Erzurum Güncel- Kış aylarıyla birlikte koronavirüs ile birlikte üst solunum yolu rahatsızlıkları da artışa geçti. Beklenen kışın bir türlü gelmemesiyle birlikte üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış meydana geldiğini dile getiren Dr. Esma Türkmen, “Yaşanan mevsim dengesizlikleri virüsler, bakteriler ve alerjik hastalıklara uygun ortam oluşturuyor. Bu yüzden özellikle ekim ayından bu yana çocuklarda gribal enfeksiyon ve salgın hastalıklar tavan yaptı” dedi.
Kış aylarında havaların soğuması, kalabalık kapalı ortamlarda bulunulması ve hava kirliliğinin artması hastalıklara davetiye çıkarıyor. Özellikle kış mevsiminin gelmesiyle birlikte çocuklarda daha çok okul ortamında artan soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonları, influenza (grip) ve benzer hastalıklar herkes için endişe edici bir duruma dönüşüyor.
INFLUENZA VİRÜSÜ PATLAMASI YAŞANIYOR
Ekim ayından beri bitmeyen bir sonbahar yaşandığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esma Türkmen, gerçek bir kışın henüz yaşanmadığını, mevsim dengesizlikleri yüzünden virüslerin, bakterilerin ve bunları destekleyen polenlerin sorun oluşturduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Ekim ayında özellikle üst solunum yolu enfeksiyonu dışında alt solunum yollarını da tutan RSV (Respiratuar Sinsityal Virus) dediğimiz virüsün yol açtığı ciddi bronşitler, bronşiolitler, bazı olgularda bunun üzerine bakteri de binerek zatürreler ve pnömoniler gördük. Kasımdan sonra alerjik hastalıklar hep devam etti. Çok fazla influenza virüsü patlaması yaşanıyor. En önemli etken tabii ki okullar. Okulda çocukların hastalığı birbirlerine çok kolay bir şekilde taşıması ve okul çocuklarının ev ahalisine, özellikle küçük çocuklara bunu bulaştırmasıyla küçük çaplı bir endemi yaşanıyor.”
Kusma, düşmeyen ateş, sıvı kaybı, halsizlik, vücut ağrıları gibi durumlar influenzanın en sık görülen belirtileri arasında yer alıyor.
BİRÇOK VİRÜS SESSİZ ŞEKİLDE BEKLEDİ
Virüslerin en önemli özelliklerinin antijenlerini sürekli değiştirmeleri olduğunu ve bunun da her yıl aşı olmayı gerektirdiğini söyleyen Dr. Esma Türkmen, “Grip aşısını genellikle altta yatan bir hastalığı olan, ciddi destek gerektiren, hastaneye yatışı çok olan çocuklarda öneriyorduk. Her çocuğa mutlaka yapılmalı dediğimiz bir aşı değil. Ama bu sene pandeminin yol açtığı bir şey var. Çocuklar evde online eğitim aldıkları bir süreç yaşadı ve o dönemde covid çok fazla konuşuldu. Aralarında ‘rhinovirüs’ ve ‘coxsackievirüs’ gibi birçok virüs sessiz bir şekilde bekledi. Çocuklar okula gitmeye başladıktan sonra patlama yaşandı. Çünkü hava şartları, havanın tatlı sıcak-soğuk arası olması, polenlerin her yerde uçuşuyor olması ve tozlaşma virüsler için elverişli ortam oluşturdu” dedi.
INFLUENZA, KORONAVİRÜSÜ GEÇTİ
Enfeksiyon hastalıklarında sıklığın artma sebebinin insanların bunaldıkları için dışarı çıkıp kalabalık ortamlarda bulunması ve sosyal mesafenin korunmaması olduğunu belirten Esma Türkmen, şöyle konuştu:
“Bu durum çocuklarda çok daha zor. Maske takmaları lazım. Bir oyuncağın, kalemin alınıp verilmesi bile her şeyi değiştiriyor. Bulaşıcı hastalıklarda influenza ilk sırada. Covidden bile çok daha fazla. Hemen arkasından adenovirüs geliyor. Adenovirüs, hem üst solunum yolu enfeksiyonu hem de gastrointestinal sistem dediğimiz mide bağırsak sistemini tutan ve ishallerle, gözde iltihaplanmalarla, öksürükle seyreden bir virüs. Onunla beraber el, ayak ve ağız hastalığı olan coxsackievirüs salgını biraz azalmaya başladı. Hepsi yakın temasla kolay bulaşan virüsler. Bunlarla birlikte boğaz enfeksiyonlarında ve bakterilerde en önemli şey bizim antibiyotik kullanmamızı gerektiren belli durumlardan biri olan strep A (beta hemolitik streptokok) dediğimiz bakteri. Bunun da tespitinde mutlaka antibiyotik tedavisi gerektiriyor” diye konuştu.
DÜŞMEYEN ATEŞ, HALSİZLİK, VÜCUT AĞRILARI BELİRTİLER ARASINDA
İnfluvirin, influenza tedavisinde kullanılan bir süspansiyon olduğunu, çocukta pozitiflik görüldüğü zaman verildiğini söyleyen Türkmen, “Ailenin de korunması ve bilinçlendirme yapılması gerekiyor. Adenovirüs, influenza ve coxsackievirüs için konuşmak gerekirse 2 yaş altı çocuklar sert geçiriyorlar. Kusmalar, düşmeyen ateş, sıvı kaybı, halsizlik, vücut ağrıları ya da bebeğin emmesinin bozulması hastane başvurularının büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Daha büyük çocuklarda ise ciddi anlamda bitkinlik, iştahsızlık ve özellikle sıvı alımının azalıyor olması hastaneye yatışları çok arttırdı” şeklinde konuştu.
Türkiye Gazetesi