Erzurum Güncel- Başbakan’ın Uludere ile ilgili “özür dilendi” açıklamasına karşın, İçişleri Bakanı Şahin’in “özür dileyecek bir şey yok” demesi AKP’den de sert tepki aldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı “üslubunu doğru da insani de bulmuyorum” dedi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin çelik, Uludere’de yaşananlarla ilgili olarak İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in önceki günkü açıklamalarına sert tepki gösterdi. çelik, hayatını kaybeden insanların acılarını hep paylaştıklarını, başsağlığı dileğinde bulunduklarını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm yetkililerin meseleye böyle yaklaştığını söyledi. çelik, şöyle devam etti:
FİGüRAN DEĞİLLER
Herkes bilir ki bu bölgede kaçakçılık yapanlar öyle veya böyle birilerine rüşvet vererek bu işi yapıyorlar. Bu eskiden beri böyledir. Orada, özellikle Kuzey Irak’ta, oradaki PKK varlığından dolayı, PKK’nın kaçakçılıktan bir şekilde pay aldığı, beslendiği bilinmektedir. PKK’nın kaçakçılıktan beslenmesi ve kaçakçılıktan pay alması, sadece rızkını kazanmaya çalışan, ama illegal yolla da olsa ekmek parası çıkarmaya çalışan bu insanları PKK’nın figüranları yapmaz. Başından beri bu meselede partimizin ve hükümetimizin duruşu budur.
İNSANİ DEĞİL
Biz hayatını kaybeden bu insanların acılarını hep paylaştık, başsağlığı dileğinde bulunduk. Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere tüm yetkililerimiz meseleye böyle yaklaştılar. Sayın Bakanın dünkü üslubunu ve yaklaşımını doğru bulmuyorum, ayrıca insani de bulmuyorum. Burada bir yanlışlık var ki, burada bir hata vardı ki mesele şu anda yargıya intikal etmiştir. Esasen hükümetin bu insanlara tazminat öngörmesi, tazminat ödemesi de bu insanların terörist olmadığını veya PKK’nın figüranları olmadığını göstermektedir.
YAKLAŞIM BELLİ
Uludere’de ölen insanların hayatta kalan akrabalarının acılarını paylaşma ve azaltmaya çalışmak herkesin görevidir. Olması gereken budur. AK Parti ile hükümet bugüne kadar konuya bu doğrultuda yaklaşmıştır. Bunlar kaçakçılık yaptığı için tabii ki suçludur. Ancak kaçakçılık suçuna verilecek ceza bellidir.
AKP’YE AİT DEĞİL
Sayın Bakanımızın yaptığı açıklamaların önemli bir kısmına katılmıyorum. Sayın Bakanın bu yaklaşımını ve üslubunu insani bulmuyoruz. Sayın Bakanın üslubunun ve yaklaşımının AK Parti hükümetine ve AK Parti’ye ait bir yaklaşım ve üslup olmadığı da ortadadır.
Sözleri olay oldu
12 Haziran seçimlerinden sonra 6 Temmuz 2011’de kurulan 61. Hükümet’te İçişleri Bakanlığı’nı üstlenen İdris Naim Şahin, kısa sürede medyanın ve sosyal medyanın ilgisini üzerinde topladı ve adeta her konuşmasında yeni bir “gaf” aranır ve yakıştırılır hale geldi. Şahin’in “gaf”larından bazıları şöyle:
- “Terör belasını yok etmeye yönelik çalışmalarımız sürecek... Terör belası, artık sigara kaçakçılığı gibi bu ülkenin normal sorunları arasına gelmiştir, gelmek üzeredir...”
- (Erciş’te depremzedeleri ziyaretinde) “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz hiç gel dediğiniz yok.”
- Şahin, Kızılay’da meydana gelen patlama konusunda açıklama yaparken, olayda yaşamını yitirenlerin sayısını belirtmek için “adet” kelimesini kullandı: Ankara Savcılığından intikal eden ön bilgilere göre, 3 adet vatandaşımızın, maalesef patlamadan dolayı can kaybına maruz kaldığı bilgisi var elimizde. Hedefi tabii eylemi yapan en iyi bilir.
- (Kürt sorunu üzerine) Kürt sorunu diyorlar. Sorun sorun diyorlar. Sorun ne? Ben arıyorum sorunu bulamıyorum” dedi.
- “Birileri saptırarak kendilerine göre gerekçe uydurarak teröre destek veriyor. Neyiyle veriyor. Belki resim yaparak tuvale yansıtıyor, şiir yazarak şiirine yansıtıyor, günlük makale, fıkra yazarak oralarda birşeyler yazıp çiziyor.”
