017’de çoğunluğu Afrika’da olmak üzere dünyada tahminen 36,9 milyon kişinin bu virüs ile yaşadığını kaydederek şu bilgileri paylaştı:
"2017’de 1 milyon 800 bin yeni vaka tanımlanmş ve 940 bin kişi AIDS’le ilişkili hastalıklardan kaybedilmiştir. Enfekte insanların yüzde 75’i kendi hastalıklarının durumunun farkındayken 9,4 milyon kişi kendi hastalığının farkında bile değildir. Dünyada her hafta 15-24 yaş aralığındaki 7 bin genç kadın HIV’le enfekte hale gelmektedir. Türkiye, dünyada HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkta görüldüğü ülkeler arasında değerlendirilmektedir. Ülkemizde, 1985’ten 15 Mart 2018’e kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 16 bin 233 HIV'li kişi ve bin 651 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların yüzde 79,2’si erkek, yüzde 20,8’i kadın olup yüzde 15,2’si yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 30-34 ve 25-29 yaş grubudur. Ülkemizde 2011’de HIV pozitif kişi sayısı 672 iken 2017’de bu artış göstererek 2 bin 844 olmuştur ve 121 AIDS olmak üzere toplam 2 bin 965 vaka bildirilmiştir. En çok 25-35 yaş aralığında görülen AIDS için hemen önlem alınmaz ise giderek artan ve halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir sorun olacaktır."
'AŞI ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR'
Hastalığın tedavisinde önemli gelişmeler kaydedildiğini, antiretroviral tedaviyle bulaştırıcılığın azaltılabildiğini ve enfeksiyonun anneden bebeğe geçişinin engellenebildiğini ifade eden Doç.Dr. Filiz Canpolat, koruyucu aşı çalışmalarının halen sürdüğünü aktardı.