Söz efsane başkanda..
Bir zamanlar destan yazan Erzurumspor yok olmak üzere.. Peki efsane başkan Cemal Polat, bu üzücü durum hakkında neler düşünüyor.. İşte Ajansspor yazarı Sedat Tahir'e konuşan Polat'ın sözleri..
Erzurum Güncel- Röportaj: Sedat TAHİR / Ajansspor.com yazarı Bir Anadolu takımının Süper Lig’e yükselmesi kolay değildir.. Bunun için bir çok etkenin bir araya getirilmesi şarttır. O sezon yani 1998-1999 sezonunda Cem Uzan destekli Adanaspor, Denizlispor, Eskişehirspor, Sakaryaspor gibi futbol şehirlerini alt eden Erzurumspor destan yazıyordu ve bu destan yazan kadroda 1. Lig tecrübesi bulunan tek futbolcu olan Hayrettin (bir dönem Fenerbahçe, Gençlerbirliği ve Karşıyaka’da futbol oynamış) sezon ortasında 3 arkadaşı ile birlikte parasızlık yüzünden takımdan ayrılmıştı. İşte parasız, pulsuz, vizyonsuz ve desteksiz bu takım, genç başkanları Cemal Polat’ın önderliğinde, Sadi Tekelioğlu yönetiminde ve futbola aşık (o dönemde) bir şehrin çocukları ile birlikte yakaladıkları ruh ile Süper Lig’e yükseliyordu. Altay Can, Hüseyin, Abdulkadir Şakşak, Muzaffer Bilazer, Coşkun Birdal, Furkan Şükürcü, Alparslan Tice gibi futbolcuları ile hafızalarda yer eden Erzurumspor, kimilerine göre başarısız yönetim, kimilerine göre doymuşluk sebebiyle 3 sezon kaldıkları süper ligden bir alt kademeye düşüyordu. Daha sonra sırasıyla önce İkinci lig A, B ve sonunda 3. Lig’e düştü.. Bu sezon da yine parasızlık nedeniyle maçlara çıkamadığından amatörlüğe dönecek Erzumspor. Neden böyle oldu, neden sahipsiz kaldı Erzurumspor.. Belki Erzurum’da yaşayanlar neler yaşandığını biliyor ama Erzurum dışından bu takıma gönül verenler yaşananlara bir anlam veremiyor. Nasıl olur da bölgenin en büyük kentinin takımı bu duruma düşer. Şu an acınası durumda olan ve yok olmaya yüz tutan Erzurumspor’da neler oluyor? Bu soruları Erzurumspor’un efsane Başkanı Cemal Polat’a sorduk. - Sayın POLAT, öncelikle Erzurumspor’un çıkış dönemini anlatır mısınız? Bu başarı nasıl yakalandı; kimlerden destek aldınız? Erzurumspor’da başarı, yönetimlerdeki devamlılıktan, uzun yılların başarıya olan açlıktan, ahenkli çalışılacak teknik heyet oluşturulmasından, başarıya susamış olan futbolcu transferlerinden, takım içindeki arkadaşlık ve aile ortamının sağlanmasından, şehrin tüm katmanlarının birlikteliğiyle ve yönetim, teknik heyet, futbolcu, kulüp çalışanları ve taraftar bütünleşmesi ile yakalandı. Ben 3 yıl sayın Hamza Çimili’nin yönetiminde görev aldıktan sonra 7 yıl 7 ay 7 gün başkanlık yaptım. Ben başkan olduktan 2,5 yıl sonra bahsettiğiniz gibi Türkiye 1. Ligi’ne yükseldik. Ben ve yönetimdeki arkadaşlarımın önceliği kararlı olmaktı, önce bunu yaptık daha sonra şehir ahalisinde yaygın olan “yıllardır takıma maddi manevi destek veriliyor sonuç alınamıyor” düşüncesini kırmaya çalıştık. “Önce başaralım, sonra taraftardan isteyelim” düşüncesini benimsedik. Şampiyon olduğumuz dönem, çok önemli maddi destek