Erzurum Güncel- Deprem felaketinin ardından barınma ihtiyacı gündem olurken çadırlar konusu sosyal medyadaki iddialarla çok konuşuldu. 'Kızılay çadır sattı' iddialarının üzerine peş peşe konuyla ilgili açıklamalar gelirken AHBAP derneği başkanı şarkıcı Haluk Levent katıldığı canlı yayında çarpıcı ifadeler kullandı. Kızılay'dan aldıkları çadırlarla ilgili konuşan Haluk Levent "AFAD da parayla alıyor Kızılay’dan" dedi. Öte yandan Kızılay'dan gıda aldıklarını da söyledi.
Depremlerin ardından deprem bölgesinde barınma ve dolayısıyla çadır ihtiyacı en çok konuşulan konulardan bir tanesiydi. Özellikle sosyal medyada 'Kızılay AHBAP'a çadır sattı' iddialarının yer alması üzerine peş peşe AHBAP derneği, Haluk Levent ve Kızılay Başkanı Kerem Kınık'tan açıklama gelmişti. Bu gelişmelerden sonra Haluk Levent, katıldığı canlı yayında deprem bölgesindeki yardımlar ve çadırlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Haluk Levent'in AFAD ve Kızılay ile ilgili sözleri dikkat çekti.
FOX TV canlı yayınında depremi ilk haber aldığı andan itibaren yaşananları anlatıp gündemdeki konulara ilişkin açıklama yaptı. Haluk Levent'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"GİTTİĞİMDE ÇOK ACILI MANZARAYLA KARŞILAŞTIM"
Depremin ilk günü, depremin olduğu saatin 3 dakika sonrası uyandırıldım. Havaalanlarını aradım uçak yok. Sabahın köründe yola çıktım. Zor şartlarda akşama doğru Hatay’da oldum. Gittiğimde çok acılı manzarayla karşılaştım. Ses, çığlık, her yer çığlık sesleriydi. Sadece enkazdakilerin değil, dışarıdakilerin enkaza ulaşamadıkları için çığlık sesleri de vardı. Çok acı bir tablo.
"HANİ DENİYOR YA 'KİMSE YOKTU', VARDI"
Arkadaşlarımızla oraya yerleştik. O zaman 30 kişiydik. Arama kurtarma ayrıca 30 kişi geldik. Ama AFAD arama kurtarmaları elinde kaç kişiyse gelmişti. Hani deniyor ya kimse yoktu, vardı. Sahada şu an 1800 STK var. Bunlardan bir tanesi de AHBAP. Hemen planlamamızı yaptık, tecrübemiz var. AHBAP derneği zaten arama kurtarma değil, destek veriyor. AFAD’la işbirliği halindeyiz 4 yıldır. Çok güzel bir şekilde organize olduk. İlk günden bize düşen görevleri aldık. Daha önceki görevlerde, depolarla çadırkentler arasındaki irtibatı sağlamıştık, İzmir’de. Burada da aynısını yapmaya çalıştık. Biz geride duralım, ne yapabiliriz en başta; önce çadır. Bunun dışında arkamızdan tırlar gelmeye başladı zaten. Gıda kolilerimiz vardı, hemen bölgeye geldi. Deprem gördüm ama böylesini görmedim. Çok acıydı, hemen koordine olduk. Devletin kurumlarıyla birlikte hareket ederek bugünlere geldik.
"AFAD'LA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜMÜZ VAR"
Elazığ depreminde AFAD’la birlikteydik. AFAD’la iş birliği protokolümüz var. Ardından sel felaketi, deprem, yangınlar. AHBAP devletin kurumlarıyla birlikte çalıştı. İlk başta dezenformasyon şuradan oluştu. AFAD ve AHBAP sanki iyi ayrı yardım, arama kurtarma ekibi gibi. AFAD, devlet. Rakip gibi görmeyin. Daha iyisini yapmak için birbiriyle yarışan ekipler gibi görün.
Yurt dışı hesapları, devlet yok AHBAP var yazmaya başladı. Bu nasıl bir kötülüktür. Biz bir derneğiz. Biz 30-40 kişiyiz, AFAD yüzbinlerce kişi. Haluk Levent, AFAD güzellemesi yapıyor denilebilir. Akredite olduğumuzu zaten daha önce de yazıp yazıp durmuşum. AFAD da bizim diye yazdım, yanlış anlayanlar da oldu. Depremde can kurtaran biz değiliz, biz devletin karşısında hiçbir şey değiliz. Devlet oraya yerleşti ve biz onlarla beraber koordinasyona geçtik. AHBAP gelen yardımları çok iyi paylaştıran bir ekip, o konuda mütevazı değilim.
