Erzurum Güncel-
Başbakan her ne kadar ‘Kriz bu kez Türkiye’yi teğet bile geçmeyecek’ diye iddialı konuşsa da yabancılar farklı düşünüyor. Reuters, Londra’da büyük fon yöneticilerine Türkiye ile ilgili görüşlerini sordu ve şu ilginç yanıtları aldı:
Dolar TL karşısında 1.80’i test edebilir
Zsolt Papp, gelişmekte olan ülkelerde 1.2 milyar euroluk tahvil portföyü yöneten Union Bancaire Privee’de Sabit Getirili Menkul Kıymetler Strateji Başkanı: “Türkiye konusunda temkinliyiz, yılın başında yaklaşımımız nötrdü. Enflasyon ve cari açık bir süredir arka plandaki sorunlar, fakat asıl hayal kırıklığı yaratan şey Merkez Bankası’nın faizler konusunda adım atmaması. Merkez enflasyon ve cari açık cephesinde takındığı pozisyondan oldukça memnun. Benimsedikleri bekle ve gör yaklaşımı şu anki şartlarda yetersiz kalıyor. Enflasyon endişelerine karşılık adım atan gelişmekte olan ülke merkez bankalarına baktığınızda, TCMB’nin tepki vermek için çok geride kaldığını görüyorsunuz. Mevcut şartlarda dolar lira karşısında 1.80’i test edebilir. TL’nin aşırı değer kaybettiği bir alana gelmek üzereyiz. Faiz artırımı dışında yapılabilecek hiçbir şey yok.”
Türkiye, ‘Ağırlık artır dediğimiz’ 6 ülkeden biri
Allan Conway, 26 milyar doları yöneten Schroders’de Gelişmekte Olan ülke Borsaları Birim Başkanı: “Türkiye’de bir yıldır ağırlık artır konumundayız. Kısa vadeli borçlanmayla finanse edilen cari açık konusunda bazı endişeler var, fakat madalyonun diğer yüzünde fiyat kazanç oranının 10’a ulaşabileceği göz önüne alındığında çekici fiyatlamaların olduğu bir piyasayla karşı karşıyayız. Euro Bölgesi’nin geçen hafta aldığı kararlar rahatlatıcı oldu. Türkiye Avrupa’nın borç sorunundan etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin durumu yine de çok iyi. Ekonominin bu yıl yüzde 5.5 büyümesi bekleniyor, enflasyon yüzde 6-7 ile 10 yıl öncesine göre bir ışık yılı uzakta, reel faizler yüksek. Dünya üzerinde ağırlık artır dediğimiz sadece altı ülke var, Türkiye de bunların arasında yer alıyor.”
Türkiye pozisyon almak için fazla tehlikeli
Claude TIramanI, Lutetia Capital’da 200 milyon euro yönetiyor: “Türkiye’deki pozisyonum ağırlık azalt. Bunun sebebi kur. Ekonominin aşırı ısınmasından dolayı kısa vadede toparlanma olmayacak. Liranın bu derece zayıf olması herkes için şok oldu. Borsadaki riskin büyük bölümünü endeksin yüzde 50’den fazlasını oluşturan ve zorunlu karşılıklardaki artış nedeniyle net faiz marjı gerileyen bankalar oluşturuyor. Cari açığın kontrolden çıkma ihtimali konusunda endişeliyim. Tekrar Türkiye’ye girmek konusunda ise hazırlıklı değilim, pozisyon almak için fazla tehlikeli. çin ve Hindistan gibi sıkılaştırma politikalarının sonuna yaklaşan ülkeler daha iyi fırsatlar sunuyor.”