almadık ama doğruları yapınca para ikinci planda kalıyor. Ben ve yönetimdeki arkadaşlarım maddi konuları içimizde çözdük. Türkiye’de bir Erzurum sempatisi oluşturduk. Bu başarıda öncelikle tribündeki taraftarın, özveri ile oynayan futbolcularımızın, teknik heyet ve yönetime kadar herkesin katkısı oldu. Uzun yıllar konuşulacak bir başarı ile şampiyon olduk - Birinci Lig’e çıktığınız dönemde çok başarılı bir transfer politikası gerçekleştirmediniz. Acaba hazırlıksız mı yakalanmıştınız? Örneğin Sadi Hocayla neden devam etmediniz. Takıma direkt katkı yapacak yabancı futbolcular neden bulunamadı? Sadi hoca ile devam etmek istedik ama olmadı. Kendisi devam etmek istemedi. Transfere gelince, bizi şampiyon yapan kadroyu koruduk. Yabancı transferler o zamanki hocamız Hikmet Karaman’ın isteği doğrultusunda yapıldı ve bütçemize uygun isimlerdi. Maalesef yabancılarımızın uyum sorunu uzun sürdü. - Takip ettiğimiz kadarıyla, Erzurumspor’da kırılma noktası, Alexander Löebe’nin Trabzonspor’a transferiydi. O ana kadar çok iyi giden takım Löebe gittikten sonra inişe geçti ve o sezon bir alt lige düştü. Neden ayrılmasına müsaade ettiniz Löebe’nin? Erzurumspor’un küme düştüğü sezonu bütün olarak ele almak lazım. Şampiyon olduğumuz sezondan başlarsak, bizim şanssızlığımız ligde oynadığımız 3 sezonda Türkiye genelinde çok ciddi ekonomik krizler bütçemizi tabir yerinde ise darmadağın etti. Dolara endeksli olan tv gelirleri, dolar 1200 TL iken biz sabitlenmiş 675 TL alıyorduk. Gelirler 675 TL den, giderler ise 1200 TL den olduğundan bütçemiz yarı yarıya fire veriyordu. Bütçe açıklarını kapatmak için yetişmiş oyunculara olan transfer satışları yaparak daha genç, gelecek vaadeden daha ucuz maliyetli oyunculara yönelmek zorunda kaldık. Löebe’nin gidişine gelince, Samsunspor deplasmanı öncesi, maça 5 saat kala bana gelerek mukavele şartlarını (kendi belirlediği) yeni bir anlaşma ile değiştirmemizi istedi. Yapmazsak federasyona gideceğini belirtti. Biz de bunu kabul etmeyeceğimizi, maçtan sonra Erzurum’a dönünce konuyu detaylı olarak konuşacağımızı söylememize rağmen diretip takımın maç konsantrasyonunu allak bullak edince kendisini orada kadro dışı bıraktık. Daha sonra Löebe’nin fedarasyona bizi şikayet ettiğini öğrendik ve önemli bir maç arifesinde olay çıkaran bir adamın bize katkı sağlamayacağını anladığımızdan yollarımızı ayırmaya karar verdik. Şayet Löebe kalsa idi takımda disiplini sağlama şansımız olmayacaktı. - Erzurumspor’un 2. lige düştüğü sezon, Diyarbakırspor’la içlerinde Ömer Erdoğan, Ali gibi genç ve gelecek vaadeden futbolcuların da bulunduğu bir blok transfer yapıldı. Bu manevranız ne kadar doğruydu. Blok satış yaptığımız oyuncular takımdan ayrılmak istediklerini bana ilettiler. Bizde kendi mali yapımıza baktığımızda bu oyuncuların daha önce yapılan anlaşmalardan yıllık transfer ücretlerinin 2 lig şartlarına göre bir hayli lüks olacağını düşündük ve o futbolcularla