"DEVLETİN TAMAMI ORADAYDI"
İlk gittiğimde arama kurtarma vardı, bence yeterli değildi. Devlet yetkilileri de bu kadarını beklemiyordu. Ben iyilik yapmak isteyen bir derneğin başkanıyım. Politik görüşlerimi ancak AHBAP başkanlığını bıraktıktan sonra konuşabilirim. Kendi oluşturduğum çatıyı bozmak istemiyorum. Herkes her şeyi söyleyebilir, eleştiri olabilir ama bu benim işim değil. Oraya gittiğimde vardı, Bakanlar, Valiler vardı. Hükümet ayrı bir şeydir, devlet ayrı bir şeydir. Devletin tamamı oradaydı.
Ben gittiğimde Bakan Akar, Bakar Ersoy ve Bakan Koca’yı gittiğimde gördüm, görmedim mi diyeyim, bir şeyler yapıyorlardı.
Cumhurbaşkanlığı en baştan bizleri de aradı, bizlere destek oldu. Fakat hesaplar ben devletin karşısındaymışım gibi yazıyorlar. Hemen yalanlar, yalanlar. Kendini devlet gören hesaplar var. O hesaplar öyle bir algı yaratıyor ki biz sanki devletin karşısındaymışız gibi. Benim siyasi görüşlerim vardır ama çalışmalarımda yer almaz. Burada iyilik yapmak dışında bir yapılandırmaya giremezsiniz. Valilerle çalışıyoruz.
AK Parti içinden hedef alınıyor diye bir şey olmadı. Benim siyasi partilerle alakalı bir durumum yok.
Şu anda aklım hala deprem bölgesine gönderdiğimiz tırlarda.
AK Parti içinden bir yerin il başkan yardımcısı tweet attı, onu da sildi. MHP’nin belediye başkanlıkları var hepsiyle çalışıyoruz.
Bu hesaplar kendilerine alan açmak istiyorlar ve yalan üretiyorlar.
"AHBAP OLARAK DEVLETİN KADEMELERİYLE ÇALIŞIYORUZ"
AHBAP’ın devlet kurumlarıyla bir sıkıntısı yok. Biz AHBAP olarak devletin kademeleriyle çalışıyoruz. 4 yıldır söylüyorum bunu. AHBAP politik bir kimlik olarak gelmiyor, bir yardım derneği olarak geliyor.
TOPLANAN VE KULLANILAN PARALAR
Ben sahadayım. Paralarla hiçbir ilgim yok. Bir tane imza yetkim var, 7 kişiden 1 kişiyim. Alımlarla güvendiğim kişiler ilgilenir. İnce detayına kadar bakın derim. Tek başıma karar verme yetkim de yok. Ama bizim hızlı aksiyonumuz var, hantal değilizdir. AHBAP’a gelen yardımların, 2,5 milyara kadar ulaştığını tahmin ediyorum. 600-650 milyon TL’si hemen deprem bölgesine harcandı.
132 delici kırıcı malzemeler alındı, 3600 konteyner alındı, bizim bir konteynerin fiyatı 60-65 bin TL arası değişiyor nakliyeyle beraber, artı KDV’si var. Bazıları 20 bin TL’lik konteyner da var diyor, ya ben 20 bin TL’lik konteynerde vatandaşı nasıl yatırayım. 2 odalı, mutfağı, banyosu, tuvaleti olan içine eşya koyacağımız konteyneri 60-65 bin TL’ye nasıl bulacaksınız. Olmaz. En uygun fiyat bu.
Biz 3 yerden denetleniyoruz zaten.
15 bin 250 adet çadıra yükseldi sayı. 2050’si Kızılay’dan alındı, 13 bin 200 tanesi de başka firmalardan alındı. 419 jeneratör, 3935 yastık, 827 yorgan, 15 bin battaniye, 100 ton kavurma, 20 bin adet soğuk sandviç… Bunlar 600 milyon TL’yi geçen rakamlar.
KIZILAY’DAN ÇADIR ALIMI
Deprem zamanı halkın büyük kısmı seferber oldu. Hepsine Çılgın Türkler diyorum. Ama istismarcı insanlar da var. Kira artışlarından tutun, elindeki malı saklamak. Depremin 2. günü çadır bulamadık. Birkaç arkadaşımız var, geceleri çıkıyoruz, yetişilemeyen çok yer var ve biz oralara gidiyoruz. İçeriden hala ses geliyor. O nasıl bir duygu biliyor musunuz? Akşamları oturup ağlıyoruz. Çocuk sesleri ya… Çok kötü bir şey. İnsanlar dışarıda donuyor. Ben çadır bulamamışım, çadır yok. Hiçbir yerde yok. Arkadaşlar Kızılay’ın çadır sattığını görmüşler sitelerden. İhracat yapılmak üzere satılan çadırlar bunlar. Kızılay’ın iştiraklerinin çadır sattığı biliniyor. Ben o zaman aman efendim Kızılay olmuş diyemem. 2050 tane çadır var mı var, fiyatı uygun mu uygun. 19 bin küsüre aldık, KDV’siyle falan 22 bin civarına geliyor.