- “Gaz bombaları zararsızdır, ihtiyaçlar doğrultusunda ihale ile yeteri miktarda gaz alımı yapılmaktadır.”
- Pasinler’e giden Şahin, kendisini karşılayan ve “bakanım geldiğine çok sevindim” diyen Mustafa Boğaçayır’a “Hadi bir takla at ya da oyna bir göreyim” dedi.
- (Prof. Büşra Ersanlının KCK’dan tutuklanması üzerine) “Büşra hanım Türkiye’deki binlerce profesörden bir profesördür. Bu ülkede bütün profesörler tutuklanmış olsa merak eder sorabiliriz ama binlerce profesörden bir profesör tutuklanmış olabilir.”
‘Bakan Şahin’in sözleri sorumsuzluk örneği’
İdris Naim Şahin’in açıklamalarına bir sert tepki de CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan geldi. “Sorumsuz bir açıklama” nitelendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, Başbakan’dan açıkça özür dilemesini de istedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uludere gündemini VATAN’a değerlendirdi. Salı günkü grup toplantısında yaptığı konuşmada “Vur emrini kim verdi?” sorusunu soran ve hükümetten yanıt isteyen CHP lideri, Şahin’in, “O anda emri Hava Kuvvetleri’nde görüntüleri analiz eden komutanlar verdi” açıklamasının ise “aydınlatıcı olmadığını” söyledi.
F-16’ların bombalaması sonucu 34 vatandaşın hayatını kaybetmesinin dışında bir gerçek olmadığını vurgulayan CHP lideri, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 34 vatandaşın ölümü ile ilgili çıkıp net bir şekilde özür dilemelidir. 34 yurttaşı öldü ama Başbakan bu konuda sessiz... Bu olaya ilişkin askeri ve siyasi sorumlular da biran önce hesap vermelidir” dedi.
Kim doğru söylüyor?
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın “özürse özür, tazminatsa tazminat” ve Bakan Şahin’in “özüre gerek yok” açıklamalarını hatırlatarak, “Başbakan ‘özürse özür’ diyor ama bir açıklaması yok. Aynı kabinedeler ama farklı konuşuyorlar. çelişkili açıklamalar yapılıyor. Kim doğru söylüyor?” dedi.
Kılıçdaroğlu, Bakan Şahin’in “kaçakçıydılar” açıklamasının ise “sorumsuzluk örneği” olduğunu ifade ederek, “İnsan hayatını önemsemeyen bir açıklama” dedi.
Başbakan yargılanacak
Uludere’de bir “katliam” yaşandığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da “Hükümet bundan sorumludur. Bu sorumluluğu hiç kimseye atamaz. Sorumluluk bizzat Başbakan’a aittir. Altını çiziyorum, cezai sorumluluğu vardır. İşlenen suç insanlığa karşı suçtur, Başbakan ve bakanları Türkiye’de yargılanacaktır. Bu suçta zaman aşımı yoktur. Umuyoruz bu yargılama sağlıklarında olur. Ama yargılanacaklarını burada ifade ediyorum” diye konuştu.
İçişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamayı “vahim” olarak niteleyen Tanrıkulu, “İçişleri Bakanı’nın dili ayrımcı bir dil, dili ayrıştırıcı bir dil, dili bir öfke dilidir, dili nefret söylemi içermektedir. Bu nedenle İçişleri Bakanı’nı kınıyoruz. Başkasının tavuğu ölse özür dileyecek olan bir hükümet, Başbakan 34 yurttaşımızın ailesinden ve Türkiye’den özür dilememiştir. Bunu da kınıyoruz, protesto ediyoruz” dedi.
“İçişleri Bakanı’nın ‘figüran’ ifadesine ne diyorsunuz?” sorusuna “İçişleri Bakanı’nın bu zihniyetini protesto ediyorum” karşılığını veren Tanrıkulu, “İçişleri Bakanı’nın açıklamasının ardından bugün bir komutanın ismi gazetelerde yer aldı, ne diyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Sınır ötesi operasyonda izin bizzat Başbakan tarafından verilir. Başbakan bu izni vermiştir, bundan, bu sorumluluktan kaçınamaz. Başbakan adına Milli Savunma Bakanı vermiştir. çünkü bakanlar Başbakan adına görev yapmaktadır. Başbakan olayla ilgili olarak bugüne kadar hep küçümsemiştir, hata demiştir. 34 yurttaşımız Diyarbakır’dan kalkan F-16’larla öldürülmüştür. Bu bir trafik kazası değildir. Sınır ötesi bir operasyon vardır.”