yollarımızı ayırma kararı aldık. - Erzurumspor başkanlığından ayrıldığınız dönemi anlatır mısınız? Neden başkanlıktan ayrıldınız? Başkanlık dönemimde, hakkımda o kadar çok dedikodu üretildi ki artık bıkkınlık verdi bu durum. Ben de artık göreve devam etmemin Erzurumspor’a bir fayda getirmeyeceğini anladım. Çünkü başarı için sağlıklı bir yapının şart olduğunu biliyordum. En büyük üzüntülerimden biri, o dönemlerde Cemal Polat neden görevden ayrılmıyor, bırakmalı, gitmeli, başkaları da görev yapmalı diye insanları yönlendiren güruh sonraki dönemlerde hiçbir zaman ellerini taşın altına koymadı ve canımdan çok sevdiğim Erzurumspor amatöre kadar düştü. Halbu ki ben o zamanlar televizyonlar aracılığıyla Erzurum’da yönetici bulmanın zorluklarını defalarca anlattım ama sözüm dinlenmedi. Erzurumlu maalesef Mahallebaşı’nda söylenen yalana Gürcükapı’da inandı. Erzurumlunun gerçeklerle rivayetleri artık ayırt etmesi gerekiyor. Sadece sporda değil tüm konularda bu sıkıntılar sürüyor. - Peki herkesin merak ettiği bir konu, Erzurumspor ne olacak? Tekrar amatörden başlayacak mı? Büyükşehir Belediyesinin destek verdiği bir amatör takımdan bahsediliyor. Bu konuda bilgileri sizden alabilir miyiz? Ortada güçlü bir yönetim olmayınca takım Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanının insafına kaldı. Başkana göre Erzurumspor Erzurum’un parasını boş yere harcıyordu ve Erzurumspor nasıl yok edilirin en güzel örneğini gösterdi. Bu sonun böyle olmasını ister bir tavırla yoluna devam etti başarılı da oldu. Tarihte benzeri olmayan bir şekilde 6 ayda önce 2 ligden 3. Lige sonra 3 ligden amatöre düşürüldü. Şu anda Belediye Başkanı, Erzurumspor’un yerine amatörden Erzurum Büyükşehir Belediyespor’a yaklaşık 1.5 trilyonluk bir bütçe sağladı ve bu takım Bölgesel Amatör Ligde mücadele ediyor. Ama bu takım Erzurumluyu temsil ediyor mu bu tartışılır. Yılların Erzurumspor’u ise gençleri ile amatörde mücadelesine devam ediyor - Erzurum tarihinin en başarılı futbol yöneticisi olarak sizce Erzurumspor için Erzurum halkı ne yapmalı? Erzurumlu olmak nüfus cüzdanı üzerinde kalmamalı. Erzurumlu Erzurum’un meselelerine sahip çıkıp sorumluluk almalı. Bize bizden başka dost yoktur. Şayet Erzurum için çabalamaz isek uzun yıllar “Erzurum sahipsiz” nidalarına kapılıp gideriz. Erzurumlu yeri geldiğinde demokratik tepkisini koymalı. Bizi yönetecek olanları iyi seçmemiz lazım. - Erzurumspor Başkanlığı hakkındaki fikirleriniz nedir. Sizi tekrar futbol dünyasının içinde Erzurumspor Başkanı olarak görebilecek miyiz? Benim yaşım itibari ile geldiğim bir jenerasyon vardı. Şimdi bizden daha genç olan dinamik gençler ve iş adamları var. Doğru olan şu an daha genç ve dinamik olan bu insanlardan yeni yönetimler ve başkanlar çıkarıp Erzurum’u ve Erzurumspor’u ileriye taşımalarını sağlamaktır. Bizlerin tecrübelerimizle bu insanlara yardımcı olmamız lazım. - Sayın Polat, Erzurum seçmeni seçimlerde