Orada insanlar ölüyor, donuyor. Hemen alın dedim. Plakalarını da verdim, tırlarla dağıttılar 5 ayrı bölgede. 900 küsür tanesi de Hatay’a geldi. Hemen çadırkenti oluşturdum, binlerce insanı aldım. Bazılarını da çok acil yerlere dağıttım. Yarın raporları çıkacak. En fazla konteyner ve çadır soruluyor, faturalarını zaten yayınlayacaktım.
Ben bu tartışmalara o an giremem.
“AFAD DA PARAYLA ALIYOR KIZILAY’DAN”
Kızılay’ın çadırı ücretsiz verme durumu ancak kendi yönetim kurullarında kararlı. AFAD dahi, buyurun AFAD’lılar, yetkililer yalanlasın, AFAD da parayla alıyor Kızılay’dan.
Ben bu çadırları almasaydım, başka bir kuruluş alsaydı… AFAD alıp gönderekti belki diyorlar ki AFAD da faturalı alıyor Kızılay’dan. AFAD da parayla alıyor Kızılay’dan. O yurt dışına ihraç edilen çadırlar satılacaksa AFAD da parayla alır, AFAD ücretsiz alamaz, orada bir muhasebe var çünkü. Şirketler böyledir. Muhasebesiz çıkış yapılamaz. Ben bunu bildiğim için AFAD’ın da parayla alacağını.
Deprem zamanı yönetim kurulu (Kızılay) karar almalıydı. Hiçbir yönetici kendi başına çadır gönderemez. Biz satın alanız, kendileri satın veren.
Kızılay en başta besin kurumudur.
KAVURMAYI KIZILAY’DAN MI ALDILAR?
Hayır kavurmayı almadık Kızılay’dan. (Kızılay’dan yiyecek aldınız mı?) Şeyler var. Yaptığımız yemekler var ama onlar zaten ahlaki oluyor. Onlar çünkü yemek üretiliyor, karşılık iş birliğiyle bu yemeklerden de satın alabiliyorsunuz, konserveler yapabiliyorsunuz, bunu biz ahlaki buluyoruz. Bunda bir şey yok.
KIZILAY’DAN PARAYLA GIDA ALDILAR MI?
Benim raporlarımda yüzde 7 kısmı, 100 TL’nin 7’sini, Kızılay’dan dönüşümlü şeyler var, barbunyalar, kuru fasulyeler falan onları aldık.
Almayayım mı? Çadırı da almayayım mı?
Muhatap ben miyim? Ben hemen çadırları almak zorundayım. Ben elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Diyorlar ki sen çadırları aldın, istesen aldırtmayabilirdin. Böyle bir durum yok. 1 dakika bile benim için önemli. 46 milyon TL… Kızılay yönetim kurulu karar alır, satmamız gerekiyordu der, parayı geri verir onu bilemem ben. Ama girdi, çıktı yapmaları gerekiyor. Belki bir kanun çıkartırlar bir şey çıkartırlar bilmiyorum. Ben o çadırları almasaydım o çadırlar ne olacaktı bilmiyorum, benim görevim değil, ben almak zorundaydım.
KIZILAY’DA ÇADIR OLDUĞUNU DUYDUĞUNDA NE DÜŞÜNDÜ?
Şaşırmaya vaktim var mı ki. Sevindim, üzülmedim. AFAD 30 bine yakın çadır dağıttı. Ama çadır isteyenlere benim ne yapmam lazım, sağlamam lazım. 2050 çadır, bir ferahlık oldu bende. Kışlık çadır bunlar. Bana hemen lazımdı.
YAYIN SONRASI HALUK LEVENT'TEN PAYLAŞIM
Yayının ardından Haluk Levent Twitter hesabından bir paylaşım yaparak "Canlı yayın bitti. Açıklamaya zaman kalmadı. Kızılay kurumunun alt iştiraki olan Kızılay Lojistik A.Ş den 30 bin adet 4 kişilik bir ailenin 3 öğünlük yemeğini karşılayan ve 1 yıl bozulmayan gıda satın aldık. Canlı yayın sonuna denk geldi. Bilginize." ifadelerini kullandı.