Erzurum Güncel- Deprem felaketinin ardından Türkiye tek yürek olup yaraların sarılması için çabalarken bir yandan da diğer bölgelerde deprem riski konusunda tedirginlik yaşıyor. Herkes uzmanların yaptığı açıklamalara kilitlenmiş durumda. Özellikle beklenen olası İstanbul depremine ilişkin değerlendirmeler de merak ediliyor. Doç. Dr. Doğan Kalafat, deprem konusundaki sözlerine açıklık getirdi ve istatistikleri belirtti. Ayrıca istatistiklerin 'Zamanı iyi değerlendirin' mesajı verdiğini söyledi.
Kahramanmaraş merkezli, çok sayıda ilin etkilendiği deprem felaketinin ardından gözler beklenen olası Marmara depremi ile ilgili açıklamalara çevrildi. Uzmanlar, deprem riski olan illerle ve fay hatlarıyla ilgili açıklamalar yaparken bir yandan da İstanbul depremine ilişkin uyarılar da dikkat çekiyor. Son olarak Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat, katıldığı bir yayında deprem konusundaki sözlerinin çarpıtıldığını söyleyerek konuya açıklık getirdi ve olası büyük İstanbul depreminin ihtimalleriyle ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
"40 YILDIR BU İŞİ YAPIYORUM, BÖYLE BİR SÖYLEMDE BULUNMADIM"
Kalafat, Kanal D ekranlarında yayınlanan ve sunuculuğunu Hakan Ural ile Nur Tuğba Namlı’nın yaptığı “Neler Oluyor Hayatta” programına bağlanarak konuştu. “Sizin şöyle bir ifadeniz var rakamsal olarak: 7 yıl içerisinde yani 2030 yılına kadar yüzde 64 ihtimalle İstanbul’da büyük bir deprem olacak dediniz. Bunu biraz açabilir miyiz?” şeklinde kendisine yöneltilen soruya Doç. Dr. Doğan Kalafat, “Ben meslek hayatım boyunca, 40 yıldır bu işi yapıyorum, böyle bir söylemde bulunmadım.” yanıtını verdi.
"BİR ŞEKİLDE CIMBIZLA ALMIŞLAR"
Kalafat açıklamasının devamında “Bunu bir şekilde cımbızla almışlar ve 7 yıl içerisinde böyle bir şey kopartmışlar. Benim dediğim şu; depremlerin önceden belirlenmesi bugünkü bilimsel olarak mümkün değil, teknolojik olarak mümkün değil. Biz elimizdeki bilimsel imkanlarla nerede ve ne büyüklükte olabileceğini belli bir hata payı içerisinde verebiliyoruz. Ama ne zaman olabileceğini söyleyebilmemiz mümkün değil. Dolayısıyla elimizde ne zaman olacağına dair bir istatistik yaparak deprem kataloglarını kullanarak, örneğin İstanbul veya Marmara bölgesi için büyük depremlerin tekrarlanma periyotlarına bakıyoruz." ifadelerini kullandı.
"ŞÖYLE BİR İSTATİSTİK OLUYOR: 30 YILDA YÜZDE 64, 50 YILDA YÜZDE 75, 90 YILDA YÜZDE 95 OLASILIK"
Kalafat, "Bu tekrarlanma periyotlarına baktığımızda da şöyle bir istatistik oluyor işte; 30 yılda yüzde 64, 50 yılda yüzde 75, 90 yılda yüzde 95 olasılıkla 7’nin üzerinde bir deprem olabilir bölgede. Ama bu hiçbir zaman bu tarihler arasında deprem olacağını ifade etmiyor." şeklinde konuştu.
"BU İSTATİSTİK BİZE 'ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRİN' MESAJINI VERİR"
Öte yandan Kalafat "Bu yalnızca, bu istatistik bize, sizin yaşadığınız coğrafyada depremin tehlikesi vardır, zamanı iyi değerlendirin, şehirlerinizi depreme dayanıklı hale getirin ve dirençli bir deprem veya doğal afetlere karşı dirençli bir toplum haline gelin mesajını verir. Bunun dışında ben hiçbir zaman şu tarihte deprem olacak diye bir şey ifade etmem. 40 yıldır çünkü bu işi yapıyorum, söylemlerim değişmez.” dedi.
"YAKLAŞIK 20 KM'LİK BİR BANT"
Kalafat, “Bizim özellikle odaklandığımız batıdaki, doğu-batı doğrultulu, Silivri açıklarından işte Mürefte Şarköy’e kadar giden doğu-batı doğrultulu bir hat, yani bir parça. Bu parçanın üreteceği deprem ortalama 7.1, 7.2 moment büyüklüğü. Dolayısıyla bu olan mevcut olan depremlerden, daha küçük bir deprem bu aslında. 17 Ağustos’tan da daha küçük bir deprem ama. Yine de 7’nin üzerinde bir deprem olduğu için ve İstanbul karasına, her ne kadar deniz içerisinde deprem gerçekleşse de yaklaşık 20 km’lik bir bant içerisinde etkili olacağını biliyoruz.” şeklinde konuştu.
"BU PARÇA ER VEYA GEÇ KIRILACAK"
Kalafat “Bizim için gerçek olan, Marmara’da sismik boşluk diye tanımlanan, deniz içerisinden geçen bir parça var. Bu parça er veya geç kırılacak. Bunu biliyoruz. Bölgenin deprem tehlikesi artık belirlenmiş. 2001’de yapılan çalışma, hem Amerikalıların yaptığı, hem de benim yaptığım çalışmada 30 yıl içerisinde yüzde 64, 50 yıl içerisinde yüzde 75, 90 yıl içinde de yüzde 95 olasılık. Ya bu bize şunu söylüyor; ben hep bu mesajı veriyorum aslında, bunu kaçırıyorlar.” ifadelerini kullandı.