Erzurum Güncel- Son dönemlerde artan başıboş köpek sorunu insan sağlığını ve can güvenliğini tehdit etmeye başladı. Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Zootekni ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, kısırlaştırmanın Türkiye için uygun bir yöntem olmadığını söyleyerek, “Kısırlaştırdığınız hayvanları tekrar sokaklara bıraktığınız zaman değişen hiçbir şey olmayacak. Her yıl yaklaşık 500 bin kişi köpek saldırıları sonucu kuduz şüphesiyle aşılanıyor” dedi.
Ankara Keçiören’de başıboş köpeklerin 9 yaşındaki Tunahan Yıldırım’a saldırarak ağır yaralamasının ardından tartışmalar yeniden gündeme geldi. Gittikçe artan başıboş köpek sorunu can güvenliğini tehdit Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Zootekni ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu’ndan açıklama geldi.
Kısırlaştırma yönteminin tek başına uygun bir metot olmadığını söyleyen Sabuncuoğlu, “Kısırlaştırmayı bir çözüm olarak görmüyorum. Kısırlaştırdığınız hayvanları tekrar sokaklara bıraktığınız zaman değişen hiçbir şey olmayacak. Aynı saldırma davranışlarına devam edecekler. 42 tane dişi ile çocuklarımızın vücut bütünlüğünü bozmaya devam edecekler. İnsanların temel hak ve özgürlüklerine, refahına, halk sağlığı ve güvenliğine risk oluşturmaya devam edecekler. Bir sıfır başıboş köpek politikası olması gerektiğini düşünüyorum. Bir tane bile köpeğin sokakta başıboş bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. 5199 sayılı kanunun bir an önce acilen değiştirilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Tırnak içerisinde ifade edeyim modern ülkelerdeki gibi insan sağlığı, halk sağlığı ve güvenliğinin önemsendiği, çocukların yaşam haklarının önemsendiği ülkelerdeki gibi sokaklarda, yerleşim yerlerinde, kasabalarımızda, şehirlerimizde, insanın olduğu her yerde fonksiyonu olan sahipli olan köpekler hariç bütün köpeklerin toplatılması gerektiğini düşünüyorum. Devletin de bunu başarıyla gerçekleştirebileceğini biliyorum. Zaten Cumhurbaşkanımızın da bu anlamda net kararı var. 2024 stratejik planına da dâhil ettiği bir bakış açısı var. Biz Hindistan’daki gibi sokakta, başıboş, çeşit çeşit evcil hayvanın yaşaması ve insana, çocuklarımızı parçalamasına artık müsaade etmememiz gerekir” dedi.
Sokak köpeklerinin toplatılarak barınaklarda uygun şartlarda yaşaması gerektiğini belirten Sabuncuoğlu, “Kısırlaştırma bizim popülasyonumuz için Türkiye’de şu anda var olan sokak hayvanı popülasyonu için uygun bir metot değil. Dünyanın en pahalı oyalama metodu olabilir ancak. Kısırlaştırma ne saldırma davranışını engeller ne de başımıza gelen maruz kaldığımız, bunca acı dolu olayı engeller. Devlet kurumlarımızla ilgili kurumlarımız, onlara bağlı olan hayvan barınaklarının 5 temel hayvan refahı şartlarını sağlayıp sağlamadıklarını kontrol altına alacaklar. Onlar için iyileştirmeler söz konusu olacak. Her zaman önlerinde suları, yemleri ve her gün için bir rutinleri olacak. Sokakta hayvanların hiçbir refah şartı sağlanmıyor zaten. Onlar tabiri caizse sokakta sürünüyorlar aslında. Bütün evcil hayvanların barındırılmaya ihtiyacı vardır. Umarım bu saatten sonra hızla onları toplayıp barınaklarda zaman içerisinde de şartlarını iyi hale getirerek öncelikle çocuklarımızın, insanlarımızın güvenliğini sağlamak zorundayız. Yalnızca kısırlaştırmanın bizim popülasyonumuz için uygun bir metot olmadığını, çok pahalı bir metot olduğunu ve bir oyalama metodu olduğunu, belki 20 sene sonrasına gün verebileceğiz, kısırlaştırma yapmayı planlarsak” diye konuştu.
Yüzbinlerce kişi kuduz aşısı oluyor
Türkiye’de yılda yaklaşık 500 bin kişinin kuduz şüphesiyle tedavi aldığını aktaran Sabuncuoğlu, şunları söyledi; “Sürü halinde saldırma sonucunda yaşlılar ve çocuklar yaralanıyor, çocuklarımız, gençlerimiz sokak köpeklerinin saldırısından kaçarken trafik kazası geçiriyor, hayatlarını kaybediyorlar. Yaşlılar veya çocuklar işe, okula, gezmeye, sokağa çıktığı zaman stres ve endişe yaşıyor, köpeklerden korkuyorlar. Ülkemizde, her gün yüzlerce kez gelişmemiş ülkelerdeki kadar kuduz şüpheli ısırık vakaları gerçekleşiyor. Yılda yaklaşık 500 bin insan tıbbi tedavi alıyor. Ülkemizdeki sayıları milyonlarla ifade edilen bu köpeklerin; çocuklar, engelliler, yaşlılar ve diğer canlılara zarar verme ihtimali yeterli önlem almadığımız için her gün artıyor. Yıllardan beri, kuduz ölümleriyle alevlenen tartışmalarda, bir arpa boyu yol alınamadığı da bir gerçek."
Manolya Bulut/ Puzsula