Türkler'in Kürtler'le birlikte cumhuriyet kavgası

Erzurum Kongresi'nin şifresi; Türkler'in Kürtler'le birlikte cumhuriyet kavgası...

Erzurum Güncel- 23 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ve Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti’nin girişimleriyle Doğu Anadolu'daki Ermeni ve Karadeniz Bölgesindeki Rum tehlikesine karşı alınacak önlemleri görüşmek için toplanmıştı.

 

“BENİ EN ÇOK APOLETLERİM YAKTI”

3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal, 7 Temmuz’a kadar müfettişlik görevine devam etti. 7-8 Temmuz gecesi saray tarafından telgrafla çağrılarak İstanbul’a dönmesi istendi. Mustafa Kemal, reddedince; “O halde resmi göreviniz sona ermiştir” denildi. Bunun üzerine 8 Temmuz gecesi, Harbiye Nezareti’ne (Bakanlığına), müfettişlik görevi ile birlikte askerlikten de istifa ettiğini bildirdi.Bu tarihten itibaren artık resmi görev ve yetkilerinden ayrılmış olup, yalnız milletin vatanseverliğinden kuvvet alarak görevine devam etti.

Şimdi o şiirini yayınladı mı bilmiyorum ama şairin kendisinden dinleme fırsatım olmuştu. Şiirinde “beni en çok apoletlerim yaktı” diyordu. Askerliğin, makamın getirdiği kolaylıklar olmakla beraber “Osmanlı’nın paşası” tereddütlerini de ortadan kaldırmıştır.

15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa “ben ve kolordum, hepimiz emrindeyiz paşam” diyerek Mustafa Kemal’e bağlılığını bildirir.

Kongre başkanlığına Mustafa Kemal seçilir.

DAMAT FERİT KONGRE’Yİ “İSYAN” OLARAK NİTELİYOR

Damat Ferit Paşa basına verdiği bir demeçte kongreyi “isyan” olarak niteler. Dahası, kongre devam ederken 30 Temmuz 1919’da İngilizlerin baskısıyla Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı), Mustafa Kemal Paşa’nın tutuklanması için Kazım Karabekir Paşa’ya gizli şifre gönderir.

Kongre, 14 gün sürer ve Sivas Kongresi’ne katılmak üzere, 9 kişilik Temsilciler Heyeti (Heyet-i Temsiliye) seçilir. Başkanlığına da Mustafa Kemal getirilir.

KONGRE’NİN ÖNEMİ

Toplanış amacı bölgesel olmasına karşın aldığı kararlar bakımından milli bir kongredir.

Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.

İlk kez milli sınırlardan bahsedilmiş ve Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı andaki topraklarının parçalanamayacağı açıklanmıştır. “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür” ifadesi Misak-ı Milli’de yer almıştır.

İlk defa hükümet kurulmasından bahsedilmiş ve ilk defa 9 kişilik Temsil Heyeti seçilerek Kurtuluş Savaşı’nı yönetecek hükümet kurulmuştur. Temsil Heyeti'nin görevi TBMM'nin açılmasına kadar devam edecektir.

Bir yandan “milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracak”  ifadesi kullanılırken bir yandan da “milli iradeyi hakim kılmak” ifadesiyle Cumhuriyet’in kurulacağı ima edilmektedir.

 “DOĞU ZAFERİNE DAYANARAK İZMİR’İ DE KURTARMAK”

Kurtuluş Savaşımızın stratejisi, öncelikle Doğu bölgemizin halkına dayanarak vatanı kurtarmaktı. Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas hattı bunu gösterir. Bu stratejiyi belirleyen etkenler olarak şunları belirtebiliriz:

1)  Vatanın batısı işgal altındadır. Doğuda serbest hareket etmek daha elverişlidir.

2)  Emperyalistlerin Ermenistan ve Kürdistan planlarına karşı, Türk-Kürt birliğinin yaratılması gerekiyordu. 

