TOBB Genel Kurulu'nda konuştu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 65'inci seçimsiz genel kurulu, TOBB ETÜ'de yapılıyor. Genel Kurul'da konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Atatürk'ün ifadesiyle hakimiyet-i milliyeye karşı çıkmak irticadır. Yani milli egemenliğe karşı çıkmak
Erzurum Güncel-Genel kurul salonuna ilk gelen lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu ve delegelerin ayakta alkışları ile karşılandı. Bahçeli'nin gelişinden bir süre sonra ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte genel kurul salonuna girdi. Başbakan Erdoğan da, delegelerin ayakta alkışlarıyla karşılandı. Genel Kurula, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Hak-İş Başkanı Salim Uslu, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, delegeler ve misafirler katılıyor. Genel kurul, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasından sonra TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun konuşmasıyla çalışmalarına başladı. ERDOĞAN: MİLLİ EGEMENLİĞE KARŞI ÇIKMAK İRTİCADIR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Atatürk'ün ifadesiyle hakimiyet-i milliyeye karşı çıkmak irticadır. Yani milli egemenliğe karşı çıkmak irticadır. İrticanın tarifini kimse başka yere saptırmasın, işin aslı budur” dedi. Erdoğan, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde düzenlenen TOBB'un 65. Genel Kurulu'nun açılışında konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, 28 yıldır Türkiye'nin anayasayı tartıştığını ifade ederek şunları söyledi: “Sizlerin de her fırsatta her platformda bu anayasadan şikayet ettiğinizi, değişmesi gerektiğini ifade ettiğinizi biliyorum. Az önce de dinledik. Biz her türlü riski göze aldık ve 22 Temmuzda milletimizin bize verdiği emanetin hakkını yerine getirerek, anayasada 28 yılın en büyük, en kapsamlı değişikliğini gerçekleştirdik. 'Yeniden bir anayasa yapalım' dedik. Tamam yapalım da şurada, 27 maddelik bir değişiklik sürecinde nelerin yaşandığını gördük. Daha öncesinde başlattığımız girişimlerin nasıl önünün kesildiğini gördünüz. Tüm toplumun ittifak ettiği maddelerde bile muhalefetin nasıl ön kestiğini, ön kesmek için nasıl ittifak halinde çalıştığını gördünüz. Hatta oy kullanma kabinine milletvekillerinin gönderilmediğini gördünüz. Milletvekili ne için var? Orada oy kullanmak için, ama milletvekiline güvenmeyen, onun iradesine saygı duymayan bir anlayış var. Gitsin kullansın oyunu. Ama biz risk aldık. Biz elimizi taşın altına koyduk. Bedenimizi koyduk. Milletin hayır dualarıyla bu işi belli bir noktaya getirdik. Şimdi söz millette. Son sözü millet söyleyecek. Son kararı millet verecek, siz vereceksiniz.” Başbakan Erdoğan, “Atatürk'ün ifadesiyle hakimiyet-i milliyeye karşı çıkmak irticadır. Yani milli egemenliğe karşı çıkmak irticadır. İrticanın tarifini kimse başka yere saptırmasın, işin aslı budur” diye konuştu. BAHÇELİ: İŞÇİ SİPARİŞ VERMEK GEREÇEKÇİ BİR BAKIŞ DEĞİLDİR MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “sırf politik mesaj olsun diye, mesela işsizliği çözmek adına TOBB üyelerine birer işçi almalarını sipariş vermek sorunlarımıza gerçekçi bir bakış olmadığı gibi, bu anlayışın bir asır sonra ülkemizi getirdiği nokta da ortadadır” dedi. Devlet Bahçeli, TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ülkenin içinde bulunduğu buhran haline rağmen; umut ve heyecanla katma değer üretmeye çalışan özel sektör temsilcileriyle aynı çatı altında bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Türkiye ekonomisinin temel sorun alanlarına stratejik