Portföyümüz defansif TL riskini hedge ettik
Jacob Grapengiesser, İMKB’de 400 milyon euro yöneten East Capital’da (Moskova) Ortak Yönetici: “Türkiye’de seçimlerden sonra siyasetçilerin akıllarının başlarına geleceğini ve Merkez Bankası’nı faiz artırması ve ekonomiyi soğutması için zorlayacağını düşünüyorduk, bu olmadı. Büyüme tahminleri yukarı revize ediliyor, cari açık ise arttıkça artıyor. Tahvil/bono ve hisse senetlerine girişlerle finanse edilen yüzde 11-12’lik bir cari açıktan bahsediyoruz. Şu anki soru ise sermaye çıkışlarının sürmesi durumunda finansmanın nasıl yapılacağı. Portföyümüzü daha defansif hale getirerek lira riskini hedge ettik. Bunu sağlamak için yaptıklarımız arasında TL dışında gelirleri olan holding hisseleri ve TL’deki zayıflıktan faydalanacak turizm hisselerini almak bulunuyor. En büyük endişemiz lirada eskiden beri süregelen volatilite. Türkiye’de piyasalar çok hızlı yön değiştirebiliyor. Bazıları artık pozitif. Fakat büyüme tahminlerini ve Merkez Bankası’nın ekonomiyi soğutmak için tedbir almadığını görünce o kadar emin olamıyorum. Uzun vadede Türkiye yatırım için harika bir yer, ama önümüzdeki 6-12 ayda bu sorunlarla karşı karşıyayız.”
Risk almak için hisse fiyatında düşüş beklerim
Julian Thompson, AXA (Londra), gelişmekte olan ülke borsalarında 600 milyon dolar yönetiyor: “Türkiye’de pozisyonumuz yok, bir süredir de olmadı. Ekonominin büyüme hızı göz önüne alınca şu anki politikalarla bir risk aldılar. Ayrıca yüzde 6.5 faiz sürdürülebilir değil. Türkiye’de bunlar olurken Hindistan ve Brezilya gibi ülkeler sıkılaştırma politikasının sonuna yaklaşıyor. Genel bir kural olarak Türk bankalarını kâr tahminleri çarpanları 6 olduğunda almaya çalışıyorum. çarpan şu anda 9 ve bankaların yeterince ucuz olduğunu düşünmüyorum. Şu anki finansal riskleri almak için hisse fiyatlarında belirgin düşüş beklerim.”
Para politikasına kredibilite gerekli
Claire Dissaux, 13 milyar dolarlık döviz fonunu yöneten Millenium Capital’da stratejist: “Türkiye’yi geçen çeyrekten bu yana araştırma olarak değerlendirmemiz negatif. Bunun Merkez Bankası’nın uygun olmayan politikaları ve yüksek cari açığın lira üzerinde etkileri gibi açık sebepleri var. Merkez Bankası’nın agresif olmaması satış dalgasında tetikleyici oldu. Merkez Bankası’ndan faiz artırımı görmemiz gerekiyor. TCMB tehlikeli bir oyun oynayarak zayıf lira için altyapı yarattı. Ama cari açığı finanse etmek için her gün yabancı girişi gereken bir ortamda para politikasının kredibilitesi artırılmalı.”
Yatırımlarımızda TL’yi azaltıyoruz
KIeran Curtıs: Aviva Investors (Londra), gelişmekte olan ülkelerde 1.4 milyar dolarlık bono portföyünü yönetiyor: “Türkiye’deki yatırımlarımıza lirada ağırlık azalt öngörerek yön veriyoruz ve bu durumdan memnunuz. Şu anki durum 2006’yı hatırlatıyor. O zaman doğru olan dolar alıp faizler artırılıncaya ve parite istikrar kazanıncaya kadar beklemekti. Biz de tıpkı o zamanki gibi TL’de ağırlık azaltarak bonodaki pozisyonumuzu korumaya alıyoruz. Merkez Bankası’nın faizde alacağı kararları daha önce tahmin etmeye çalıştık ama pek başarılı olamadık. Faizlerin yüksek ve getiri eğrisinin oldukça dik olması nedeniyle pozisyon tutmanın maliyeti yüksek. Merkez Bankası’nın açıklamalarına bakınca zayıf TL konusunda rahat olduklarını gördük. Ekonomi için doğru bir politika bileşimi izledikleri konusunda kendilerine güveniyorlar fakat böyle devam ederse liradaki değer kaybının tahmin ettiklerinden çok daha fazla olacağını düşünüyorum. Faiz artırmak zorunda kalacaklar, ki bunu gecelik faizlerin birkaç yüz baz puan artırarak yapabilirler. Yani eninde sonunda lirayı savunmak için faiz artırmaları gerekecek. Bu da ekonomiyi yavaşlatacak ve cari açığı aşağı çekecek ama kolay bir süreç gibi gözükmüyor. Türkiye’nin cari açığı finanse etmesi için haftada bir milyar dolarlık portföy girişi sağlaması gerekiyor. Bu riski göze alacak insanların sayısı tükenmek üzere.”