Mustafa Kemal 16 Haziran 1919 günü Erzurum’da Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’ya yolladığı mesajda bunu açıklar:

 “Doğu vilâyetleri halkı, birlik ve fedakârlık lüzumunu en önce takdir ettikleri iftiharla görülmektedir. Fakat Anadolu’nun öteki tarafları böyle değildir…Bu sebeple ben Kürtleri de bir öz kardeş olarak ağuşumuza (bağrımıza) katıp tekmil milleti bir nokta etrafında birleştirmek ve bunu dünyaya Müdafaa-i Hukuku Milliye cemiyetleri vasıtasıyla göstermek karar ve azmindeyim.” (1)

3) 1917 Devrimiyle kurulan SSCB ile Brest-Litovks Antlaşması ile dostluk kurulmaya başlanmıştı. İki ülke emperyalizme arşı vatanlarını savunmada birbirine yardımcı olabilirdi. Böylece doğuda sağlam bir cephe gerisi yaratılarak batıya yönelinebilecekti.

Mustafa Kemal, bunu Enver Paşa’ya yazdığı mektubunda belirtir:

“Ankara Hükümeti doğuda bir istinat [dayanak] noktası sağlanması lüzumuna kanaat getirmiş olduğundan, Bolşevik Rusya Cumhuriyeti ile ortak maksadın sağlanmasına ait bir anlaşma akdine teşebbüs etmiş, bu teşebbüs de başarı noktasına yaklaşmış bulunuyor.” (2)

Kâzım Karabekir,  “doğuya dayanarak batıya yönelme” düşüncesini 11 Nisan 1919 tarihinde Mustafa Kemal ile paylaşır:

 “Derhal Anadolu’ya ordu başına geliniz. Hem de doğuya; milletin kurtuluş anahtarı Doğu’dur. Orda her şey mümkündür. Ordu da kuvvetlidir, halk da beraber gider. Ben kesin kararımı verdim. Planım basittir. Millî bir hükümet teşkili ve Doğu Vilâyetlerini istilaya hazırlanan Ermenistan’ı, bize güzel bir barış rehinesi olarak elde tutmak, sonra hâdiselere göre batıya dönmektir.” (3)

Mustafa Kemal’in 9. Ordu Müfettişliği görevi için “Samsun’dan başlayarak bütün Doğu vilâyetlerinde valilere doğrudan doğruya emir verebilme”  yetkisi alması "doğuya dayanma" stratejisi içindi.

Kâzım Karabekir, Erzurum Kongresi’nin bu strateji içindeki önemini de şöyle vurgular:

 “Bir kere Erzurum Kongresi’nde bir dayanak, bir hareket noktası tesisinden sonra teşkilâtça, kuvvetçe, maddî, mânevî heybetli bir çığ gibi batıya yuvarlanmak kolaydı ve doğu zaferine dayanarak İzmir’i de kurtarmak mümkün bir emel olurdu.” (4) 

Kurtuluş Savaşı’nında ve Erzurum Kongresi’nde “doğu’ya dayanma” olarak belirtilen “Türk-Kürt topyekün milletimizin birliğini pekiştirme” düşüncesi Suruç’ta bomba patlatılırken bir kez daha önem kazanıyor. ABD öncülüğünde emperyalizmin IŞİD gibi gerici örgütler eliyle ve “Akdeniz’e kadar uzanan Amerikan Koridoru” planı için PYD’ye verdiği silah ve bombardıman desteği üzerinden Suriye’yi ve ülkemizi parçalama siyasetine karşı milletimizin ve bölge ülkelerinin birliğini her zamankinden daha kararlılıkla savunmalıyız.

(1)  Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt II, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2013, s.390

(2) Sadi Borak (der), Atatürk’ün Özel Mektupları, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2012, s.181

(3) Ahmet Almaz, Atatürk’ün Anıları, Dinazor Yayıncılık, İstanbul, 2008, s.205.

(4) Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008, s.69.

Mustafa SOLAK

Araştırmacı-yazar

 

solak81@outlook.com

 

Odatv.com

Genel Haberleri

ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu
Mehmet Cengiz Diyanet'ten de çıktı. Milyonlarca lira alacak