Erzurum Güncel- Sözcü’den Zeynep Kaplan’ın haberine göre; CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin Z Kuşağı’na mensup genç sayısının yaklaşık 13 milyon olduğunu ifade ederek bir sonraki seçimde 7 milyon gencin oy kullanacağını söyledi.
Tekin oy kullanacak gençlerin seçmen sayısının yüzde 20’sine tekabül ettiğini belirterek, siyaset erbabının genç kesimden nasıl oy alacaklarını düşünmeye başladığını ifade etti.
“BİR ÇÖZÜM BULACAKLARINA EMİNİM”
Tekin ‘Z kuşağı raporu’nda seçmen sayısının yüzde 20’sine takabül eden gençlere yönelik değerlendirmesini şöyle yaptı:
Araştırmalar ortada. Z Kuşağı’na mensup genç sayısı yaklaşık 13 milyon. Bir sonraki seçimde 7 milyon genç ilk kez oy kullanacak. 13 milyon genç az değil, toplam seçmenin yüzde 20’sine tekabül ediyor.
İstediklerini hükümete getirir, istediklerini de hükümetten indirirler. Hesap böyle açık olunca siyaset erbabı eline kalemi, kağıdı aldı ‘Biz bu Z Kuşağı’ndan nasıl oy alacağız’ diye düşünmeye başladı. AK Parti, malum, Z Kuşağı’nın kalbini çalmak için dört aşamalı bir plan açıkladı.
Sosyal medyada yeşil top hareketi başlattılar, Netflix’i yasaklamayı tartıştılar, yetmedi yeni sosyal medya düzenlemesini hayata geçirdiler. Şimdi şaşkınlıkla sansürcülük, yasakçılık politikalarının neden oya dönüşmediğini kara kara düşünüyorlar.
Bir çözüm bulacaklarına eminim. Mesela oy verme yaşının 18’den 30’a çıkartılması için Meclis’e önerge vermelerine herhalde kimse şaşırmaz.
“AKPARTİ’NİN OY ORANI YÜZDE 25’İ GEÇMİYOR”
Tekin, gençlerin değer yargıları, dünya görüşü ve yaşam şekilleriyle AK Parti’nin simgelediği ve Türkiye’ye dikte ettiği hayatın birbirine uymadığını ileri sürerek şunları söyledi:
“MAK Danışmanlık şirketinin sahibi Mehmet Ali Kulat Temmuz ayında Z Kuşağı ile ilgili önemli bir anket açıkladı. Bu kuşağa mensup gençlerde AK Parti’nin oy oranının yüzde 25’i geçmediği ortada.
Bunun birçok sebebi var. Gençlerin değer yargıları, dünya görüşü ve yaşam şekilleriyle AK Parti’nin simgelediği ve Türkiye’ye dikte ettiği hayat birbirine uymuyor. SODEV tarafından yapılan ve Sevgili Ertan Aksoy’un açıkladığı bir rapor bu gerçeği çok açık ortaya koyuyor.
Gençlere soruyorlar ‘Hayatınızın kalan kısmını Suudi Arabistan’da ayda 10 bin dolar kazanarak mı geçirmek istersiniz yoksa İsviçre’de ayda 5 bin dolar kazanarak geçirmeyi mi tercih edersiniz?’ AK Parti’ye oy veren gençlerin bile yüzde 60’ı İsviçre diyor.
Tüm gençlerde ‘İsviçre’ tercihinde bulunanların oranı yüzde 72. Yine gençlere soruyorlar, ‘Sizin için en önemli şey nedir, 1’den 10’a kadar puanlar mısınız?’ Gençlerin en önem verdiği şey, Düşüncelerini özgürce ifade edebilmek.
Ortalama verdikleri puan 8.4. Yani gençler açıkça demokrasi istiyor, özgürlük istiyor, kendi hayatlarını istedikleri gibi yaşayabilecekleri, kimsenin kimseye karışmadığı, ceberut anlayışa karşı çıkıyor.
“CHP DAHİL HİÇBİR PARTİ BU GENÇLERE GÖRE YAPILANMIŞ DEĞİL”
Özgürlük ve adaletin ekonomik kalkınmanın temeli olduğunu kavramış, sosyal medya sayesinde kendi fikrini özgürce ifade etmeye alışmış bir gençliğimiz olduğuna dikkat çeken Tekin şöyle devam etti:
Muhafazakâr gençler de, sosyal demokrat gençler de, birlikte yaşamı önemsiyor, hayatın gerçek sorunlarına gerçek çözümler istiyor. Bu şartlarda AK Parti’nin gençlerden oy alma ihtimali zayıf.