bakışını ve buna dönük bazı tespitlerini aktaran Bahçeli, Türkiye'nin hak ettiği mevkilere yükselebilmesi, medeniyet aleminde yeniden itibar görmesi; milletin huzura, refaha ve mutluluğa kavuşmasının herkesin öncelikli görevi ve vazgeçilmez hedefi olduğunu belirtti. Bir çözüm yolu aramanın ve bir çare bulmanın, ortada bir sorunun varlığını kabul eden, bir sıkıntının bulunduğunu itiraf eden ferasete, kusurlarını fark eden bir samimiyete sahip olmakla mümkün olacağını anlatan Bahçeli, “Giderek tahrip olan devlet yapısı, buhran içinde kıvranan ekonomik sistem, yozlaşan değerler bütünü, cepheleşen ve ayrışan toplum, çözüm üretmekten uzaklaşan siyaset algısı haklı olarak hepimizi endişeye sevk etmektedir” dedi. Dünya üzerinde, ekonomisi gelişmiş ama siyaseti çalkantılı; eğitimi mükemmel ama üretim yapısı geri ya da siyaseti istikrarlı ancak, ekonomisi krizden krize sürüklenen bir ülkeye rast gelinmediğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti: “Kalkınmanın zemini olan madde ile mana arasındaki dengeyi sağlayabilmiş, refahı vatandaşına sunabilmiş, aynı sorunlarla didişme döngüsüne düşmemiş ülkelerin küresel alanda ne kadar ön sıralarda olduğu da bellidir. Aynı güzel sonuçları ülkemiz için söylemekten ne yazık ki, çok uzaklardayız. Ne üzücüdür ki yüzyıl önce hangi sorun alanları varsa bugün de aynı sorunlarla, benzer yöntemle ve aynı bakış tarzıyla uğraşıp duruyoruz. İşsizlik, yoksulluk, borçluluk, geri kalmışlık, yabancılaşma ile bunlara karşı geliştirdiğimiz sözde çözüm çabaları hep aynı makus talihin açmazlarıdır. Bundan daha da vahimi ise milletimizi dünya üzerinde kudretli yapacak beşeri varlığımızın; zenginlik, gelişme ve kalkınma hayallerinden giderek uzaklaşması ve yoksullaşmanın dar alanlarına mahkum olarak hedef bunalımına sürükleniyor olmasıdır.” “SIRF POLİTİK MESAJ OLSUN DİYE...” Ekonomik kalkınmanın ihtiyacı olan insan faktörünün psikolojisinin, sosyal gerçeklerinin, tarihi şartlarının, kültürel özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini belirten Bahçeli, bu yapılmadığı takdirde hangi ekonomik model uygulanırsa uygulansın kronikleşmiş sorunlara çare bulunmasının mümkün olmadığını kaydetti. Bahçeli, “Bunlar gözetilmeden, sırf politik mesaj olsun diye, mesela işsizliği çözmek adına TOBB üyelerine birer işçi almalarını sipariş vermek sorunlarımıza gerçekçi bir bakış olmadığı gibi, bu anlayışın bir asır sonra ülkemizi getirdiği nokta da ortadadır. Elbette işsizliği sanal bir sonuç zanneden zihniyetin işsizin sorumluğunu, adı üstünde işi verene yüklemesi, eğer bir cehalet değilse olsa olsa yarattığı mağduriyete suç ortağı arama ve bahane bulma kurnazlığıdır” diye konuştu. Bahçeli'nin bu sözleri salondan alkış aldı. Katılımcılara, “Ülkemizde bir işsizlik gerçeği varsa bunun kaynağı asla sizler değilsiniz. Hatta şükran ve minnetle belirtmek lazımdır ki oluşturduğunuz iş ortamı milyonlarca vatan evladını bir iş, meslek ve ekmek sahibi yapmaktadır” diye seslenen Bahçeli, siyasetçiye düşen temel görevin, siyasi iktidarlara yüklenen sorumluluğun, bu kişilerle çatışmak, uğraşmak, teftiş etmek değil; büyüyebilmeleri, dünyaya açılabilmeleri için pürüzlerin ortadan kaldırılması, engellerin bertaraf edilmesi olduğunu dile getirdi. Bahçeli, “Türkiye'deki sorunların kaynağını sivil topluma yükleyen, başarısızlıklarının gerekçesini devlet kurumlarına atan, yerinde saymanın bahanelerini anayasalarda arayan zihniyetin ülkemize vereceğinin kalmadığı, son gelişmelerle ortaya çıkmıştır” görüşünü dile getirdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.