Elbetteki, valiler, şehirler için birer "kurtarıcı" değillerdir, ancak başarılı bir vali ile başarısız bir vali arasındaki fark da o şehir için hayati önem taşımaktadır.Başarılı bir vali; görev yaptığı şehre motivasyon kazandırır, kurumlar arası koordinasyonu iyi yürütür, şehrin sosyal ve siyasal dengelerini korur kollar, vatandaşla kuracağı doğru diyalog sayesinde halkın nabzını tutar ve devlet-vatandaş ilişkisinde birini ötekinin aleyhine ezdirmez.Başarısız bir vali; her şeyden önce şehrin moralini bozar, ümit ve heyecanını köreltir, kurulu dengeleri altüst eder, kişi ya da gruplar arasındaki düzeni sağlayamaz, vatandaşın devletle ilişkilerinde sakat sonuçlar doğmasına yol açar, kapılarını halka kapattığı için şehrinde olup bitenden haberi olmaz...Erzurum, bu anlamda bir kaç istisna hariç "iyi vali" konusunda hep şanslı bir il oldu. Tıpkı şu andaki valimiz Dr.Ahmet Altıparmak'la olduğu gibi...Ahmet Bey, Sebahattin Öztürk gibi yüksek kalibreye sahip bir valinin ardından Erzurum'a geldi. İşi hiç de kolay değildi, çünkü Sebahattin Öztürk şehirde öyle bir ambiyans oluşturmuştu ki, yeri kolay kolay doldurulamazdı. Fakat Ahmet Bey, önceki görevlerinin de sağladığı tecrübeyle çok kısa zamanda şehri kucakladı, şehirle sağlam ve seviyeli bir diyalog kurmayı başardı. Halka tepeden bakmadan ama halk dalkavukluğu da yapmadan başarılı bir grafik çizdi.Her şeyden önce samimi, dürüst, çalışkan, mütevazi ve devlet adamına yaraşır duruşu olan bir insan...Erzurum'da üç yıl görev yaptı, bugün de alnının akıyla yeni bir hizmet için Denizli'ye gidiyor. Yolu da bahtı da açık olur inşallah...Ahmet Bey, "Erzurum Valileri Tarihi" diye bir belgesel hazırlandığında, o levhada adı, en iyiler içerisinde geçecek bir validir.Ne gücün önünde eğildi, ne de güçsüzü ezdi...Hukuka saygılı, emeğe hürmetli, hizmet etmeye gönüllü bir vali...Dileriz ki Bartın'dan gelecek olan yeni valimiz Seyfettin Azizoğlu de Ahmet Altıparmak'ı aratmaz. Tekstilin merkez üssü olan Denizli şanslı bir ilimiz... Zira Ahmet Altıparmak gibi bir değeri kazandı.