kayıtsız şartsız mevcut iktidar partisini destekler ki son genel seçimde bütün milletvekilleri iktidar partisinden çıktı. İktidar partisinin Eskişehirspor, Antalyaspor ve özellikle Trabzonspor’a yardım yaptıkları bilinen bir gerçek. Neden bu yardımlar Erzurumspor’dan esirgeniyor. Erzurum kurtarılmış bölge olarak mı görülüyor. Yukarıda dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Erzurum halkı seçimlerde kayıtsız şartsız bir partiyi destekliyorlar daha sonra Erzurum niye sahipsiz kaldı sesleri havada uçuşuyor. Örneğin 2004 belediye seçimlerinde, iktidar partisi Trabzon’da Trabzonlu bir aday göstermeyince, Trabzonlular bizim eski futbolcumuz olan Volkan Canaalioğlu’nu Belediye Başkanı seçtiler. Bu bir demokratik adımdır. Kendi kendini yönetme budur. Sonra ne oldu? Bir sonraki kabinede Faruk Özak bakan oldu. Erzurumlunun demokratik tepkisini ortaya koyması lazım. Gözü kapalı olarak seçmemesi lazım kendisini yönetecek adamları. Hangi siyasi görüşten olursak olalım mahalli Milliyetçilik yerine sağduyulu davranmamız lazım. Bunu yapmaz isek başka illere yapılan destekleri görüp ah vah çekeriz. Erzurumlunun, ilk önceliği Erzurum olan, Erzurum’u Erzurumluyu ön planda tutan gerekirse bağımsız aday olacak vekiller seçmek zorundadır. İşte o zaman siyasiler Erzurum oyları zaten benim cebimde, gereksiz çabaya yer yok demeyecek gerekeni yapacaktır. - Sayın POLAT size Ajansspor ailesi olarak teşekkür ediyoruz. Ajansspor okuyucularına ve tüm Erzurum halkına selam ve sevgilerimi sunuyorum. * * * Yazar Notu: Sayın Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, Erzurumspor bir sevdadır. Yerine başka bir şey konmaz. Erzurumspor yerine Erzurum halkına dikte ettirmeye çalıştığınız Büyükşehir Belediyespor takımı, Ankara halkı için Ankaraspor A.Ş. ne ifade ediyorsa (Ankara’da yaşayan biri olarak söyleyeyim, hiç bir şey ifade etmiyor) Erzurum halkı için de aynı ifadeyi taşır. Şüphesiz Hasan Çelik gibi bir teknik adamı Bölgesel Amatör Ligde takımınızın başına getirmeniz bir olay. Ama Erzurumspor kendi içinden neler çıkarmıştır, siz benden iyi bilirsiniz. Yine bu camiadan Sadi Tekelioğlu, Hayrettin, Namık, Abdullah, Abdulkadir, Coşkun, Zafer, Muzaffer’ler çıkacak. Erzurumspor, Erzurum halkının sevdasıdır. Öldürmeyin bu sevdayı. Son söz ERZURUM halkına; Erzurum halkı futbolu sever, kuşkusuz Erzurumspor’u da seviyorlardır. Ama bu sevgi gazetedeki Erzurumspor haberlerini okumakla sınırlı kalmamalı. Erzurumspor’u Cemal Polat gibi, Orkun Çizmeli gibi, Selahattin Öğdüm gibi, Sadettin Öğdüm gibi, Hasan Yamaç gibi Nurullah Pala gibi seveceksiniz. Erzurumspor zor durumdayken durmamalısınız, Orhan Özsoy gibi yüreğiniz yanmalı, sahaya atlamalısınız. Erzurumspor için savaşmalısınız. İnanıyorum ki Erzurumspor’u gerçekten sevecek kişilerin artmasıyla birlikte yakın zamanda özlenen ERZURUMSPOR’a tekrar kavuşacak Türk Futbolu…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.