Türkmenlerin can güvenliğinden kim sorumlu?
Esalettin Gül yazdı...
Erzurum Güncel- Musul Başkonsolosluğu’muzu basarak aralarında diplomat ve ve özel harekatçılarında bulunduğu 49 vatandaşımızı rehin alan Irak Şam İslam Devleti örgütü (IŞİD) geçtiğimiz hafta önce Musul’u sonrada Selahaddin eyaletinin başkenti Tikrit’i alarak Bağdat’a doğru ilerlediğini açıkladı. Örgüt bir taraftanda Twitter hesabından esir aldığı 1700 Irak askerini toplu infaz ettiğini gösteren korkunç katliam fotoğrafları yayınlıyor. Irak ordu sözcüsü Korgeneral Musavi, katliamların gerçek olduğunu devamı durumunda bölgede korkulan mezhep çatışmalarını başlatacağına dikkat çekiyor. Diğer taraftan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği (ITKYD) Genel Başkanı Mehmet Tütüncü de Bölgede yaklaşık 2,5-3 milyon Türkmen yaşadığını, Kerkük ve Musul'daki Türkmenlerin hiçbir can güvenliği bulunmadığını kuşatmanın devam etmesi durumunda, asimile edilerek, topraklarının Kürdistan adı verilen bölgeye katılmak istendiğini dile getiriyor ve Türkiye’den kendilerine uzanacak bir el beklediklerini söylüyor. Konu Türkiye’den beklenti boyutuna gelince bin sekizyüzlü yıllarda Rus ordularının korkulu rüyası Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’in Gunip Dağın’da beş yüz kadar fedâisi ile bir buçuk ay süreyle koskoca Rus ordusuna karşı verdiği mücadeleyi anmadan olmaz. Uzun müdafadan sonra ellerinde atacak barutları, yiyecek bir şey kalmadığı halde düşmanla mücâdeleye devâm ediyorlardı. Etrafındaki yiğit askerlerinin dört yüz kadarı da şehit olmuştu. Dağın zirvesine çekilmiş belinden palaskasını çıkarıp Rus askerlerine vururken bir taraftanda gözleri ufukta Osmanlıdan gelecek yardımı bekliyordu. Yetiş Osmanlı! Diye kükrüyor teslim olmamak için direniyordu. Rus Çar’ı imam Şamili özellikle canlı istiyordu. Sonunda çaresiz esir düşen Şamili bir gün Rus Çar’ı yemeğe davet eder. Çar yemekte, “Esir düşen Şeyh Şamil'in iştahını abartarak; beni yemenizden korkuyorum" deyince, Şeyh Şamil; boşuna korkmayın efendi, Biz Müslümanız bizim dinimizde domuz eti yemek haramdır, demiştir. Bugün aynı desteği kuşatma altındaki Türkmenler bizden bekliyor. Türkmen kardeşlerimizin feryadı karşısında Türk yetkililerin meseleyi küçümseyen açıklamalarını anlamak mümkün değil. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Tereyağgından kıl çeker gibi çözeceğiz.” Derken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tüm yaşananlar karşısında “Irak’ta kaos varmış gibi yansıtılıyor.” yorumunu anlamak mümkün değil. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru’da hala, “49 insanımızın rehin alınmadığını, bize rehin alındıkları söylenmedi. Eğer rehin alınsaydı oturulur pazarlık yapılırdı. Karşılığında bir şey istenen insanlar yok. Sadece alıkoyma durumu söz konusu, sürekli haberleşiyoruz.” diyor. Peki neden serbest kalmıyorlar? Sorusuna açık net cevap verilmiyor. Daha kendi rehinelerimiz konusunda nasıl bir strateji izleneceği belirsizliğini korurken, Türkmen kardeşlerimize nasıl sahip çıkacağımızı yetkili ağızlardan duymak istiyoruz. Lütfen Türkmen kardeşlerimizin feryadını karşılıksız bırakmayalım.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.