25 Ekim 2005 tarihinde, Star TV’de yayınlanan Deşifre programında yayınlanan görüntülerle ortaya çıkan Malatya çocuk yuvasında yaşanan dayak ve işkencenin ortayı çıkmasının ardından 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava, bugün sonuçlandı. Duruşmaya sadece 1 bakıcı anne katılırken, mahkeme heyeti sanık avukatlarının son savunmalarını dinledikten sonra kararını açıkladı.Bakıcı annelerden 14’ü çocuklara eziyet suçundan 3'er yıl 1’er ay 15'er hapis cezasına çarptırılırken, sanık bakıcı annelerden Şefika Solmazgül ise bu suçu birden fazla çocuğa karşı işlediğinden 4 yıl 2 ay hapis cezası çarptırıldı. Ayşe Doğan ve Songül Turan adlı bakıcı anneler ise delil yetersizliğinden beraat etti.Müdahil avukatlardan Esengül Lüle, mahkeme heyetinin sanıklara, her çocuk için ayrı ceza vermesi gerektiğini ifade ederek, “Karara itiraz edeceğiz. Burada 40 çocuk işkenceye maruz kaldı. Verilen cezalar çok az” dedi.TÜRKİYE'DE İNFİAL YARATMIŞTI0-6 yaş grubu çocukların barındırıldığı çocuk yuvasında, çoğu bakıcı anne olan kadınların yuvada kalan çocukları sürekli dövdükleri, hatta altına kaçıran çocuklara kilotlarını yalattıkları idda edilmişti. Olayın ortaya çıkmasının ardından başlatılan soruşturma sonuçu,7 bakıcı anne tutuklanmış ancak daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardı. O dönemde yuvada bulunan 40 çocuk, yaşadıkları travmadan kurtulması için önce İstanbul’a gönderilmiş, ardından da yeniden Malatya’ya getirilmişlerdi.Dayak ve işkençe görüntülerinin televizyonda yayınlanmasının ardından, İstanbul’da bir araya gelen Malatyalı işadamları, çocukların daha iyi fiziki şartlarda yetişmesi için 11 villadan oluşan ‘Sevgi evleri’ projesini hayata geçirmişlerdi. İşadamları tarafından yaptırılan sevgi evlerinin açılışına dönemin Çocuk ve aileden sorumla Devlet Bakanı Nimet Çubukcu da katılmıştı.Malatya Çocuk yavasında yaşanan dayak ve işkence görüntülerinin ardından, dönemin Sosyal Hizmetler İl Müdürü Yakup Güler ile yurt müdürü Niyazi Yıldız’ın da aralarında bulunduğu 8 memura 1’er yıl hapis cezası verilmiş, hapis cezası daha sonra denetimli serbestlik cezasına çevrilmişti.