1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Toplum çözüm sürecine nasıl bakıyor
Toplum çözüm sürecine nasıl bakıyor

Toplum çözüm sürecine nasıl bakıyor

Konda Araştırma Şirketi'nin Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Akşam gazetesinden Nebahat Koç'a çözüm süreciyle ilgili toplumun süreci soğukkanlılıkla izlediğini açıkladı.

A+A-

Erzurum Güncel-SEÇMEN ETKİYE BAKACAK Süreç daha bir tartışma... Bence toplum son derece soğukkanlı bir biçimde ne olacak diye bakarak bir kenarda bekliyor. 53 milyon yetişkin insanın henüz oy tercihini değiştirecek bir şey de olmadı. Seçmen bir takım günlük uygulamalardan rahatsızsa "kararsızım", AK Parti'ye kızıyorsa da "bir düşüneyim" diyor. En azından bu süreç başlayana kadar yani Ocak ayına kadar böyleydi. Onun için oynaşma, kararsızlarla AK Parti arasındaydı. Dolayısıyla ne öyle AK Parti'nin oyunda radikal düşüşler ne de diğerlerinin oylarında radikal yükseliş var. Artık süreç başladı denince seçmenin tercihi hemen ertesi sabah değişmez. Seçmen ancak sonucuna ve gündelik hayatına etkisine bakacaktır. KUTUPLAŞMA KESKİNLEŞTİ Ülkede bir gerilim olduğunu biliyoruz. Buna Türk-Kürt kutuplaşması, AK Parti yandaşlığı-karşıtlığı ya da modern ve dindarların belli bir kesimleri diye bakılabilir. Ama gündelik hayatta bir kutuplaşma olduğunun farkındayız. Her ne kadar medya sadece bunun Türk-Kürt veya AK Parti yandaşlığı-karşıtlığı sanıyorsa da gündelik hayata yansıyan kısmı yani hayat tarzlarına yansıyan kısmının çok farkında değil. Halbuki biz de 3 yıldır yırtınıyoruz ki, "böyle bir problem var ve bu giderek büyüyor." Bu nedenle iktidar ya da partiler değişse bile bu kutuplaşma hayatta sürecek demek. Kutuplaşmalar AK Parti'yle oluşmadı. Ama AK Parti keskinleştiriyor. KÜRT MESELESİ EN ÖNEMLİ SORUN Kürt meselesi ülkenin önündeki en önemli problem. Kürt meselesi varken, demokratikleşme konuşamayız. Kürtlere vermediğimiz her hak, kendi hayatımızdan feda etmeye razı olduğumuz bir hak. Türkiye 2014-2015'ten sonra medeni, ilerleyen bir ülke olacaksa, toplumsal refahın, huzurun yükseldiği bir ülke olacaksa Kürt meselesini çözmek zorundadır, nokta. Hep beraber, herkes kendi kimliğiyle, siz mini eteğinizle, diğeri başörtüsüyle, öbürü Kürtlüğü, öbürü Türklüğüyle var olabileceği bir hayat kurmalıyız. NİYET UMRUMDA DEĞİL Hükümet niyetinin ne olduğu, Apo'nun arzusunun ne olduğu benim umrumda değil. Ben diyorum ki, sürece kendi ihtiyaç ve taleplerimizi dillendirmek için, 1 Mayıs'ı özgürce kutlayabilmek, İstanbul'la ilgili kararlara istediğimiz gibi katılabilmek için bir düzenleme yapacaksak, bu düzenlemeleri yapmamızın nedeni Kürt meselesi. Kürt meselesini ortadan kaldırmadan bu düzenlemeleri yapamayacağız. Kürt melesinin ortadan kaldırılması için ne yapılacaksa yapmaktan yanayım. MHP VE AK PARTİ NET, CHP İKİ ARADA BİR DEREDE Bu konuda MHP ve AK Parti net davranıyor. Bugün AK Parti ya da CHP seçmeni dediğiniz bir monoblog 10 milyon insandan konuşmuyoruz. Bunların içinde farklılar, farklı ihtiyaçları, farklı talepleri ve farklı siyasi dertleri olan insanlar var. Dolayısıyla sürece AK Parti yanında CHP karşısında diye bakmak doğru değil. AK Parti'nin de CHP'nin tabanında da sürece ya da Kürt meselesi çözümüne sıcak ve soğuk bakanlar var. Sadece oran kombinasyonları farklı sayılar. Burada iki arada bir derede kalmış olan CHP. Sürecin ilerlemesi olumluya doğru da yürüse olumsuza doğru yürüse de CHP'ye zarar getirir. Olumluya doğru yürürse AK Parti'nin, olumsuza doğru yürürse de MHP'nin kazanacağı açık. Pozisyonunu netleyememiş olmaktan dolayı olan CHP'ye olur. İKTİDAR SALLANTIDA DEĞİL Konuşmalar toplumdaki desteği artırıyor. Artırıyor derken yüzde 90'a çıkıyor değil. Ama bunun henüz bugün itibariyle parti tercihlerine falan yansıması sözkonusu değil. AK Parti zaten oldu bitti yüksek oranda seyrediyordu, hala da öyle serediyor. 