Erzurum Güncel- Dünkü gerilime yol açan, Avukat Şilan Türk’ü kürsüde itekleyen Baro Başkanı Ali Er, bazı kadın avukatlarla birlikte basın toplantısı düzenledi. Dün yaşananları ’talihsiz bir olay’ diye niteyen ve kendilerini çok üzdüğünü kaydeden Başkan Er şunları söyledi:
"Olayda, basında yer aldığı gibi kasıtlı bir itme hareketi yoktur. Biz orada bir arkadaşımızı davet ettik. Arkadaşımızı davet ederken, izinsiz olarak kürsüyü işgal eden bir avukat arkadaşımız var. Oradaki mesele gelen arkadaşımıza yol açmak adına yapmış olduğum bir reflekstir. Yani herhangi bir kasıtlı itme veya kalkma yoktur. Basında darp olarak gösterilmesi ise bizi çok üzdü. Basın mensupları olayın öncesini ve sonrasını bilmediği için o kısmını gördüğünüz için böyle bir olay yansıdı. Kadınlara karşı yapılan bu hareketi isteyerek yapmış değilim. Söylediğim gibi bu yaptığım bir reflekstir, üzüntü duyuyoruz. Sadece o arkadaşımızdan değil tüm kadınlardan üzüntü duyduğumu belirtmek isterim."
'PROVOKASYON VE LİNÇ KAMPANYASI'
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi adına söz alan Burcu Altıparmak Tör ise Baro Başkanı Er’e karşı tamamen siyasi maksatlı bir provokasyon ve saldırı gerçekleştirildiğini öne sürdü. Okunmak istenen bildirinin de siyasi içerikli olduğunu savunan Tör, olayın ardından Baro Başkanına karşı yazılı basın ve sosyal medya üzerinden haksız bir karalama ve linç kampanyası başlatıldığını belirterek, kınadıklarını ifade etti.
21 İSTİFA
Mersin Adliyesi içindeki baro hizmet alanında ise Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Burcu Düzen Gürler, düzenlendiği basın toplantısında 21 kadın arkadaşı ile birlikte baro komisyonlarından istifa ettiklerini duyurdu.
'BASKIN VE SANSÜRÜN BİR SONUCU'
Mersin Adliye Sarayı içindeki Mersin Barosu’nda yapılan açıklamaya, bir grup avukat da destek verdi. Grup adına konuşan Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Burcu Düzen Gürler, 8 Mart günü Kadın Hakları Merkezi’nde ciddi emeği olan kadın meslektaşlarının Baro Başkanı tarafından kürsüden itilmesini üzülerek karşıladıklarını dile getirdi. Gürler, “Israrla siyasi bir amaç güdüldüğü vurgulanmış olsa da 8 Mart gibi bir günde yaklaşık 20’ye yakın avukatın Kadın Hakları Merkezi’nden istifa etmesi, Kadın Hakları Merkezi’ne yönelik süregelen baskı, sansür ve yıldırma eylemlerinin bir sonucudur. Siyasi herhangi bir taraf veya amaca hizmet etmemektedir” ifadelerini kullandı.
'EN KISA SÜREDE AMASIZ ÖZÜR BEKLİYORUZ'
Kürsüden okumak istedikleri metnin, iddia edildiği gibi siyasi bir metin olmadığını, sadece istifalara yönelik olduğunu belirten Gürler, her yıl teamül olarak bütün barolarda okunan TÜBAKKOM metninde geçen ‘son on yılda artan şiddet’, ‘kararlı bir devlet politikasının uygulanmaması’ ve şiddetin her türlüsüne HAYIR’ ibarelerinin siyasi olduğu ve değiştirilmesinin istendiğini anlattı. Tüm çabalarına rağmen uzlaşma sağlanamadığını dile getiren Gürler, bu tavrın kendilerini istifaya zorladığını kaydetti. Bu metne ve merkezin işleyişine yapılan müdahalenin ilk olmadığı gibi son da olmayacağı endişesiyle istifa ettiklerini belirten Gürler, “İstifa eden merkez üyelerini temsilen istifa metnini okumak için kürsüye çıkan kadın meslektaşımıza yapılan fiziki müdahaleyi kınıyor, en kısa sürede amasız ve fakatsız özür beklediğimizi beyan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Gürler’in ardından Türkiye Barolar Birliği Delegesi Av. Fatma Demircioğlu Eftekin de Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu’nun (TÜBAKKOM) yaşanan olaylar üzerine dün yaptığı kınama açıklamasını okudu.