Erdoğan’a atıfla ‘AK Parti sunduğu hayatla gençliğin değerleri adeta ters mıknatısma yapıyor. Bizi de rehavete sürüklememeli. 17 yaşından itibaren siyasi mücadelenin içindeyim. CHP’nin her kademesinde görev alma şerefine eriştim.
Hayatım demokrasi ve özgürlük kavgasıyla geçti. Esas soruyu sormak zorundayız. Bütün bunlara rağmen gençler neden siyasi partilere ve özelde CHP’ye iltifat etmiyor, üye olmuyor, siyasi mücadeleye katılmıyor? Bu konuda birçok araştırma okudum.
Konunun uzmanlarıyla konuştum. Dünya çapında eğitimciler ve bilim insanları ile istişare ettim. Sonuç? CHP dâhil hiçbir parti bu gençlere göre yapılanmış, kurumsal yapısını oturtmuş, organize olmuş değil.
“EN ÖNEMLİ SORUN SİYASİ PARTİLER KANUNU”
Bütün partilerde tek adam diktası olduğunu söyleyen Tekin şu ifadelere yer verdi:
En önemli sorun Siyasi Partiler Kanunu. Kimin Belediye Başkan adayı, belediye meclis üyesi adayı veya milletvekili olacağına neticede tek bir kişi karar veriyor. Gençler bunu kabul edilemez buluyor.
Kendi emekleri, fikirleri ve çalışkanlıkları ile bir yere gelmek istiyorlar. Objektif, açık kurallar arıyorlar. Kimseye baş eğmek, boyun eğmek, bir kişiye dalkavukluk yaparak makam mevki sahibi olmak istemiyorlar.
İkinci büyük sorun, siyasi partilerin hiyerarşik yapısı. Militarist, tepeden aşağı örgütlenen parti yapıları gençlerin kendi düşüncelerini özgürce ifade etmesine izin vermiyor. Gençlere verilen tek görev bayrak asmak, afişleme yapmak olunca da gençler bununla tatmin olmuyor.
“SÖYLEMLERİMİZ GENÇLERE HİTAP ETMİYOR”
İnsanların özgür, adil bir şekilde yaşadığı, fırsat eşitliğinin korunduğu bir ülke olma hayali vermeden ve buna inandıramadan gençleri kazanma ihtimalinin zayıf olduğunu ifade eden Tekin şunları söyledi:
Üçüncü önemli sorun, söylemlerimiz gençlere hitap etmiyor. 1970’lerin kavga ortamında büyüyen, radikal söylemleri sahiplenen, kutuplaştırıcı siyaset tarzı ‘Başkalarının düşüncelerini özgürce ifade etmesini’ temel bir değer olarak kabul eden, tüm yaşama biçimlerine saygılı gençlere hitap etmiyor.
Elbette CHP tarihi itibariyle bu hayali en çok seslendiren ve savunan bir parti. Ancak sorunlarımızı da görmek zorundayız.
“TÜRKİYE’NİN TEMELİ GENÇLİKTEDİR”
Türkiye’de siyasi partilerin genel manada doku yenilemesine ihtiyacı olduğunu belirten Gürsel Tekin açıklamasını şöyle tamamladı:
Yeni değerleri, bakış açıları, küresel dünyaya olan entegrasyonları ile Z Kuşağı Türkiye için bir şanstır. II. Mahmud ile başlayan çağdaşlaşma serüvenimizde gerçek manada birbirinin yaşama biçimine saygı duyan, özgürlük isteyen, başkalarının özgürlüğünü korumayı önemseyen, devletten hamaset değil icraat bekleyen bir gençlik ile yepyeni bir sayfa açabiliriz.
Onların desteği, enerjisi ve gücüyle evrensel manada bir demokrasiyi tesis edebilir, yeni bir toplumsal sözleşme kurabilir, karşı karşıya olduğumuz büyük sorunları da aşabiliriz. Diyebilirim ki özgür, adil, ekonomisi kalkınmış bir Türkiye’nin temeli gençliktedir.