1 puan inmiş çıkmışların da çok önemi yok. Ama süreç başladı diye, "AK Parti iktidarı sallantıda" gibi bir şey, görüyor musunuz. MHP'lilerde hiç, "iktidara yürüyoruz arkadaşlar dayanın" ruh halini gördünüz mü. Süreç başarılı olursa, tabi bu aşama aşama. Eğer o aşamaya geldiğinde gerçekten bu konuda somut yasal, kurumsal düzenlemeler yapılırsa siyaset normalleşecek. Böyle olursa o zaman AK Parti'nin tartışılmaz hem de çok daha büyük yüksek oyla iktidarını sürdüreceği açık. CHP İLE MHP EŞİTLENİR Bu durumda CHP ile MHP belki de eşitlenir. Her halukarda hala AK Parti'ye oy vermeyecek insanlar olacaktır. Süreci desteklese bile AK Parti'ye oy vermeyecekler olacaktır. Bir de gerçekten milliyetçi, başka insanlar olacaktır. MHP'nin bu sürecin sonunda her halukarda oylarında da bir yükselme beklenebilir. Bu 15 mi 25 mi olur bilemem. Ama bir miktar böyle değişim olacağı açık. CHP eğer kurumsal tercihlerini, siyaset yapma tarzını gözden geçirirse, başka bir pozisyon üretirse başka şeyler konuşuyor oluruz. Ama bugünkü hali sürerse CHP için çok parlak olmayabilir sürecin sonu. CHP eğer yarının Türkiye'sinde olmak hem de iktidara talip olmak istiyorsa, vatandaş gözüyle bakınca kendi içinde kavgalı görüntüsü ile ekonomideki "herşey battı" dilini değiştirecek. İnsanların 2002 ile 2012'deki halinde kötüye gidiş mi var. Esnafa sorun böyle olmadığı açık. Bu inandırıcı olmuyor. CHP'nin yeni baştan mutfağa kapanıp yeni batan hayat ne, Türkiye ne, dünya neredeye gidiyor, ben burada ne yapmalıyımı düşünmesi gerekiyor. 75 MİLYON KARAR VERECEK O kadar çok farklı aktör var ki. Başka ülkeler, başka istihbaratlar... Türkiye'deki bu kadar farklı hayat tarzı, bu kadar farklı siyaset. Kürtlerin içinde o kadar farklı ihtiyaç ve talep var ki, bir başbakanın ve iki tane mühendisin, oturup da şunu yapacağız, şu olacak, bunu yapınca da şu olacak diye bir şey, senaryo yok. Hükümetin yapabileceği en iyi şey, farklı durumlara göre farklı senaryolar hazırlamaktır. Sonuç olarak o pazarlık ne yapılmış olursa olsun, birbirine iki kişi üç kişi 5 kişi birbirine ne vaat etmiş olursa olsun, sonuçta bu 75 milyonun kararıyla olacak. OY ORANI %70'E %30 OLMAZ Türkiye'deki Kürtlerin yarısı herhangi bir problemi Kürt kimliği üzerinden düşünerek, diğer yarısı da Müslüman kimliği üzerinden düşünerek karar ve tercihlerde bulunuyor. O yüzden Kürt seçmenin yüzde 90'ının oyu, zaten AK Parti ile BDP'ye gidiyor. Topladığımız zaman bu 6.5-7 milyon oy. Şu anda o yüzde 90'ının 50'sini AK Parti, 40'ını BDP alıyordu. Süreç iyi veya kötü olursa yer değiştirirler ama bu hiçbir zaman 70'e 30 olmaz. Çünkü, hayat tarzı olarak, hayata bakış olarak birisi Müslümanım diye düşünüyor, kafası öyle çalışıyor, taleplerini oradan oluşturuyor, ihtiyaçlarını, dertlerini oradan dillendiriyor. Öteki de Kürt kimliği üzerinden. 2.5 milyon zaten BDP oyu var. 2.5 milyonun 100 bini eksilir. Herkes izliyor şimdi. Henüz daha maç bitmedi ki bir karara varsın. Yarın değişmeyecek anlamında söylemiyorum. Bugün henüz daha oyun oynanıyor. Süreç sürüyor. KUTUPLAŞMA SÜRERSE TOPLUM KENDİSİ ÇÖZER AK Parti'de MHP diye CHP diye her gün öyle bir dil kuruluyor ki... O partilerin tabanlarında da sürece olumlu bakan insanlar var. O yüzden de karşı olanların neden karşı olduklarına kafa yormak ve bunu çözmeye çalışmak lazım. Bu şekliyle AK Parti süreci eksik yönetiyor. Ama böyle bir sürecin sorumluluğunu göze almak, bu cesareti göstermek bile çok büyük bir şey. Kutuplaşmanın devam etmesi halinde, merak etmeyin toplum o zaman meseleyi kendisi çözüyor. Nasıl 2001, 2002'de bütün partileri tasviye ederek başka bir şey yaptı. Toplum aynısını yine bu seçimde yapar. Adam doğrusunu kendi hayatında biliyor. 3.5 milyon Türk'le Kürt akraba. Kendi özel hayatındayken daha hoşgörülü, ama kendi derdiyle, geçim, sağlık, eğitim derdiyle meşgul. O yüzden de daha gerçekçi, ihtiyaçlarına göre ya da var olan koşullara göre pozisyon alıyor. Ülkeye dönünce o ulvi bir şey. Olmayan, kutsal, bir sürü saçma başka duygu hali başlıyor.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.