Erzurum Güncel- Göç idaresi memurlarına ‘kuduz köpek’ diyen ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef alan diğer Suriyeli avukat hakkında ise bir açıklama yapılmadı.
Gaziantep’te Baro’ya kayıtlı olarak avukatlık yapan Suriyeli Mustafa Bayırlı ve Salah Alddin, sosyal medya hesaplarından provokatif açıklamalarda bulundular. Salah Alddin, Türkiye’yi tehdit ederek hakaretler savurdu. Gaziantep Valiliği, Alddin’in Karkamış Kara Hudut Kapısı’ndan sınır dışı edildiğini duyurdu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Suriye’ye göndereceğiz” diyerek hedef alıp göç idaresi çalışanlarına da ‘kuduz köpek’ diyen avukat Mustafa Bayırlı hakkında herhangi bir işlem başlatılıp başlatılmadığı bilinmiyor.
Suriyeli avukatların açıklamaları şöyleydi:
Mustafa Bayırlı:
Gaziantep'te yaşayan Suriyeli 2 avukattan Türkiye'ye ağır hakaretler: "Göç İdaresi memurları kuduz köpek gibi"
”Bir arada yaşamak için entegrasyon kursları düzenlemeden önce, hükümetten Göç İdaresi’ndeki memurlara insanlık kursları düzenlenmesini talep ediyorum. Bu kurslar başarıyla tamamlandıktan sonra hükümetin entegrasyon kursları düzenlemesi daha faydalı olacaktır. Örneğin bazı göç idaresi memurları kuduz köpekler gibiler. Ne yazık ki, Gaziantep İl Göç İdaresi, ülke içinde ikamet eden Suriyelilere karşı çok ama çok sert bir politika izliyor. Özellikle Türkiye’deki Suriyelilerin cehennemi olan Oğuzeli merkezinde. Bugün Suriye’ye gönüllü dönüş için kağıt imzalayanları fark ettim ve şahit oldum. Kağıtların içeriğini insanlara bildirdiğimde gönüllü dönüş iptal oldu çok şükür. Lütfen içeriğini bilmediğiniz kağıtları imzalamayın. Maalesef Türkiye’de seçimler yaklaştıkça her yönden Suriye halkına baskı artıyor. Size söz veriyorum iktidara geldiğimizde Kemal Kılıçdaroğlu’nu Suriye’ye göndereceğiz. Herkes tarafından iğrenç bir siyasi koz olarak kullanılıyoruz” ifadelerini kullandı.
Salah Alddin:
“Türkiye denen coğrafyada yaşadığım için kendimi lanetli bir insan olarak görüyorum. Çünkü, hakkım kayıp, geleceğim çalınmış ve kimliğim parçalanmıştır bu ülkede. Biz Suriyeliler olarak hayata tutunmak için adeta taşı kazıyoruz. Sonra bir hükümet kararı çıkıyor ve seninle savaşılıyor ve ardı arkası kesilmeyen baskılar uygulanıyor. Türk halkı seni aşağılıyor.
Irkçılık her yerden üzerine geliyor. Nefes almaya çalışıyorsun ancak aldığın hava ırkçılık kokuyor. Biz Suriyelilerin toplum olarak Türkiye’de çektiği en önemli sorunlardan biri de birlik ve beraberlik olmayışımız ve kimsenin diğerinin umurunda olmamasıdır. Eğer biz Suriyeliler, bizi temsil eden, haklarımızı talep eden ve Türkiye’de maruz kaldığımız ihlalleri uluslar arası camiaya taşıyan hukuki bir çatı oluşturabilirsek o zaman Türkiye hükümeti bize ne yapabilir ki?”